İlk olarak KARAR’ın gündeme taşıdığı, ‘yasaklı doktorun ölümlü tüp mide operasyonu’yla ilgili başlatılan soruşturmadaki detaylar, olayda Bakanlığın da ihmali olduğunu ortaya koydu. Büyükçekmece Cumhuriyet Savcılığı tarafından başlatılan ve 7 şüphelinin bulunduğu soruşturmada 5 kişi tutuklandı. Hastanenin kâğıt üzerindeki sahibi tutuksuz yargılanırken, ‘fiili’ sahibi olduğu tespit edilen kişi hakkında da yakalama kararı çıkarıldı. Sanıklar hakkında ‘İhmalle kasten öldürme’, ‘Suç delillerini yok etme’, ‘Resmi belgede sahtecilik’ gibi suçlardan 33’er yıl hapis cezası talep edildi.
ÖLÜM SİLSİLESİ
2015’teki Figen Kurt Bostancı’nın ölümlü tüp mide operasyonu nedeniyle 2019’da hekimlikten geçici men cezası alan Erol V. pandemi gerekçesiyle yürütmesi durdurulan ceza sayesinde 2020’den itibaren yeniden ameliyat yapmaya başladı. Sağlık Bakanlığı ise bu men kararını tam dört yıl boyunca hatırlamadı. Bu sırada gerçekleştirilen Temmuz 2023 tarihli operasyon sonrası 19 yaşındaki Rojin Elveren hayatını kaybetti. Rojin’in ölümüne ilişkin soruşturma başlatılınca Bakanlık, 2015 dosyasındaki men kararını yeniden fark ederek Eylül 2023’te hem doktora hem de çalıştığı hastanelere tebligat gönderdi. Ancak uyarıdan sadece üç ay sonra, makas tutma yetkisi dahi kalmayan doktorun 23 yaşındaki Semanur Aydın’ın ameliyatına girdiği ve Aydın’ın da yaşamını yitirdiği ortaya çıktı. Bağcılar Şafak Hastanesi’nde yaşanan olayda hastane yönetimi önce delilleri karatmak için telefon görüşmesi yaptı, görüşme telefon tapelerine yansıdı. Daha sonra ise herkes topu birbirine attı.
HERKES BİRBİRİNİ İŞARET ETTİ
Hastane sahibi “Yönetimi başkasına bıraktım, kimseyi tanımam” dedi, başhekim “Hekimin menedildiğinden haberim yoktu”, Genel müdür ise “Yıllık izindeydim” derken, Doktor Erol V., ifadesinde ameliyatı kendisinin değil, Şaban C’nin gerçekleştirdiğini anlattı. Bu iddiayı reddeden Şaban C. hastane yönetiminin kendisini kandırarak imzasını aldıklarını ve ölümlü vakayı kendi üzerine atmak istediklerini ileri sürdü. İfadelerine başvurulan hastane personeli de men kararına rağmen doktorun hastanede 45-50 civarı ameliyat gerçekleştirdiğini, ameliyatların diğer bir doktor olan Şaban C. üzerine kaydedildiğini, hastanede tüp mide ameliyatına uygun olmayan kişilere operasyonlar yapıldığını, yönetimin de her şeyden haberdar olduğunu söyledi.
‘YALAN BEYAN VERMEYE ZORLANDIM’
Savcılık olayla ilgili hastanenin sahibinin de ifadesine başvurdu ve hastanenin biri kâğıt üstünde diğeri fiili olmak üzere iki ayrı sahibinin olduğunu tespit etti. Olayla ilgili malen sorumlu Bağcılar Şafak Hastanesi’nin sahibi Refik Arslan ifadesinde yönetimi Cem Türker Ö’ye bıraktığını, başhekimi tanımadığını söyledi. Cem Türker Ö. hakkında 12 Eylül’de yakalama kararı çıkarıldı. Halen yakalanamayan hastane sahibinin ifadesine başvurulamadı.
Soruşturma kapsamında ifadesine başvurulan ve Erol V.’nin ise Şaban C.’nin üzerine kaydedilerek ameliyatlara girdiğini söyleyen anestezi teknikeri E.B, tüp mide ameliyatı için uygun olmayan hastaların da ameliyata alındığını, maaş anlaşmasını doğrudan Cem Türker Ö. ile yaptığını ve hastane yönetiminin tüm durumdan haberdar olduğunu kaydetti. E.B, Semiha Y’nin kendisini “Semanur’un ameliyatını Şaban C. yaptı” demeye de zorladığını belirtti. Hastane personeli olarak Erol V. ile çalışmak istemediklerini belirttiklerini de söyleyen E.B, “Erol Vural’ın geçmişte bir kişinin ölümüne neden olduğunu bildiğimiz için, hastaneye başladığı dönemde başhekime çalışmak istemediğimizi söyledik. Başhekim ‘Bu kişi o kişi değil’ dedi” diye konuştu.
Büşra CEBECİ





