Türkiye’de sağlık sektörü, 663 sayılı KHK ile yürürlüğe giren sözleşmeli yöneticilik sistemiyle yönetiliyor. Ancak bu sistem, liyakat eksikliği ve referans temelli atamalar nedeniyle ciddi bir krizin eşiğinde. Sağlık personeli, iş bilmeyen yöneticilerin gölgesinde çalışmaktan ve onların yükünü taşımaktan yorulmuş durumda. Müdür, müdür yardımcısı, başkan, başkan yardımcısı ve uzman kadrolarına yapılan atamalar, yalnızca lisans mezunu olma şartına dayanıyor. Bu durum, sektörde deneyimsiz ve yetersiz yöneticilerin sayısını artırırken, sağlık çalışanlarının hem iş yükünü hem de mağduriyetini katlıyor.
İş Bilmez Yöneticiler ve Personelin Sırtındaki Yük
Sağlık personelinin en büyük şikâyetlerinden biri, iş bilmeyen yöneticilere iş öğretmek zorunda kalmaları. DYS gibi temel araçları kullanmayı dahi bilmeyen bazı yöneticiler, amir konumuna getiriliyor. Bu kişiler, kendi görevlerini yerine getirebilmek için yetkin personele bağımlı hale geliyor. Örneğin, bir sağlık çalışanı, “Müdürüm evrak havale etmeyi, kendi adına yazı yazmayı bilmiyor, işini yapabilmek için mecburen bana soruyor. Bu yük neden bizim sırtımızda? Bu en basiti” diyerek yaşanan çaresizliği dile getiriyor. Bu durum, personelin asli görevlerine odaklanmasını engellerken, iş bilmez yöneticilerin sektörü yönlendirmesi, hizmet kalitesini de tehdit ediyor.
Referansla Atama ve Liyakat Eksikliği
Sözleşmeli yöneticilik sisteminde sınav yerine referans ve siyasi bağlantıların ön planda olduğu iddiaları, sağlık camiasında yüksek sesle konuşuluyor. X platformunda bir kullanıcı, “Sağlıkta yönetici atamaları torpille yapılıyor. DYS’yi açamayan müdür, hastaneyi nasıl yönetsin?” diyerek tepkisini ortaya koyuyor. Yeterliliği olmayan yöneticilerin, sadece lisans diplomasına dayanarak kritik pozisyonlara getirilmesi, sağlık personelinin güvenini sarsıyor. Atama süreçlerinde şeffaflık ve liyakat eksikliği, çalışanların motivasyonunu düşürüyor ve sektöre duyulan inancı zedeliyor.
Sözleşme Kaosu ve İtibar Kaybı
Son dönemde, bazı illerde personele sözleşme imzalatılıp ardından Bakanlık tarafından onaylanmadığına dair geri dönüşler yapılması, durumu daha da karmaşık hale getiriyor. Bu belirsizlik, sağlık çalışanlarının itibar kaybına uğramasına ve “küskünler ordusu”nun büyümesine neden oluyor. Aday olup olamayanlar, aday olmak isteyip de ortaya çıkamayanlar ve vaadlerle bekletilenler, Bakanlığın adaletsiz atama politikalarından nasibini alıyor. Bir sağlık çalışanı, “Sözleşme imzaladık, umutlandık, sonra ‘Bakanlık onaylamadı’ dediler. Bu kadar mı değersiziz?” diyerek hayal kırıklığını ifade ediyor.
Personelin Mağduriyeti ve Küskünler Ordusu
İş bilmez yöneticiler, personelin hem iş yükünü artırıyor hem de mağduriyetini derinleştiriyor. Kendi işlerini yapamayan yöneticiler, yetkin personeli adeta “gölge yönetici” gibi kullanıyor. Bu durum, çalışanların tükenmişlik hissetmesine ve kuruma olan bağlılıklarının azalmasına yol açıyor. Sağlık sektöründe “küskünler ordusu” her geçen gün büyürken, bu durum hizmet kalitesine de yansıyor. Personel, “Biz sahada canla başla çalışırken, başımızda iş bilmeyen yöneticilerle uğraşıyoruz. Artık yeter!” diyerek liyakat talebini yükseltiyor.
Çözüm: Sınav ve Liyakat Esaslı Atama
Sağlık çalışanları, yöneticilik kadrolarına atanmada liyakat temelli bir sınav sisteminin şart olduğunu vurguluyor. Objektif bir sınav, hem ehil yöneticilerin göreve gelmesini sağlayacak hem de personelin sırtındaki yükü hafifletecek. Çalışanlar, Milli Eğitim Bakanlığı’nın sınavla yönetici atama modelini örnek göstererek, Sağlık Bakanlığı’ndan benzer bir adım bekliyor. Şeffaf ve adil bir sistem, sadece personelin mağduriyetini azaltmakla kalmayacak, aynı zamanda sağlık hizmetlerinin kalitesini de artıracak.
Sağlık Bakanına Çağrı
Sağlık çalışanları, Bakan Kemal Memişoğlu’na sesleniyor: “Liyakat olmadan sağlık sektörü ayakta kalamaz. İş bilmez yöneticilerle daha fazla mağdur olmak istemiyoruz!” Personel, sınav sistemiyle atama yapılmasını ve liyakatin ön plana çıkarılmasını talep ediyor. Bakanlığın bu çağrılara nasıl yanıt vereceği, sektörün geleceğini şekillendirecek.
Sağlık Bakanlığı’nın sözleşmeli yöneticilik sistemi, liyakat eksikliği ve iş bilmez yöneticiler nedeniyle derin bir kriz yaşıyor. DYS kullanmayı bilmeyen amirler, referansla yapılan atamalar ve onaylanmayan sözleşmeler, sağlık personelini mağdur ediyor. Sektörde büyüyen küskünler ordusu, hizmet kalitesini tehdit ederken, çalışanlar liyakat temelli bir sınav sistemi için haykırıyor. Sağlık Bakanlığı’nın bu sorunlara kulak vermesi ve acilen adım atması gerekiyor. Liyakat gelmedikçe, sağlıkta mağduriyet ve kaos büyümeye devam edecek.
