Geçtiğimiz hafta bizi arayanlar, Şehir Hastanesi Başhekimi’nin, İl Sağlık Müdürü hakkında Savcılığa suç duyurusunda bulunduğunu söyledi. Doğrusunu söylemek gerekirse ilk kez duyduğumuz, şahit olmadığımız bir konuydu ve pek de inandırıcı bulmamıştık.

Tarafların görüşünü almamız gerekiyordu, İl Sağlık Müdürü ile görüştüğümüzde suç duyurusunu duyduğunu ama doğrulatamadığını belirtti. Nedenini bilmediğini, suç duyurusunun içeriği hakkında bilgi sahibi olmadığını söyledi. İlk duyduğunda Şehir Hastanesi Başhekimi’ni aradığını, suç duyurusu konusunun doğruluğunu sorduğunu, doğru cevabı alınca da başka bir şey sormadığını belirtti.

Şehir Hastanesi Başhekimi’ni aradık, suç duyurusu ve şikâyeti doğrulayıp detay vermekten kaçındı.

Araştırmalarımızda şunu gördük. Ortada iletişimsizlikten kaynaklanan bir sıkıntı var. Aracı olanların hatalı laf taşımaları da buna etken.

Şehir Hastanesi’nde başarı ile bu görevi yerine getirip herkesin sevgi ve saygısını kazanan İlhami Çelik Hoca’nın Dekanlığa atanması sonrasında Başhekimliğe Prof. Dr. Emin Silay atanmıştı. Emin Hoca’nın serzenişi “Madem bir göreve atanmışsam, çalışma arkadaşlarımı da kendim belirlemeliyim, müdürleri ben tayin etmeliyim. Müdürleri İl Sağlık Müdürü tayin edecekse ben nasıl başarılı olacağım” diyor ve ekibinde bulunmasını arzulamadığı iki müdüre bunu açıkça söylüyor. Müdüre “Tamam hocam, kararınıza saygı duyuyor ve servisime dönüyorum” diyor, İl Sağlık Müdürü ile görüştükten sonra vazgeçip “Görevimin başındayım” diyor. Gel de çık işin içinden.

Elbette bir huzursuzluk oluyor, Müdür’e mobing uygulanıyor diye İl Sağlık Müdürlüğü’ne şikâyette bulunuyor. İl Sağlık Müdürü de Bakanlığa değil doğrudan Hastane Başhekimi’ne yazı gönderiyor. Müdire Hanım’ın şikâyeti sadece mobing uygulanması, görev verilmemesi şeklindeyken, İl Sağlık Müdürlüğü yazısında, şikâyet dilekçesinde olmayan ifadeler yer alıyor. İl Sağlık Müdürlüğü yazısında “Şehir Hastanesi Başhekimi’nin S. Hanım’ın sosyal hayatına, mesleki ve özel hayatına yönelik muameleler yaptığı anlaşılmıştır...”  deniliyor. İşte Savcılığa suç duyurusu burada başlıyor. Şehir Hastanesi Başhekimi, “Çalışmak istemediğim bir hanımın sosyal hayatı, meslek hayatı ve özellikle de özel hayatına yönelik muamele yapmam kesinlikle iftiradır. Bu iftiranın çözüm yeri de savcılık makamıdır.” diyor.

Bu gelişmelerden sonra randevu sisteminden tutun da MR çekimine kadar suçlayan suçlayana. Mesela bir taraf diyor ki, randevu almak isteyen sisteme girse bile sekreterler belli bir sayıda kapatıyor, kendi eş, dost ahbaplarına randevu veriyor. Günler, aylarca randevu alınamıyor.

Mesela her hastanede haftada bir gün eğitim yapılır, Şehir Hastanesi’nde anestezi uzmanları cuma günleri sabah saatlerinde eğitim yapıyor. İddia; cuma öğlene kadar ameliyat yok. Oysa acil durumlarda, mesela her gün akşam 5 anestezi uzmanı nöbete kalıyor. Aciller hangi saat olursa olsun asla bekletilmiyor. Cuma günleri her hastanede olan eğitim saatleri gereği acil durum hariç ameliyatlar 10:00’da başlayıp 18:00’de bitiyor.

Emin Silay Hoca ile yaptığımız görüşmede ”Elbette İl Sağlık Müdürü bizim amirimizdir, saygıda kusur etmeyiz, sormak var, suçlamak var. Bir hanımefendinin, kendisi ile 10 yıldır aynı bölümde çalıştığım bir kardeşimin özel, mesleki, sosyal hayatına yönelik müdahale ile suçlanmam asla affedilemez. Bu suçlamaya suskun kalamazdım, iftira nedeniyle Savcılığa suç duyurusunda bulundum. S. Hanım’ın dilekçesinde bu ifadeler yok” diyor.

Takdir sizin...

Sami Dayangaç-Kayseri Haber

Editör: TE Bilisim