Günümüzde, ister sağlık çalışan olsun,ister başka kurumda çalışan olsun yada devlet memuru dahi olmasın bir çok insanın hayalini sağlık sektöründe sözleşmeli yönetici olmak süslüyor. Bu uğurda oldukça fedakârlık ve feragatlere giriyor, birçok riski de göze alıyor? Neden olacak, getirisi çok, imkânı ve salahiyeti fazla. Sözleşmeli yönetici olarak atanan personel bulunduğu kadrodan daha fazla maaş almakta, çalışan ek ödemesi ne zaman yatacak diye beklerken o ayın 15 inde peşin almakta, personel sabaha kadar uykusuz geçen, ayaklarında varislerin oluşmasına neden olan nöbetin arından 0 TL ek ödeme alırken onun hak edişinde bir azalma olmuyor. Personele mesaiye geç kalınan 10 dakika için hesap sorulurken,o ve kankaları istediği saatte gelir gider. Personelin çay makineleri yasaklanırken onların çayhanesi ve hizmet eden personeli ayrıdır.Emir vermek, karar verici olmak da ayrı bir güzellik katmaktadır. Sağlık personeli kendi dahi muayne olmak için sıra bulamz iken sözleşmeli yöneticinin eşi, dostu yanında bir görevli ile hiç bir zorlukla karşılaşmadan muayne olur, sözleşmeli yöneticinin yanında çayını kahvesini içer gider.Birde zaten tüm sorumluluğu bağlı birimlerde bulunan personele yükleyip, sana hesap srarım, ben imza atmam deyip satın alma sürecinde bile yer almayan yönetici olunca herkesin hayali Sağlıkta sözleşmeli yönetici olmak. (Taşın altına elini koyan,çabalayan emek sarfedei adaletli davrananları muaf tutuyoruz).Sorumluluk ve mesuliyeti yok.
Onu boş ver, orasını düşünme. Sen sadece getirisine bak, götürüsüne değil. İşte bu yüzden herkes bir baş olma sevdasında.

Ama o başlığın sorumluluğunu yerine getirebilir miyim, getiremezsem sorumlu olur muyum? Orasını boş ver demeye getirmekte.
Bundan dolayı söylenmiş meşhur tekerleme.
– Bir baş ol da istersen soğan başı ol!

Bu dünyada sorumluluk almaktan, hesap vermekten kurtulduğunuzu düşünebilirsinizde ya ahiret, terazinin şaşmadığı günde hesap vermketen nasıl kurtulunur? Orda referans sadece ve sadece adalet.

Sözleşmeli yönetici olan ve olmak isteyene, sözlerinden, sosyal medya hesaplarından hak ve hukuku düşürmeyenlere ahireti hatırlatmakta fayda var,
Mahşer halkı hesaptan önce toplanır.
Herkes serbest ve rahat. Ancak belli gruplar vardır ki onlar öyle serbest ve rahat değil. Çünkü onların elleri başlarına bağlı.
– Kim midir bu elleri başlarına bağlı bekleyenler?
– Yöneticiler, baş olanlar...
İsterse başı oldukları insanın sayısı on kişiden ibaret olsun. Yönetici ya... Hesabı verdikten sonradır ki elleri başlarına bağlı olmaktan çözülür, esir görünüşünden kurtulurlar. Yönettikleri insanların durumuna dönerler.
– Ya baş olmanın hesabını veremez, yönettiklerinin hakkını yemiş olmak gibi vebal ve haklar söz konusu olursa?
O takdirde eller başlarına bağlı olarak sürülürler veballerini yüklendikleri insanların cezasını çekmek üzere...
İşte bundan dolayıdır ki Halife Mansur hac esnasında büyük veli Abdullah bin Mübarekin şöyle bir ikaz sorusuna muhatap olur. Büyük veli der ki:
– Ey müminlerin emiri! Görüyor musun şu gözyaşı döken hacıları?
– Görüyorum.
– Bunların hepsi de sadece kendi nefislerinin hesabından korktuklarından dolayı gözyaşı döküyorlar. Sen ise kendi nefsinden başka yönettiğin bunca insanların da hesabından sorumlu olacaksın, acaba senin ne kadar gözyaşı dökmen gerekecek?

 

Gelelim sağlıkta sözleşmeli yöneticilere;

Sağlık Bakanlığının illerdeki temsilcileri İl Sağlık Müdürlükleri. Aslına bakarsanız Resmi Gazete'de yayınlanan, Sağlık Bakanlığı tarafından yayınlanan tüm ilgili mevzuatlara uyulmasından, hasta ve hasta yakının vebaline girilmesinden,personelin vebaline girilmesine kadar tüm sorumluluk elbette uygulayıcılar ile birlikte İl sağlık Müdürlüğünde bulunan yöneticilere de aittir. Çünkü Bakanlık il Sağlık Müdürlüklerine denetim , izleme, kontrol etme yetkisini de vermiştir. Kaldı ki Sözleşmeli yöneticilik sisteminde il Sağlık Müdürleri beraber çalışacakları ekibi de kendi belirlemektedir.

Sağlık Bakanlığı sözleşmeli yöneticilik sistemine bürokrasiyi azaltmak, taşın altına elini koyan yöneticilerin olması, personel ve vatandaş ile iç içe olan bürokratik bir yaklaşım planlanmıştı.

Gelinen noktada gördüğümüz ise ilk önce sağlık müdürlükleri,yayınlanan ilgili mevzuatlara uymadıkları, birim sorumlarının sadece uzman yada şube müdürlerinden olması, yönergede belirtilenin dışında birim açılmaması, geçici görevlerin sonlandırılması, alan dışı çalışmanın sona erdirilmesi, stok koordinasyon biriminde çalışanların yayınlanan ilgili mevzuatta belirlenen personelden görevlendirilmesi, Satın alma iş ve işlemlerinin il sağlık müdürlüklerinden yürütülmesi, pazarlık ve doğrudan teminlerin azaltılması, toplu ve merkezi alımlar ile maliyetlerin azaltılması, bağlı kuruluşların ilgili mevzuatlara uygunluğunu sağlamaktamıdırlar?

Sağlık müdürlükleri bu durumda olunca bağlı kuruluşlarda farklı değil maalesef. Bir çok kurumda hiç bir mevzuatta olmayan sağlık Bakım Hizmetleri Birim sorumlusu, koordinatör hemşire, süpervizör hemşire adlarında görevlendirmeler yapılmakta. Yapılan görevlendirmelerin en basitinden sorumlu hemşire görevlendirmelerinin dahi ilgili mevzuata uygun yapılmadığını artık söylemeye gerek duymuyoruz.Toplantılarda eleman sıkıntımız var, personel istemeyin diyen sözleşmeli yöneticinin eğitim biriminde diyabet eğitim hemşiresi, obezite eğitim hemşiresi, gebe okulu eğitim hemşiresi, hizmet içi eğitim hemşiresi başlıkları altında 8-9 tane hemşire görevlendirmesi bulunuyor. Bakıyorsunuz eşinden ayrılmış, evde gece küçük çocuğunu yalnız bırakmamak için nöbetten muaf olmak isteyen sağlık personeline yasa ve yönetmelikler ile hayır cevabı veren yönetici daha mesleğinin baharında  sağlık personelini eğitim hemşireliğinde görevlendirmiş, yada sayıları 100 lere varan sağlık personelinin geçici görev ile il-ilçe sağlık müdürlüklerinde görevlendirilmesini onaylamış.

Sistemin kuruluşunda amaçlanan kurumların otelcilik hizmetleri dediğimiz yemek, temizlik, karşılama, yönlendirme, güvenlik,kantin gibi hizmetleri ise her seferinde basında ve sosyal medyada yerini almakta.Sağlık personeli, hasta ve hasta yakını temizlik hizmetinden, yemek yiyemediğinden, kantindeki fiyatlardan şikayetci sesini duyan var mı?

Sözleşmeli yöneticiler sahadan uzaklaşmış, lüks makam odalarında, kapılarında sekreterleri,hasta ve hasta yakının, personelin ulaşamadığı bir yönetim sergilemektedirler. Bazı illerde sağlık personeli il sağlık müdürünü, başkan, başkan yardımcısını, hatta kurumundaki müdürü, müdür yardımcısını tanımamaktadır.

Onun için insanlar bir makam ve mevkiye çıkmak isterken tek gözle bakmamalı, Rabbimizin verdiği iki gözü de kullanarak nazar etmelidir. Bir gözüyle o makam ve mevkiin sağlayacağı maddî imkânları, menfaatleri görmeli; öteki gözle de getireceği vebal ve sorumluluğu görmeli; mutlaka makamın hakkını vermeyi, görevini adaletle yerine getirmeyi hedef edinmelidir.

UYGULAMADIĞINIZ, UYGULANMASINI SAĞLAMADIĞINIZ, DENETLEMEDİĞİNİZ, GÖRMEZDEN GELDİĞİNİZ, HER UYGULAMADAN SORUMLUSUNUZ




 

Editör: TE Bilisim