Yeni İzmir Gazetesi’nden Semi Tektaş’ın haberine göre sağlık emekçileri sağlıkta şiddet olaylarının çözülememesine isyan ederken şimdide hastanelerindeki yemeklerin yetersiz, hijyenden uzak ve sağlıksız olmasına isyan etti. Urla Devlet Hastanesi’nde yemeklerde kurt çıkması, Ankara Bilkent Şehir Hastanesi’nde sağlık çalışanlarına dağıtılan 200 mililitrelik kapalı suların içinde yabancı maddeler görülmesi en son örneklerinden oldu. İzmir Sağlık emekçileri Sendikası (SES) mafyalaşan yemek firmalarına dikkat çekiyor.

URLA’DA BÖCEK ÇIKTI

İzmir, Gaziantep ve Diyarbakır’daki kamu hastanelerinde görev yapan Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) üyesi sağlıkçılar, yemekhanelerde hem sağlıkçılara hem de hastalara verilen yemeklerin yetersiz, hijyenden uzak ve sağlıksız olduğuna dikkat çekti. İzmir’deki Urla Devlet Hastanesi’nde de geçen hafta 2. basamak yoğun bakım servisinde tedavi gören 80 yaşındaki diyabet hastasına kahvaltıda çikolata, çok az miktar peynir ve zeytin verilmesi gündeme geldi. Aynı hastanede sağlıkçılara verilen yemekhane yemeğinde de kurtlar çıktığı iddia edildi. Ankara Bilkent Şehir Hastanesi’nde ise sağlıkçılara dağıtılan 200 mililitrelik kapalı suların içinde yabancı maddeler görüldüğü ileri sürüldü.

Diyarbakır’da yemek boykotunda silahların sıkıldığını söyleyen Sağlık Emekçileri Sendikası İzmir Şubesi Eş Başkanı Nursel Yücesoy, “SES olarak Türkiye genelindeki hastanelerimizde yemek boykotları gerçekleştirdik. Burada bizim isteğimiz yemeklerin yine kamusal şekilde tahsis edilmesidir. Bu şekilde şirketlere teslim edilen yemek hizmeti tamamen mafyalaşan şirketlere dönüştü. Artık bu şirketler sağlık sektörünü tamamen ele geçiriyorlar. En son Diyarbakır’da yaşanan yemek boyutunda silah bile sıkmışlardı. Arkadaşlarımızdan biri es kaza canından olabilirdi. Bu şirketleşme uygulamasından bir şekilde vazgeçilmeli artık. Önceki dönemdeki gibi yemek hizmetinin devlet eliyle yapılması gerekiyor” diye konuştu.

TİCARETLEŞME

“Sağlıkta dönüşümde birlikte ticaretleşen her şey gibi yemek hizmeti de bir ticarete dönüştü” diyen Yücesoy, “Sonuçta özelleşmek dışardan almak anlamına geliyor. Yemek hizmeti de dönüşümle birlikte dışarıdan sağlanmaya başladı. Bunun için de belli şirketler ihaleye giriyor. Zaten o şirketlerin iktidara yakın olduğunu biliyoruz. Sürekli aynı şirketler almaya devam ediyor ve bunun üzerinden kendileri de taşerondan işçi çalıştırıyorlar. Sağlık çalışanları gibi taşeron işçilerinde hakları gasp ediliyor” değerlendirmesinde bulundu.

DÖNÜŞ YOK

Vatandaşa domuz eti yediren firmadan din, devlet ve bayraklı savunma Vatandaşa domuz eti yediren firmadan din, devlet ve bayraklı savunma

Artan yemek skandallarına yapılan şikayetlerden şimdiye kadar bakanlığın sadece Urla’da dönüş yaptığını söyleyen Yücesoy, “Şu ana kadar sadece Urla’da bir geri dönüş sağlandı. Elimizde bununla ilgili çok fazla dosya vardı. Bakanlığa kadar giden bir şikâyet süreci yaşadık. Urla’da böyle bir geri dönüş sağlandı ama onun dışında henüz hiçbir geri dönüş yok. Normalde ihale sözleşmelerine göre bu şikayetlerin hastane yönetimlerinin yapması gerekiyor” diyerek sözlerini tamamladı.

“20 LİRAYA YEMEK OLMAZ” 

Birlik Sağlık Sen Genel Başkanı Ahmet Doğruyol da hastanelerde personel ve hastalara verilen kahvaltı ve yemek öğünlerinin doyuruculuktan çok uzak olduğunu söyledi. Doğruyol, yüksek performansla iş üretmesi istenen sağlık çalışanlarına doyamayacakları öğünler verildiğini belirterek, aç haliyle nasıl verimli çalışabileceğinin sorgulanmasını istedi. Doğruyol, “Bu öğünler 17,5-20 TL bedelle bir firmadan alınıyor. Onlar da giderlerini karşılama, kar etme hedefiyle öğünleri küçültüyorlar. Bu durumda öğünler besin değerinden ve doyuruculuktan uzak bir hal alıyor. Bunun tek çözümü, eskiden olduğu gibi hastanelerin kendi yemeklerini hastanede yapmaları. Böylece hijyen, besleyicilik ve doyuruculuk çok daha iyi noktada olur” açıklamasında bulundu.

Editör: Ceren Yıldız