Cumhuriyetin ilanından bu yana Türkiye'nin geçirdiği tüm süreçlere ve bütün alanlardaki devam eden gelişmelere bizzat şahitlik etmiş olmasıyla kulak verilmesi gereken önemli iş insanları arasında yer alan Can Ata Kıraç özellikle Koç Topluluğu çatısındaki çalışmalarıyla tanınır. Türk iş dünyasının yakından tanıdığı Can Kıraç çocukluk yıllarında tesiri altında kaldı ziraatçilik alanındaki çalışmaları sonraki yıllarda ilerleterek finansal deneyimi ve bilgisi ile harmanlamış, pek çok farklı kurumda yüksek mevkilerde uzun yıllar hizmet vermiştir. Birer hobi olarak devam ettirdiği sanatsal çalışmalarının yanı sıra profesyonel anlamda başarı kazanan yazılı eserleriyle de tanınan meşhur iş insanı Can Kıraç günümüzde de anıları ve fikirleriyle takip edilmektedir.
1927 yılında Ankara'nın Etimesgut ilçesinde dünyaya gelen Can Kıraç ismini ve soy ismini Gazi Mustafa Kemal'den almıştır. Babasının zirai çalışmaları doğrultusunda bu soyismi alan Kıraç, sonraki yıllarda isminin de Ulu Önder tarafından konmasını gururla anacaktır. Eskişehir'de geçirdiği erken çocukluk döneminden sonra eğitimi için babasının izinden giderek Ziraat Fakültesinden mezun olan Can Ata Kıraç Ankara Üniversitesi'ndeki bu eğitiminden hemen önce "gençliğinin lüks dönemi" olarak tanımladığı Galatasaray Lisesi eğitimini başarıyla tamamlamıştır.
Üniversite eğitiminin son iki senesinde Türkiye Milli Talebe Federasyonu başkanlığını deneyimleme imkanı bulan Can Ata Kıraç mezuniyetinden kısa süre sonra ise Koç Ticaret Şirketi'ne bağlı olan ve Ankara'da bulunan Otomobilcilik Şubesi'nde profesyonel çalışma hayatına adım atmıştır. Çalışan kimliği kadar kuruluş yıllarında öncülük ettiği büyük oluşumlarla da kariyerindeki yükselişine devam eden Can Kıraç 1960'larda yönetim kurulu üyesi olarak yer aldığı İzmir Ticaret Odası'nda planlı karma ekonomik kavramını savunarak öne çıkmıştır. Yine kısa bir süre sonra basında montaj sanayini savunarak fark oluşturan Kıraç, aynı dönemde TÜSİAD'ın kuruluşuna öncülük eden komitede yer almıştır.
Koç Topluluğunda tam 41 yıllık bir meslek yaşantısı sürdüren Can Ata Kıraç büyük başarılar ve yenilikçi hamlelerle dolu kariyerini, kendi isteğiyle ani bir şekilde noktalamıştır. Emekliliği ayrılma kararı aldığı 1991 yılında Süleyman Demirel'den aldığı politikaya katılma davetini geri çevirmiş olmasıyla da kararındaki kesinliği açıkça gösteren Can Kıraç iş dünyasında karakterinin yoğun bir şekilde etkilendiğini ve özgürlüğüne karşı özlem duyduğunu belirterek sakin bir emeklilik yaşantısının kapılarını aralamıştır.
Kendisi gibi popüler iş insanlarının yer aldığı ailesini 2019’da vefat eden eşi İnci Atav Kıraç ile kurmuş, bu evliliğinden Aslı Kıraç ve Ali Numan Kıraç adında iki çocuk sahibi olmuştur. Ebru Kıraç adında bir gelini olan Can Kıraç’ın ayrıca Yasemin ve Can Ata adında iki de torunu bulunmaktadır.
Her ne kadar iş dünyasının önde gelenleri arasında anılsa da edebiyat dünyasına sunduğu eserleri ve hobi olarak sürdürse de profesyonel bir boyut kazanan sanatçı kimliğiyle de aktif kalmaya devam eden Can Ata Kıraç özellikle Koç ailesinin aktarıldığı Anılarımla Patronum Vehbi Koç isimli 1995 yılına ait kitabının başarısıyla tanınır. Şiir, resim ve koleksiyonculuk gibi pek çok farklı alanda ustalıkla devam eden çalışmalarını yer yer dijital basında veya gençlerle bir araya geldiği sohbetlerde detaylandıran Kıraç, daha önceki senelerde tatil için uğrak yeri olan Çeşme’de, kendi tabiriyle özgürlüğün coşkusuyla yaşamını sürdürmektedir.