personel sağlık

Taşıt Kredi Faizleri Yükseldi, Düşüş İçin 2026 İşaret Edildi Taşıt Kredi Faizleri Yükseldi, Düşüş İçin 2026 İşaret Edildi

TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay, kamu toplu iş sözleşmelerine yönelik gazetecilere açıklamalarda bulundu.

Bazı memur sendikalarının da işçilere yönelik bakışını da Atalay çok sert eleştirdi:

Bazı memur sendikaları da işçiyi öyle görüyor ki, yani sanki biz marabayız. Yani burada, affedersiniz, lağımından çöpüne kadar, ekmeğinden savunma sanayisine kadar, yerin altına kadar, özellikle ifade ediyorum, Sayın Cumhurbaşkanı bir gün şu Maliye Bakanı'na, şu bakanların yarısını, şu madenin bir altına bir soksalar bir görseler o işçi nasıl çalışıyor? Hangi şartlarda çalışıyor? Hangi zahmeti, hangi sıkıntıyı çekiyor? Geçen gün bir yazı, memur sendikaları müracaat ediyor Cumhurbaşkanlığı'na, diyor ki "İşçiden amir olmaz." Değerli arkadaşlar, bu ne demek onu da bilmiyoruz. Sonra bir araştırdık. Düşünün, üniversitede işçi kadrosuna girmiş üniversite mezunu arkadaşlarımız var işçi kadrosunda, 20 senedir çalışıyor.

Onun için başta bazı memur sendikaları aklını başına alsın. Memur da bizim, emekli de bizim, işçi de bizim. Yani bizi ayrıştırmasınlar. Çünkü biz bu ülkede, dünyanın hiçbir ülkesinde bedenen çalışanla masada başında çalışan aynı ücreti almıyor, alamaz. Yani bedenen çalışanla masa başında çalışan, ortalama her gün 5 tane arkadaşımız iş kazasından değil, iş cinayetinden can vermeye devam ediyor.
Bunu Soma'da, Ermenek'te, Amasra'da, her yerde, en son İliç'te görmeye devam ediyoruz. Yani onun için işçinin talebine, sendikacıların talebine bir an evvel kulak versinler.

"Buradan hükümete bir daha sesleniyorum. İşçinin talebine kulak verin. İşçinin dayanma gücü kalmadı. Şu anda 10 yıllık usta bir işçi ortalama 35.000 lira, 40.000 lira civarında maaş alıyor. Bu maaşlar, bu maaş, şu anda işverenler bizim dışımızda, dışarıdan işçi alıyor."

GREV YASAĞINA DİRENİŞ SİNYALİ

Toplu sözleşme sürecine dair takvimi de paylaşan Atalay, “Demiryolları 5 Mayıs’ta tarafsız arabulucuya gitti. 15 gün süresi var. Ardından süreç çalışıyor. İki ay içinde grev kararı almak ve uygulamak zorundayız” dedi.

Enerji ve karayollarında da benzer süreçlerin başladığını belirten grev sinyali verdi.

Atalay, milli güvenlik gerekçesi ile grevin yasaklansa da emekçinin sesini duyurayacağını söyledi.

Atalay şu ifadeleri kullandı:

Tabii öyle bir 12 Eylül'den kalan bir grev yasağıyla ilgili bir tablo var.

İşte bunun dışında enerji bunun dışında kalıyor. Savunma sanayi bunun dışında kalıyor. Bu demek şu demek değildir yani bunun dışında kalıyor diye. İşçi tepkisini, sıkıntısını her noktada, her alanda göstermek durumundayız.

Yani mesaisinden, gece zammından, servisinden yemeğine kadar şu anda 2 kap yemek yediğin zaman bu ülkede 300 liraya 400 liraya yiyemezsin.
Bunu da konuşmak durumundasın ama işveren sendikası diyor ki; benim yetkim yok. Herkes gözünü dikmiş Maliye Bakanı'na. Maliye Bakanı da bugüne kadar işçi ile ilgili hiç müspet bir şey yaptığını geçmiş dönemde de görmedim, bu dönemde de görmedim.

Yani göreceğimi de hiç zannetmiyorum çünkü onun dünyası başka, biz çalışanların dünyası başka. O bir dar çerçeveden tabloya bakıyor.
Atalay, işveren sendikasının parasal konulara yanaşmadığını belirterek, “Arkadaşlarımız 27 Şubat’ta 21 maddelik teklif sundu. İşveren sendikası, ‘Parasal konuları konuşmam’ diyor. Ne konuşursun o zaman? Bizim sıkıntılarımızın hepsi parayla ilgili” ifadelerini kullandı.

"BU ÜLKE HEPİMİZİN"

Atalay, Türkiye'de vasıflı işçilerin bittiğini bunun iş yerlerinde çalışan emekçilerin ve sendikaların düşündüğünü fakat iktidarın farkında bile olmadığını söyledi:

Sen sıradan bir adam getirip de Milli Denizaltı'yı yapamazsın. Sıradan bir adam getirip dışarıdan, karın lapa lapa yağdığı yerde 80 metre elektrik direğinin tepesinde çalıştıramazsın. Makine Kimya'da arkadaşlarımız emekli oldu. Öyle bir ustaya ihtiyaç var ki, sonra Makine Kimya'nın sendika başkanı arkadaşlarımızı geri döndürdük.

Dedik ki 'Ya gelin 3 ay durun burada. Size ihtiyacımız var. Bu yeni gelenlere bunu öğretin.' Biz bunu düşünüyoruz, işçi bunu düşünüyor, sendika bunu düşünüyor. Bu ülkeyi idare eden, maliyenin başında olan, bu ülkeyi idare eden bakanlıkların başında olanlar bunları düşünmüyor. Onun için bu ülke kimsenin babasının çiftliği değil. Bu ülke bizim hepimizin ülkesi. En ufak sıkıntı olduğu zaman bedeli hep beraber ödemeye devam ediyoruz (Oda Tv)

Kaynak: rss