Karşıyaka Cumhuriyet Başsavcılığı, 39 şüpheli hakkında doktorların e-imza cihazını çalarak kırmızı reçeteye tabi ilaçlar yazdıkları gerekçesiyle iddianame hazırladı.
Karşıyaka Cumhuriyet Başsavcılığı’nın hazırladığı iddianamede 1006 kişi müşteki olarak yer aldı. Müştekilerin arasında Sosyal Güvenlik Kurumu’nun olmaması dikkat çekti. 39 kişiyse şüpheli sıfatıyla yer aldı. Savcılık, şüphelileri birinci ve ikinci grup olarak kategorize etti. Birinci grup şüpheliler eczacı ve eczane çalışanları dışındakiler olarak adlandırılırken, ikinci grup şüphelilerse eczacı ve çalışanları olarak adlandırıldı.
Şüphelilerin "kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirmek veya yaymak” suçundan yargılanması talep edildi.
İddianameye göre, sahte reçeteler İstanbul, Ankara, Antalya, İzmir, Kocaeli, Bursa ve Manisa’daki eczanelerden karşılandı.
Sistem nasıl işliyor?
İddianameye göre, 23 şüpheliden oluşan birinci grup, hırsızlık eyleminin mağduru olan doktorların e-imza cihazlarının şifresini öğrenerek bu cihazı çalıyor, ardından cihaza girerek üçüncü kişiler adına reçete düzenliyor, reçetelere konu ilaçları eczanelerden alıp üçüncü kişilere satıyor veya doğrudan reçeteleri satıyordu.
Savcılık, bu kişilerin eylemlerinin bütün halinde nitelikli hırsızlık, bilişim sistemine girme, belgede sahtecilik, uyuşturucu madde ticareti yapma ve kişisel verilen hukuka aykırı olarak ele geçirilmesi ve kullanılması suçlarını oluşturduğunu kaydetti. Bu kişiler hakkında “verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme” suçu dışında diğer suçlar yönünden 2023 yılında bir iddianame düzenlendiği ve davanın Karşıyaka 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldüğü belirtildi.
Sanıkların sicilleri
Halen devam eden bu davanın 14’üncü olan son duruşması 29 Temmuz’da görüldü. Bu dava kapsamında birinci gruptan 11 kişi tutuklu bulunuyor. Bu kişiler, Alperen Köksal, Atakan Lüder, Ertuğrul Gürgür, Kemal Gürgür, Mehmet Kanat, Mustafa Hastürk, Ozan İlaslan, Recep Kuyubaşı, Sergen Gürgür, Tınay Gürgür ve Onurcan Pınar.
Davanın şüphelilerden Tınay Gürgür daha önce Antalya 36. Asliye Ceza Mahkemesi’nde yargılanıp "nitelikli hırsızlık" suçundan mahkûm oldu. Antalya 23. Asliye Ceza Mahkemesi de aynı kişiyi yine “nitelikli hırsızlık” ve "bilişim sistemindeki verileri yok etme” suçlarından mahkûm etti.
Dosya şüphelilerinden Hüseyin Coşkun’un ise Küçükçekmece 7. Ağır Ceza Mahkemesi'nde “uyuşturucu madde ticareti yapmak” suçundan yargılandığı, 24 Mart 2025’te hakkında beraat kararı verildiği görüldü.
Doktorların e-imza cihazları çalındı
İddianamedeki anlatıma göre, soruşturma devlet hastanelerinde ve özel hastanelerdeki bazı doktorların e-imza cihazlarının çalınmasıyla başladı:
-28 Nisan 2023’te Tire Devlet Hastanesi’nde görevli doktor Betül Şenay’ın çalınan e-imza cihazıyla dört gün içinde farklı kişiler adına 600 kutu Lyrica ve muadili ilaç yazıldı.
-21 Haziran 2023’te Çeşme Medicana Tıp Merkezi’nde görevle doktorlar Veysel Karan Koçdemir ve Emre Tosun’un çalınan e-imza cihazlarıyla 63 kutu Lyrica ilacı yazıldı.
-6 Temmuz 2023’te İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde çalışan doktor Sena Taş’ın çalınan e-imza cihazıyla 38 reçete oluşturuldu, reçetelerden 36’sı İstanbul, İzmir ve Kocaeli’ndeki eczanelerden karşılandı.
-11 Temmuz 2023’te Aydın Efeler Özel Ege Liva Hastanesi’nde görevli doktor Ercan Karakuş’un çalınan e-imza cihasıyla renkli reçeteye tabi ilaçlar yazıldı.
-12 Temmuz 2023’te Karşıyaka 3 Nolu Aile Sağlığı Merkezi'nde görevli doktor Nihan Daştı'nın çalınan e-imza cihazıyla 979 kutu Lyrica ve muadili ilaçlar yazıldı.
-13 Temmuz 2023’te İstanbul Gaziosmanpaşa’daki Özel Asya Hastanesi’nde görevli doktor Bayram Ercan’ın çalınan e-imza cihazıyla 150 reçete oluşturuldu, İzmir, İstanbul ve Antalya’daki eczanelerden 51’i karşılandı.
-20 Temmuz 2023’te Antalya Muratpaşa’daki Özel Yaşam Hastanesi’nde görevli doktor Selçuk Küçük’ün çalınan e-imza cihazıyla 62 reçete oluşturuldu, reçetelerden 14’ü İstanbul ve Antalya’daki eczanelerden karşılandı.
-23 Temmuz 2023’te Antalya’daki Akdeniz Şifa Hastanesi’nde görevli doktor Mustafa Koçyiğit’in çalınan e-imza cihazıyla üç kişi adına 25 reçete oluşturuldu.
-24 Temmuz 2023’te Antalya Muratpaşa’daki Güzeloba 19 No’lu Aile Sağlığı Merkezi’nde görevli doktor Gulnara Halil’in çalınan e-imza cihazıyla toplam 147 reçete oluşturuldu.
-28 Temmuz 2023’te Konya Meram Devlet Hastanesi’nden görevli doktor Emin Ünal’ın çalınan e-imza cihazıyla 31 adet reçete oluşturuldu.
-11 Ağustos 2023’te İstanbul Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi’nde görevli doktor Büşra Koç’un çalınan e-imza cihazıyla 24 reçete oluşturuldu, 21 reçete İstanbul ve İzmir’deki eczanelerden karşılandı.
-Muğla Ortaca Devlet Hastanesi’nde görevli doktor Efe Utku Uçar’ın çalınan e-imza cihazıyla sekiz kişi adına renkli reçete düzenlendi.
-4 Ekim 2023’te Balçova Özel Metropol Hastanesi’nde görevli doktor Ramazan Güler’in çalınan e-imza cihazıyla 171 adet reçete oluşturuldu, reçetelerin 118’i Ankara, İstanbul, İzmir, Kocaeli, Bursa ve Manisa’daki eczanelerden karşılandı.
-7 Ekim 2023’te Tuzla Özel GİSBİR Hastanesi’nde görevli doktor Uğur Mehmet İçke’nin çalınan e-imza cihazıyla 80 reçete oluşturuldu ve 75’i Ankara, Antalya, Bursa, İzmir, Kocaeli ve Manisa’daki eczanelerden karşılandı.
-Pursaklar Devlet Hastanesi’nde görevli doktor Melek Yeşilmen’in çalınan e-imza cihazıyla yabancı uyruklu dört kişi için sekiz kutu ilaç yazıldı.
Soruşturma üç ay sonra açıldı
12 Temmuz’daki olayın ardından adli soruşturma başlatıldı. Bir gün sonra da Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü'ne konuyla ilgili bir ihbar ulaştı. İhbarda “mahallede Gürgürler adında çete olduğundan, bu şahısların sahte belgelerle doktora gittiğinden, uyuşturucu sattıklarından, birkaç kere yakalandıkları ancak bir şey olmadığından, kendilerine karışan insanların dizlerine sıktıklarından, Eyüp'ün talimatıyla oğlunun birinin vurulduğundan, bu şahısların en son hastaneleri gezerek yeşil reçeteli ilaç yazmak için doktorların flashlarını çaldıklarından” bahsedildi.
Telefonları dinlenmeye başlandı
İddianamede, kayda geçen üç eyleme göre e-imza cihazlarını çalan kişilerin kalabalık grup halinde hareket ettiğinin anlaşıldığı belirtildi. Kamera görüntüleriyle Ertuğrul Gürgür, Sergen Gürgür ve Atakan Lüder isimli kişilerin kimliklerinin tespit edildiği belirtilen iddianamede, bu kişilerle birlikte ihbarda ismi geçen Eyüp Gürgür’ün telefonlarının 18 Temmuz 2023’ten itibaren “suç işlemek amacıyla örgüt kurma” ve “uyuşturucu madde ticareti yapma” suçlarından dinlemeye alındığı aktarıldı. İddianameye göre, şüpheliler önce muayene veya soru sormak için doktorun yanına girdi, doktor şifresini yazarken e-imza cihazının şifresini öğrendi, ardından doktorların e-imza cihazlarını çaldı. Telefon dinlemelerine göre, şüpheliler çeşitli eczaneleri arayarak reçete kodunu söyledi ve ilacın bulunup bulunmadığını sordu.
İddianamede, e-imza cihazlarıyla üçüncü kişilerin kimlik bilgileri kullanılarak uyuşturucu madde (pregabalin) içeren ve renkli reçeteye tabi ilaçların yazıldığı, reçeteye konu ilaçların eczanelerden alınarak piyasaya sürüldüğü belirtildi. İddianamedeki beyanlarına göre müştekilerin bilgisi dışında Karşıyaka 102 Nolu Aile Hekimliği, Ataşehir Şifa Hastanesi, Özel Ege Liva Hastanesi ve İstanbul Gaziosmanpaşa’daki Özel Asya Hastanesi’nden reçete yazıldı.
İddianamede şüphelilerin yabancı uyruklu kişilerin adına oluşturulmuş reçeteleri nasıl karşıladıkları da anlatıldı. Buna göre, yabancı uyruklu kişilerin kimlik belgesi üzerine daha önce hayatını kaybetmiş veya hayatta olan başkalarının fotoğrafı yerleştirildi ve reçeteler gerçek kişiler tarafından teslim alınmış gibi yansıtıldı.
Doktor ve acil servis görevlilerinin ifadeleri
Melek Yeşilmen: "Pursaklar Devlet Hastanesi'nde doktor olarak çalışıyorum. Olay günü hastaneye gelen ve kendisini eczacı olarak tanıtan bir şahıs ilaç yazdırmak istedi ve sistemi bildiğini söyleyip bilgisayarıma yaklaştı. Şahsa hastaları sorduğumda kapıyı açarak kapı önündeki şahısları gösterdi. Telefonuma baktığım sırada bu şahıs el çabukluğu ile çok sayıda reçete yazdı. Şikâyetçiyim."
Merve Arslan: "Polatlı Duatepe Devlet Hastanesi acil servisinde çalışıyorum. Olay günü nöbetteyken yanıma eczacı olduğunu söyleyen bir şahıs geldi. Eczanesinden ilaç almak isteyen Suriyeli hastalar olduğunu söyledi. Şahsa hastaları sorduğumda dışarıda beklediklerini söyledi. Kayıt açtırmalarını istediğimde şahısların Türkçe konuşamadıklarını söyledi ve odadan ayrılıp bir süre sonra tekrar geldi. Tekrar kapıdaki şahısları gösterip hasta olduklarını söyledi, ardından sistemden yardımcı olacağını söyledi. E-reçete sistemine girdiğimde ilaçların raporlu olduğunu görüp reçete ettiğini gördüm. Şikâyetçiyim."
Üsame Beyazyüz: "Çubuk Halil Çıvgın Devlet Hastanesi'nde hekimlik yapıyorum. Olay günü hastaneye gelen “Mohammed Jawısh” isimli şahsın yanında iki kişi daha vardı. Raporlu ilaçlarının olduğunu ve bittiğini, aile hekiminin izne çıktığını, acil servise gelmek zorunda kaldıklarını söylediler. Bu sırada yanlarında iyi Türkçe konuşan bir şahıs vardı. Yabancı kimlik numarası gösterdikleri ve raporlu oldukları için iki şahsa istedikleri kadar ilaç reçete ettim."
Aslı Hesapçı: "Bucak Devlet Hastanesinde acil polikliniğinde görevli olduğum sırada kendisini eczacı olarak tanıtan bir şahıs geldi. Haftasonu olduğu için iki nöroloji hastasının ilaçlarını alamadığını söyleyip Lyrica yazmamı istedi. Ardından e-reçetemden girip yabancı uyruklu olan şahsa ilaç yazdım, ilaç yazılan hastayı hiç görmedim."
Şüpheli eczacı ve çalışanlarının ifadeleri
Antalya’da bulunan bir eczanenin sahibi Ahmet Kemal Rodoplu: "Ben eski eczacı olduğumdan genelde işleri eski sistem yaptığım için gelen müşteriler yeşil reçete ya da kırmızı reçeteli ilaç istediğinde sisteme giriş yapmayı bilmediğim için bu işlemleri dükkanda bulunan kalfalarım yapardı. Çalışmış olduğumuz dört adet ecza deposu vardır. Bunların isimleri Hedef Ecza deposu, Lokman Ecza deposu, Bursa Ecza deposu ve Selçuk Ecza deposudur. Hedef Ecza Deposu dükkanımızın 100 metre ilerisindedir. Burada garip olan, bu kadar ilaç istenirken herhangi bir depodan bana uyarı gelmemesidir. Çünkü normal şartlarda bu kadar fazla miktardaki yeşil veya kırmızı reçeteli ilaç için sorumlu eczacının aranıp onay alınması gerekmektedir. Ancak beni kimse aramamıştır. Dükkan gelirlerimde de herhangi anormal bir artış olmamıştır. Yani benim bu usulsüz ilaç satışlarını tespit etmem mümkün değildir."
Kadıköy Sağlık Eczanesi yetkilisi Selin Boz: "Eczanedeki ilaç teslim işlemini eczanede yanımda çalışan personeller yapmaktadır. İlaçların eczaneden çıkışını yapan personelin kim olduğu eczane içinde kullanılan programdan ulaşılabilir. İstenildiği takdirde savcılık makamına verebilirim. Ayrıca soru içeriğinde geçen Lyrica isimli ilaçla ilgili Sağlık Bakanlığı eczanelere aylık 30 kutu kota koymaktadır. Söylediğiniz miktarlar aylık kotanın çok üzerindedir. Tarafıma isnat edilen suç ve suçlamaları kabul etmiyorum. Bahse konu e-imzası çalınması durumu eczanelere geç mail atılmaktadır. Bu sebeple o süre aralığında çalıntı e-imza ile düzenlenen reçetelerin çalıntı e-imza ile düzenlediğinden bilgimiz olmuyor."
İstanbul Yeni Sağlık Eczanesi sahibi Belkıs Şekerci: "Reçetem sisteminde reçetede bir sorun olduğuna ilişkin bir ikaz görülmektedir. Eczane olarak yeşil reçeteye tabi ilaçlar için bize verilen aylık bir kota yoktur. Eczane deposunda var olduğu ve temin edebildiğimiz sürece doktorun da reçete etmesi şartıyla her zaman yeşil ve kırmızı reçeteye tabi ilaçları satabiliriz. Kısa bir süre öncesine kadar doktorun yazması durumunda hasta üç ay süre için 300 mg ve 225 mg olarak sekiz kutu ilacı bir gün içinde alabiliyordu. Ancak bu duruma bir aylık sınırlama getirildi. Doktorların çalınan e-imzaları üzerinden reçete yazılmasına sistemde engel bir düzenleme olsaydı eczacı olarak bende böyle bir mağduriyet yaşamazdım."
E-imza cihazı çalınmasıyla suçlanan şüphelilerle İstanbul’daki Şifa Eczanesi çalışanı Fatma Akarsu arasında para transferleri de tespit edildi. Şüpheliler Serkan Gürgür, Atakan Lüder ve Hüseyin Coşkun tarafından Akarsu’nun hesabına 1 milyon 714 bin 390 TL, 403 bin 686 TL ve 2 milyon 293 bin 76 TL gönderildi. Akarsu, bu kişileri tanımadığını ve hesap hareketlerinden haberdar olmadığını iddia etti.
Şüpheli etkin pişmanlıktan yararlandı
Dosyanın şüphelilerinden Mehmet Kanat ve Hüseyin Coşkun etkin pişmanlık hükümlerinden yararlardı ve Şifa Eczanesi çalışanı Fatma Akarsu’nun ilaçların temin edilmesi sürecinde veya teslimi alınması aşamasında para alarak usulsüzlük yaptığı yönünde beyanda bulundu. Kanat’ın iddiasına göre, Akarsu, Ertuğrul ve Sergen Gürgür’le görüşüyordu ve kendilerine parçalar halinde 1000 kutuya yakın ilaç verdi. Ayrıca ilaçların tesliminden sonra da kamera görüntülerini siliyordu.
Kanat şunları söyledi: “Fatma Hanım’ın eczanesinden toplamda reçetelerle 1000 kutu, reçetesiz 1000 kutu olmak üzere 2 bin kutuya yakın ilaç aldık. Reçetesiz verdiği zamanlarda 150 kutu için ilaç bedeli dışında 15-20 bin TL civarında para alıyordu.”
Kanat, Antalya’daki ve Kadıköy’deki iki eczanenin reçete başına ilaç bedeli hariç 500 TL karşılığında ilacı sağladığını söyledi.
Mahkeme dosyaların birleşmesiyle ilgili görüş sordu
Karşıyaka Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianame Karşıyaka 6. Asliye Ceza Mahkemesi’ne gönderildi. İddianameyi kabul eden mahkeme, henüz duruşma günü belirlemedi. Mahkeme, ara kararında, Karşıyaka 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmeye devam eden dosyayı hatırlatarak iki dosyanın bağlantılı olduğunu, birinde verilecek kararın diğerini etkileme durumunun olduğunu aktardı. Mahkeme, her iki dosyada da aynı anda suça konu olayların meydana gelmiş olması ve yargılamaların beraber yürütülmesinin adil yargılanma ilkesi ve usul ekonomisi ilkesine katkı sağlayacak olması nedeniyle birleştirme ve yargılamanın Karşıyaka 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nin dosyası üzerinden yürütülmesi konusunda görüş istenilmesine hükmetti.
(Canan COŞKUN-Kısa Dalga)