Emek gücünü kullanamayan yetkili sendika ile küçük ortağının siyasetle iç içe olması nedeniyle memurun haklarını savunamadıklarını söyleyen Taşkın, mücadele ediyormuş gibi göründükleri için memur ve memur emeklilerinin sefalete sürüklendiğinin altını çizdi.

Yetkili sendikanın her dönem yaptığı gibi yine “kazanımlar” listesi paylaşmaya başladığını belirten Necip Taşkın, açıklamasına şöyle devam etti:

Memur Sen’in toplu sözleşme masasına oturduğu tarihten itibaren memur ve memur emeklileri reel olarak kaybediyor.

Toplu Sözleşmede Sağlıkta Bu 10 Madde Direk Reddedildi
Toplu Sözleşmede Sağlıkta Bu 10 Madde Direk Reddedildi
İçeriği Görüntüle

“Yetkili sendikanın toplu sözleşme masasına oturduğu tarihten bugüne kadar memur ve memur emeklilerinin reel olarak maaş kaybı yaşadığını ve sosyal yaşamlarının gerilediğine şahit oluyoruz. 16 yıldır toplu sözleşme masasına oturan yetkili sendika, çalışanlar arasındaki ücret adaletsizliğinin asıl nedenidir. Vergi muafiyet ve istisnalar tanınarak milyarlarca vergileri silinen sermayenin çalışanlar üzerinde yük olduğunu görmek istemiyor, buna karşılık vergi adaletsizliğinin düzeltilmesi için baskı oluşturamıyor. Yetkili sendikanın kamuda çalışma barışını bozan adaletsizliklerin önlenmesi konusunda da sessiz kaldığını tüm kamu çalışanları görmektedir. Kamu çalışanları üzerindeki adaletsizliği ve sefalet ücretine mahkûm edilmenin ağır yükünü taşıyan çalışanların hakkını ise bağımsız sendikalar korumaya çalışıyor.

Yetkili Konfederasyon ne istedi ne aldı?

Yetkili Konfederasyon; 2026 birinci altı ayı için 10.000 TL taban aylığa zam+%10 refah payı+%25,- ikinci altı ayı için %20, 2027 yılı birinci altı ayında 7.500 TL taban aylığa zam+%20, ikinci altı ay %15 oransal zam talebinde bulundu. Buna karşılık Kamu İşveren Heyeti; 2026 yılı birinci 6 ayı için %11+1.000 TL taban aylığa zam, ikinci altı ayı için %7, 2027 yılı birinci altı ayı için %4, ikinci altı ayı için %4 olarak teklifte bulundu.

Memur ve memur emeklilerinin insanca yaşamasını sağlayacak reel bir ücret artışı sağlanamamıştır. Bunun yanında kalıcı bir refah payı ile enflasyon farkının her ay maaşa yansıtılması, vergi oranının %15’te sabitlenmesi, vergi diliminin yükseltilmesi gibi memurun yaşam seviyesini reel olarak iyileştirecek en önemli maddelerde anlaşmaya varılamamıştır. Diğer yandan kreş ve 3.600 ek gösterge konusu muallakta bırakılmıştır. 8077 TL seyyanen zammın kök maaşa yansıtılması, bayram ikramiyesi gibi sosyal yardım da verilmedi. Kısaca Memur Sen yine sınıfta kaldı!

Ülkemizdeki enflasyon gerçeğinin dikkate alınması gerekiyor.

Sendikaları işlevsiz hale getirmek için sendika barajı gibi hukuksuz yollara başvuran yetkili Konfederasyonun karşısında duran bağımsız sendikalar, yoksulluk sınırının altında maaş alarak sefalet içinde yaşamaya mahkûm edilen kamu çalışanlarının haklarını korumaya çalışıyor. Yetkili Konfederasyonun Kamu Hakem Heyeti’ne başvurmasını istemiyoruz. Meclis’te Genel Bütçe görüşmelerinde maaş zammı sorununun görüşülerek çözülmesinden yanayız ama yetkili Konfederasyon bugüne kadar elde ettiği başarısızlığın Meclis’te tartışılmasını istemez. O halde Kamu Hakem Heyeti’nin ülkemizdeki enflasyon gerçeğini dikkate alarak memur ve memur emeklilerinin insanca yaşayabileceği bir maaş zammı değerlendirmesi yapmasını istiyoruz. Yetkili sendikanın bir kez daha başarısız olduğunu ve memur ve memur emeklilerini adım adım yoksulluğa ve sefalete getirdiklerini tüm kamu çalışanları görüyor. Zira, elektrik, su, doğalgaz, kira, ulaşım ve gıda gibi zorunlu ve temel ihtiyaçlara erişimin zorlaştığını ve geçim sıkıntısının artık sadece hayatta kalma mücadelesine dönüştüğünü 85 milyon görüyor ama ne Kamu işveren Heyeti görebildi ne de yetkili sendika. Kamuda çalışanlar arasındaki adaletsizliğin giderilmesini, vergi oranının %15’te sabitlenmesini, vergi diliminin yükseltilmesini, enflasyon farkının her ay maaşa yansıtılmasının önemini Kamu İşveren Heyeti anlamadı, umuyoruz ki Kamu Hakem Heyeti anlar. Refah payı ve taban aylığa zam yapılarak reel kayıpların da giderilmesinin, memur ve memur emeklilerinin yaşam şartlarının iyileştirilmesinde hayati önem taşıdığını anlamalarını bekliyoruz.”