Niğde’de Özel Yaşam Tıp Merkezi’nde doktor olmayan K.B. isimli kişinin sünnet ettiği öne sürülen 6 yaşındaki Metin Muhammet Erden’in ölümü Türkiye’nin gündemine yerleşmişti.

Küçük çocuğun sünneti ve sonrasında yapılan yanlış tedaviler nedeniyle hayatını kaybettiği iddia edilmişti.

İl Sağlık Müdürlüğü, ‘ihmal’ iddialarıyla gündeme gelen özel tıp merkezi hakkında soruşturma başlattıklarını bildirmişti. 

METİN’İN ÖLÜMÜNDE İHMAL Mİ VAR? AİLESİ YAŞANANLARI ANLATTI…

Yaşananların ardından adalet arayışına başlayan ağabey Seyfullah Enes Erden ve baba Mehmet Erden, çocuğun ölümüyle ilgili şüphelerini Veryansın Tv’ye anlattı.

Küçük kardeşinin, 30 Ocak’ta ailesi tarafından özel tıp merkezine götürüldüğünü ve burada sünnet ettirildiğini anlatan ağabey Seyfullah Erden, işlem sonrası eve giden Metin’in ağrılarının bir türlü dinmediğini dile getirdi.

‘DURUMU DAHA DA KÖTÜLEŞİYORDU’

Seyfullah Erden, Metin’i sünnet eden kişiyle iletişime geçtiklerinde, “Sizin çocuğunuz nazlı. Bir şey olmaz. 2 saatte bir Parol içirebilirsiniz” yanıtını aldıklarını öne sürdü.

Benzine 98 kuruş zam bekleniyor Benzine 98 kuruş zam bekleniyor

Kardeşinin önerilen ilacı kullandıktan sonra fenalaştığını belirten Seyfullah Erden, “Ağrıları artmıyor ama durumu daha da kötüleşiyor, halsizleşiyordu. İçtiği su bile olsa kusuyordu. Sadece bilinci açıktı, konuşabilir durumdaydı ama yürüyemiyordu” diye konuştu.

 

‘DEVLET HASTANESİNDE DE AYNI İLAÇ VERİLDİ’

Ağabey Erden, küçük kardeşini 2 Şubat’ta ‘iştahsızlık, halsizlik, kusma’ şikayetleriyle Niğde Ömer Halisdemir Eğitim ve Araştırma Hastanesi Acil Servisi’ne götürdüklerini anlattı. 

Kardeşinin kusarak tepki verdiği ilacın, burada da damar yoluyla enjekte edildiğini dile getiren Seyfullah Erden, “Kan tahlillerinin sonucu çıkmadan ilacı verdiler. Kardeşimin durumu daha da ağırlaştı” dedi.

‘AMBULANSIN ÇIKMASI ZAMAN ALIR, KENDİNİZ GÖTÜRÜN’

Seyfullah Erden’in iddiasına göre; kan tahlillerinin çıkmasının ardından toplanan doktorlar A.A. ve E.Y., “Metin’in acilen Kayseri’ye sevk edilmesi gerektiğini ancak ambulansın çıkmasının 1-1,5 saat alacağını” söyledi.

Seyfullah Erden, ailenin imkanları ile önce Kayseri’ye, ardından da ambulans helikopterle Malatya’ya götürülen Metin’in, ağabeyinden yapılan karaciğer nakline rağmen hayatını kaybettiğini belirtti.

‘SÜNNET EDEN KİŞİ DOKTOR DEĞİL’

Kardeşini sünnet eden kişinin doktor olmadığını vurgulayan ağabey, “Metin sünnet olduktan sonra biz e-Devlet üzerinden kontrol ettik. Sünnet eden doktorun, e-Devlet’teki doktorun ismiyle uyuşmadığını öğrendik. Sünneti yapan kişi K.B. ancak e-Devlet’te ismi çıkan kişi M.T., yani tıp merkezinin fizyoterapisti” diye konuştu.

Ağabey Seyfullah Erden, “Biz ailecek adaletin yerine gelmesini istiyoruz. Bunun sonucu ölüme kadar gitti ve kimse bunu geri getiremez. Biz sadece başkasının başına gelmemesini istiyoruz” derken baba Mehmet Erden de oğlunun ölümünde kusuru olanların cezalandırılmasını istedi.

 

İFADELER ORTAYA ÇIKTI

Öte yandan Veryansın Tv, çocuğun şüpheli ölümüyle ilgili Sağlık Bakanlığı Mesleki Sorumluluk Kurulu’nun kararına da ulaştı.

Bakanlığın kararında Metin’i sünnet ettiği öne sürülen K.B. ve çocuğun ölümünde ihmali olduğu iddia edilen doktorların ifadelerine de yer verildi.

‘SÜNNET İŞLEMİNİ TAMAMLAMADAN KALKMAK ZORUNDA KALDI’

Buna göre; rahatsızlığı nedeniyle hacamat işlemi yaptırmak için randevu almak üzere Niğde Özel Yaşam Tıp Merkezi’ne geldiğini belirten K.B., şu iddialarda bulundu:

“M.T.’nin odasına geçtiğim esnada ilgili hekim Muhammed Metin Erden isimli çocuğun sünnet işlemini yapıyordu. Yanında başka herhangi bir sağlık personeli (sağlıkçılar) de yoktu. Kendisini acil bir hasta için görevli personeller çağırınca sünnet işlemini tamamlamadan kalkmak zorunda kaldı.

‘METİN’İN YANINA GEÇTİM, SAKİNLEŞTİRMEYE ÇALIŞTIM’

Ben Niğde Eğitim Araştırma Hastanesinde aynı zamanda hemşire olarak görev yapıyorum. Öncesinde de sünnet işleminde tecrübeli olmam nedeniyle M.T. sünnet işleminden ayrılmak zorunda kalınca elime eldiven giyerek Metin’in yanına geçtim ve onu hareket etmemesi için teskin etmek amacıyla sakinleştirmeye çalıştım.

Bu esnada çocuğun anne ve babası benim doktor olup olmadığımı sordu. Ben de Sağlık Memuru (Hemşire) olduğumu söyledim. Yaklaşık 2-3 dk sonra M.T. yanımıza geldi. Sünnet işlemini tamamlarken dikiş attığı esnada ve pansumanın yapılması sürecinde ben de kendisine yardım ettim. M.T. sünnet operasyonunu tamamladı. Hastaya ilaç reçete edilip edilmediği ile ilgili bir bilgim yoktur.”

 

‘DAHA ÖNCE HERHANGİ BİR SÜNNET İŞLEMİ YAPMADIM’

Fizik tedavi uzmanı M.T. de ifadesinde, küçük çocuğun anne ve babasının, çalıştığı özel tıp merkezini arayarak sünnet işlemi için randevu talep ettiğini belirtti. Merkezde daha öncesinde herhangi bir sünnet işlemi yapmadığını söyleyen M.T., “Sünnet işlemini yapabileceğimi söyledim” diye konuştu.

Metin’in sünnet olduğu günü anlatan M.T., şu ifadeleri kullandı:

“Yanımda merkezin yoğunluğundan dolayı başka herhangi bir personel yoktu. Sünnet operasyonuna başladım kesi işlemini yaptım 4 emilebilir sütura başladım ancak acil bir hasta olduğu tarafıma bildirilince sünnet hastasının yanından ayrılmak zorunda kaldım.

Bu sırada kapı önünde K.B. de benimle görüşmek için bekliyormuş. K.B.’yi sosyal hayatından ve merkezimizde yaptırdığı hacamat operasyonundan tanıyorum. Kendisinin Niğde Eğitim Araştırma Hastanesinde sağlık personeli (sağlıkçılar) olarak görevli olduğunu da biliyorum.

Acil bir hasta için ayrıldığımı görünce odaya girerek Metin’i teskin etmek istedi. Yaklaşık 1-2 dakika sonra acildeki işlemi tamamlayıp odaya döndüm. Bu sırada K.B. hastayı teskin etmişti ve bana da sütur ve pansuman işleminde de yardımcı oldu.”

Operasyon sonrası küçük çocuğun durumunun iyi olduğunu öne süren M.T., ağrı kesici olarak Parol reçete ettiğini belirtti. M.T., sünnet sonrası çocuğun ailesiyle herhangi bir iletişiminin olmadığını iddia etti.

‘K.B. İSİMLİ BİR ÇALIŞANIMIZ YOK’

Özel tıp merkezinde kadın doğum uzman hekimliği görevinin yanı sıra mesul müdür olarak da çalışan Y.K., ise ifadesinde “Merkezimizde resmi olarak, benim bilgim dahilinde sünnet operasyonu yapılmamaktadır ancak 30 Ocak’ta M.T. benimle görüşerek bir hastanın sünnet operasyonunu yapmak istediğini söyledi. Konu hakkında bu şekilde bilgim oldu. Hekim olduğu için operasyonu yapabileceğinden dolayı onay verdim. K.B. isimli herhangi bir çalışanımız bulunmamaktadır. Kendisini tanımıyorum” dedi.

Y.K., sünnet işlemi tamamlandıktan sonra M.T. tarafından bilgilendirildiğini belirtip “Sonrasında hastada yaşanan problemlerden haberdar değilim” diye konuştu.

 

‘KENDİ RIZALARIYLA HASTANEMİZİ TERK ETTİLER’

Niğde Ömer Halisdemir Eğitim ve Araştırma Hastanesi Acil Servisi’ne Metin’i muayene eden A.A. ve E.Y. ifadelerinde çocuğa ilk tedavi olarak damaryolu aracılığıyla parasetamol ilacı verildiğini belirttiler. 

A.A. ve E.Y. ifadelerinde, aileyi Kayseri’ye kendi imkanlarıyla gönderdikleri iddialarına şöyle yanıt verdi:

“Çocuk Gastroenteroloji ihtiyacının doğabileceğinden dolayı bir üst merkeze sevk ihtiyacı olabileceğini açıkladık ancak hala laboratuvar tetkiklerinin tamamının sonucu çıkmadığı için tanımızın kesinleşmediğini ve henüz çıkmamış olan kan tetkiklerinin sonuçlanmasını bekleyip yüksek geldiğini görürsek sevk edeceğimizi ilettik.

Hasta yakınlarına da bu duruma sebep olabilecek ihtimalleri anlattığımızda hasta yakınları sevk sürecini beklemek istemeyip ayaktan daha hızlı gideceğini söyleyerek hastanın yakınları ölüm dahil tüm riskleri kabul ederek ve imza vererek kendi rızalarıyla hastayı Çocuk Gastroenteroloji bölümünün olduğu bir merkeze götürmek istediklerini söyleyip hastanemizi terk ettiler.”

SAĞLIK BAKANLIĞI, 2 DOKTORUN SORUŞTURULMASINA İZİN VERMEDİ!

Öte yandan Sağlık Bakanlığı, Metin’i sünnet ettiği öne sürülen hemşire K.B., Yaşam Tıp Merkezi’nde fizik tedavi uzmanı olarak görev yapan doktor M.T. ve kadın doğum uzmanı Op. Dr. Y.K. hakkında soruşturma izni verdi.

Bakanlık, Niğde Ömer Halisdemir Eğitim ve Araştırma Hastanesi Acil Servisi’ne Metin’i muayene eden ve yanlış tedavi uyguladığı iddia edilen doktorlar A.A. ve E.Y.’nin soruşturulmasına izin vermedi. MERVE DUMAN / VERYANSIN TV

Kaynak: rss