. En güzelini seçmek hiç kolay değil. Ancak yine de manzaranın muhteşemliği üzerinden bir sıralama yapabiliriz. Sırası tartışmalı olabilir ancak kesin olan tek bir şey var: O da hepsinin görülmesi gerektiği... Conde Nast Traveler dergisinin yazarı Caitlin Mortan'ın derlediği "Dünyanın en güzel yerleri"nden 2 tanesi Türkiye'den.

  • Angel Şelalesi, Venezüella 

    1994 yılında UNESCO'nun Dünya Mirasları Listesi'ne giren Canaima Ulusal Parkı'nda bulunan Angel Şelaleleri, 3,212 m ile dünyanın en yüksek şelalesi. Canaima, ülkenin en popüler gezi ve yürüyüş merkezlerinden biri. Angel Şelaleleri, Niagara’dan 19 kat daha yüksek. Güzel bir detay bilgi; Pixar animatörleri Angel Şelaleleri’ni Up filmindeki Cennet Şelalesi çizimleri için ilham kaynağı olarak kullandılar.

  • Antarktika 

    %99’u buzlarla kaplı ve neredeyse ıssız, kimsenin sürekli yaşamadığı kocaman bir kıta. Manzarası muhteşem, el değmemiş güzelliği mükemmel. Gerçeküstü mavi buzullar, aktif yanardağlar, Drake Geçidi'nin sert su yolları ve tek bir insan izinin olmadığı 360 derecelik kar manzarası. Daha iyisi ise imparator penguenler veya kambur balinalar ortaya çıktığında başlıyor.

  • Antilop Kanyonu, ABD 

    ABD’nin güney batısındaki Arizona eyaletinde bulunan slot kanyonun yerli dilindeki ismi Navajo, suların kayaların arasından aktığı yer anlamına geliyor. Antilop Kanyonu, tam olarak ismini taşıdığı şekilde, erozyon yoluyla oluştu. Kaya oluşumları arasındaki dar ve dalgalı boşluklardan yansıyan güneş ışığının yarattığı renklerin cazibesi ise olağanüstü.

  • Arashiyama Bambu Korusu, Japonya 

    Kyoto’nun eteklerindeki Arashiyama, sadece bir bambu korusu değil, aynı zamanda ruhani bir alan. Sadece sonsuz yükseklik hissi yaşamakla kalmıyor, gerçeğin ötesine geçmeyi de deneyimliyorsunuz. 1996’da Japonya Çevre Bakanlığı, Arashiyama’nın sesini kaydederek Ses Müzesi haline getirdi. Ağaçların gıcırtıları, hışırtılar, rüzgar ve çok daha fazla ses hep birlikte ormanı dinleme deneyimi oluşturuyorlar.

  • Atacama Çölü, Şili 

    Dünyanın en sıcak ve kuru çölüdür. Yıllar süren erozyonun geride bıraktığı kuru nehir kaynakları, girintili çıkıntılı kayalıklardan oluşur. Atacama Çölü’nün dünyanın en kurak yeri olmasının en güzel yanı dünyada yıldızları en net şekilde görebileceğiniz yer olması. Nem ve bulut olmadığı için gökyüzü her zaman çok açık. Atacama Çölü'nün en ünlü yerleri Ay Vadisi (Valle de la Luna) ve Ölüm Vadisi (Valle de la Muerte). Ay Vadisinin coğrafi yapısı aya benziyor. Ay Vadisi özellikle güneşin batışında tercih ediliyor; güneş ışıkları ortalığı kırmızının değişik tonları ile kaplıyor. Ardından gerçeküstü bir manzara ve unutulmayacak bir tecrübe yaşıyorsunuz. Ölüm Vadisi’nin yüzeyi Mars’a benzediği için aslında Valle de la Marte (Mars Vadisi) adı verilecekmiş ama bir şekilde Marte (Mars) ve Muerte (Ölüm) kelimeleri karışmış ve Ölüm Vadisi olarak kalmış. 

  • Baobab Bulvarı, Madagaskar 

    Afrika Kıtası’nın açıklarındaki bir ada ülkesi olan Madagaskar, mutlaka görülmesi gereken ender yerlerden biri. Adanın dev güveleri, böcek gözlü lamurları ve 100 metreye ulaşabilen Baobab ağaçlarının bulunduğu doğal bulvar başka hiçbir yerde bulunmuyor.

  • Azorlar, Portekiz 

    Lizbon sahilinden yaklaşık 1400 km açıkta bulunan Azorlar takımadaları, tek bir fotoğrafla sizi yerinizden kaldırmaya yetecek güzellikte. Yemyeşil vadiler, okyanus kenarındaki dik uçurumlar, mavi ortancalar ve şelaleler ile Azorlar keşfetmeye değer bir cennettir.

  • Banff Ulusal Parkı, Kanada 

    Kanada'nın en güzel yerlerinden biri olan Banff Ulusal Parkı, Rocky Dağları’nın Kanada koluna ev sahipliği yapar. Vahşi yaşam alanı olan park ayrıca, Louise, Moraine ve Minnewanka dahil olmak üzere, her biri bir öncekinden daha el değmemiş güzellikteki gölleriyle meşhur.

  • Boracay, Filipinler 

    Defalarca tüm listelerin tartışmasız en güzel adası olarak seçilen Boracay, Filipinler'de bulunan 7 binden fazla adadan sadece biri. Sayısız turistin akın etmesinin sonucu olarak güzelliği tehlikeye giren Boracay adası, muhteşem gün batımının sonraki nesillere taşınabilmesi için kapatılarak rehabilite altına alındı. Bugün çok sınırlı sayda ziyaretçi bu güzelliği görme şansına sahip olabiliyor.

  • Boulders Plajı, Güney Afrika 

    Cape Town’un en güzel manzaralarından birine sahip olan Boulders Plajı, False Körfezi sahil şeridinde yer alıyor. Parlak mavi kumları ve granit kayalarının güzelliği bir kenara, yanı başınızda penguenlerle yüzmek kesinlikle eşsiz bir deneyim. Afrika penguen topluluğunun yakınındaki bu plajda manzaranın tadını çıkarabilirsiniz.

  •  Cabo San Lucas, Meksika 

    67 milli park, 8000 km’den uzun kıyı şeridi ve çöllerden, karla kaplı yanardağlara kadar uzanan manzaralarıyla Meksika, aslında filmlerde gördüğümüzün çok ötesindedir. Cabo San Lucas ise Kaliforniya Körfezi'nin Pasifik Okyanusu ile buluştuğu yerde, bölgenin turkuaz sularını, deniz yaşamını ve Cabo San Lucas Kemeri'ni görmek için gidebileceğiniz en huzurlu yerlerden biri.

  • Kapadokya, Türkiye 

    Tüm şehirleri kayalara oyulmuş, inanılmaz bir yer olan Kapadokya’ya hala gitmediyseniz ilk bileti nereye alacağınızı biliyorsunuz. Sıcak hava balonlarının gökyüzünü kapladığı gün doğumu ve gün batımında, dünyanın en romantik ve en büyüleyici yeri haline geliyor.

  • Moher Kayalıkları, İrlanda

    En yüksek yeri 213 metreye ulaşan bu doğa harikası, İrlanda’nın batı kıyısının vahşi güzelliğini gözler önüne seriyor. 1987 yapımı The Princess Bride filminin çekildiği bu yerin adı Moher olsa da daha bilinen ismi Delilik Kayalıkları. Galway’in güneyindeki kayalıklara çıktığınızda bu uçurumlara neden bu ismin verildiğini hemen anlayacaksınız.

  •  Denali Ulusal Parkı, Alaska 

    ABD'nin Alaska eyaletindeki Denali Ulusal Parkı, Kuzey Amerika kıtasının en yüksek zirvesi olan 6194 metre irtifalı McKinley Dağı'nın da aralarında bulunduğu 24 bin 500 km2'lik bir alanı kapsıyor. Denali’nin aşırı düşük sıcaklıklarını göze alıp yola koyulmanız için çok geçerli nedenleriniz var; 6 milyon dönümlük gölleri, girintili çıkıntılı dağları ile burası bir kartpostalın içinde yaşamak gibi.

  • Galapagos Adaları, Ekvador

    Uzun çimenlerin arasında dinozor benzeri dev kaplumbağalar ve mavi ayaklı sümsük kuşlarıyla Ekvador'un başka zamanlardan kalan bölümünü ziyaret etmeye ne dersiniz? O zaman size bir yolculuk ipucu: Gemi yolculuğu, adaları keşfetmenin kesinlikle en iyi yolu. Celebrity Cruise’un Xpedition'ı yalnızca 100 yolcu taşıyor.

  • Büyük Kanyon, ABD 

    Kanyon, 466 kilometre uzunluğunda ve 1600 metre derinliğinde devasa bir ‘yarık’ olarak tanımlamıyor. Büyük Kanyon, Kolorado Irmağı’nın kanalı milyonlarca yılda yarmasıyla oluşmuş. Dünyanın Yedi Doğa Harikası’ndan biri olarak adlandırılan Büyük Kanyon Milli Parkı, Arizona’nın simgesi. Painted Çölü, Navajo Nation ve hatta bir ya da iki şelalenin kayalık çukurlarının manzarasını görmek için her yıl milyonlarca insan buraya akın ediyor. Çok sayıda hayvan ve bitki türüne de ev sahipliği yapan Kanyon’da, raftingden kaya tırmanışına, yamaç paraşütünden doğa yürüyüşlerine pek çok aktivite yapılabiliyor.

  • Büyük Set Resifi, Avustralya

    Büyük Set Resifi, birbirinden ayrı 2,900 resif ve 900 adadan oluşan, 2,600 km genişliğe yayılmış 344,400 km² alanı ile dünyanın en büyük resif sistemidir. Resif kuzey doğu Avustralya'nın Queensland sahili açıklarında bulunan Mercan Denizi'ndedir. Uzaydan görülebilen, canlı organizmaların oluşturduğu, en büyük yapıdır. 1981 yılında Dünya Mirasları arasına alınan Büyük Resifi en yakından görebilenler her yıl ziyarete gelen şnorkelli yüzücüler ve tüplü dalgıçlar. Siz de deneyebilirsiniz. İlla toprağa çıkmanız gerekiyorsa, dünyanın en güzel plajlarından biri olarak kabul edilen Whitehaven Plajı'nda yapabilirsiniz.

  • Faroe Adaları 

    Çim çatılı evleri, kayalık sahil şeridi ve bol miktarda martının yaşadığı 18 volkanik adadan oluşan bu ada ülkesini mutlaka ziyaret etmelisiniz. Mulafossur Şelalesi, arka planda Gásadalur köyünün yeşil tepeleri ile Vagar Adası'nın kayalık uçurumlarının üzerinden izlenen aşağıdaki okyanus, her türlü roman için son derece uygun manzaralar.

  • Grönland 

    Buzlu, gizemli ve dünyanın en doğal yerlerinden biri olan Grönland, yazın güneş tatili yapmak istemeyenleri kendi küçük cennetine davet ediyor. Muhteşem fiyortları, renkli köyleri, tarlaları ve her zaman çekici gelecek gece yarısı güneşini görmek için yaz aylarını tercih edebilirsiniz.

  • Halong Körfezi, Vietnam 

    Kuzeydoğu Vietnam'da bulunan Halong Körfezi; tropikal ağaçlar, vahşi yaşamla iç içe mavi suları ve kireçtaşı adalarının yayılmasıyla oluşan bir harikalar diyarı. Sisle örtülmüş zümrüt havzasının güzelliğini, anlatılan antik mitleri ve hikayeleri dinlemek için bir tekne turlarına binmenizi tavsiye ederiz.

  •  Skye Adası, İskoçya 

    İskoçya'nın en büyük adası olan büyülü Skye Adası’nı Outlander dizisinden biliyor olsak da muazzam ve etkileyici bakir doğası, okyanusa açılan derin uçurumları ve sarp kayalıkları mutlaka gözle görülmesi gereken güzellikler. Ayrıca dünyanın en iyi restoranlarından biri de burada bulunuyor. 

  • Baykal Gölü, Rusya 

    Dünyanın en eski ve en derin gölü olan Baykal Gölü bazı noktalarda neredeyse 2 km derinliğe ulaşır. İrkutsk şehrinin yakınında bulunan göl, "Sibirya'nın Mavi Gözü" diye bilinir. 22 adası olan gölün yüz ölçümü 31.494 kilometre kare. Baykal’ın bir diğer eşsizliği ise gezegenimizin tek tatlı su fok balığına ev sahipliği yapmasıdır. Kışın, göl buza dönüşür ve gölü çevreleyen sivri uçlu buz mağaraları harika bir manzara yaratır.

  • Tekapo Gölü, Yeni Zelanda 

    Ülkemizde acıbakla çiçeği olarak bilinen, mor, pembe ve mavi renkleri ile bilinen Lupin çiçeklerinin en güzel göründüğü yerlerden biri göz kamaştırıcı güzellikteki Tekapo Gölü ve Cook Dağı çevresidir. Lupin çiçeklerinin boyu 15 metreye kadar ulaşır. Kasım-Ocak ayları arasında gitmenizi tavsiye ediyoruz.

    Tekapo Gölü'nde çiçekler, ülkenin en çarpıcı manzaralarından birini yaratmak için kristal berraklığındaki suyun fonunda yan yana diziliyor.

  • Laguna Colorada, Bolivya 

    Şili’deki San Pedro de Atacama’nın kuzeyine yaklaşık üç saatlik sürüş mesafesinde, And Dağları’nın gölgesindeki bu tuz gölü, aşırı sıcakta gelişen yosunların sonucu oluşan kan kırmızısı sularıyla biliniyor. Gölün suyla dolu olduğu aralık- nisan ayları arasında, fotoğrafçılar için göl daha cezbedici hale geliyor. Gölü günbatımında, rengi kızıla döndüğünde yakalayabilirseniz manzaraya doyamazsınız.

  •  Lençóis Maranhenses Ulusal Parkı, Brezilya 

    Yeryüzündeki hiçbir yer, Brezilya'nın Lençóis Maranhenses Ulusal Parkı'nın coğrafyasına benzemiyor. Haziran başında yağmur mevsimi başladığında yağışlar çukurlukları suyla doldurur ve gördüğünüz manzara artık tamamen kafa karıştırıcı bir zihin oyunu haline gelir; ya suya boğulmuş bir çöl ya da kumlu bir göl.

  • Machu Picchu, Peru 

    Doğa ne kadar imkansızlaştırsa da insanoğlu her zaman bir yolunu buluyor. Machu Picchu'nun taş kalıntıları, 15. yüzyıl İnka Uygarlığından kalma. Bir dağın düzleşmiş zirvesinin tepesine şehir inşa etmek, insanoğlu için yine de mümkün olmuş. Nasıl yapıldığı hala bir sır olan dünyanın 7 harikasından biri olan Machu Picchu And Dağları'nın yüksek bir zirvesinde, 2.430 m yükseklikte, Urubamba Vadisi üzerinde kurulmuş. Ayrıca hemen yanında Huayna Picchu isminde 2720 metre yüksekliğinde bir dağ bulunuyor. Dağın zirvesi Machu Picchu'ya bakan bir teras ve aynı zamanda hava olaylarına karşı antik şehri koruyan bir bariyer. Huayna Picchu'nun zirvesinden tüm Machu Picchu şehrini ve çevreyi 360 derece gözlemlemek mümkün.

  • Milford Sound, Yeni Zelanda 

    Yeni Zelanda’nın doğal ve korunmuş Güney Adası'nın batı kıyısında nefes kesici manzaralardan biri olan Milford Sound, Yüzüklerin Efendisi filmlerini hatırlatan dağlık bir fiyort.

  • Klimanjaro Dağı, Tanzanya 

    Afrika'nın en yüksek zirvesi olan Klimanjaro Dağı, diğer pek çok ünlü dağdan daha çarpıcı görünüyor, çünkü herhangi bir dağ sırasının parçası olmayan eski bir stratovolkan. Bu, 5791 metrelik zirve, her yönden geniş, düz ovalara iner. Dağın zirvesine çıkmak için teknik dağcılık becerisi gerekmiyor. Dolayısıyla bölge amatörlerin de ilgi gösterdiği bir yerdir. 1987 yılında UNESCO tarafından Dünya Doğa Mirası olarak ilan edilmiştir

  • Fuji Dağı, Japonya 

    3775 metrelik Fuji Dağı ve kiraz çiçeği ağaçlarının manzarasına eşlik ettiği Kawaguchiko Gölü adeta yaşayan bir kartpostala benziyor. Temmuz ve ağustos aylarında hevesli yürüyüşçüler için Fuji’nin karları geçmenize izin verecek kadar erimiş olur. 

  •  Namib Çölü, Namibya 

    Namib Çölü, 50 bin km²'lik bir alana yayılır. Benzersiz Namib kumullarının denizle buluşma hikayesi burayı sonsuz bir kum plajına dönüştürür. Çölün 1600 kmlik kısmı Atlas Okyanus'u ile birleşir. Namib Çölü, Güney Afrika ülkesi Namibya'ya adını veren doğal bir oluşum. Dünyanın en ıssız yerlerinden biri. Gergedan, zürafa ve filleri saymazsanız, kırmızı kum tepeleri ve iskelet ağaçları Güneybatı Afrika yerine Mars'a ışınlandığınızı düşünmenize sebep olabiir.

  • NaPali Sahili, Hawaii

     Kauai, yükselen şelaleleri ve izole plajlarıyla dünyanın en muhteşem sahil şeritlerinden biri. Ancak görülmesi son derece zahmetli. Bu muhteşem manzarasıyla NaPali’yi yalnızca bir helikopterden, katamarandan veya oldukça zorlu bir yürüyüşten sonra görmeniz mümkün.

  • Okavango Deltası, Botsvana 

    Kuzey Botsvana'da 49 milyon dönümlük bir nehir deltası olan yemyeşil Okavango vahşi yaşam metropolünü andırıyor. Çitaların, zebraların, bufaloların ve gergedanların özgürce dolaştığı gerçek bir cennet gibidir. Afrika'nın kışı boyunca delta taşkınlarına neden olan yağmurlardan sonra gitmenizi tavsiye ediyoruz; savanın otları düşükken, su yollarındaki büyüme tonlarca yaban hayatı kendisine çeken bir mıknatısa benziyor.

  •  Pamukkale, Türkiye 

    Beyaz cennet Pamukkale’nin katmanlı havuzları ve travertenlerini boyayan su benzersiz bir manzara yaratır. Mükemmel görüntüsünün altında yatan kireçtaşı oluşumlarının dünyada eşi benzeri yoktur. Pamukkale, her yıl milyonlarca insanın ziyaret ettiği kar beyazı travertenleri dışında şifalı termal suları, büyüleyici Kleopatra Havuzu, Hierapolis Antik Kenti ve görkemli antik tiyatrosu ile ünlü.

  • Pitonlar, St.Lucia 

    Karayiplerin muhteşem manzarasını oluşturan Pitonlar, aslında iki ayrı volkanik zirve. Gros Piton ve Petit Piton adındaki iki dağ, adanın en ünlü yerleri. Dağlara doğru yürüyüş yapmak ya da ikisinin arasındaki Sugar Plajı’nda denize girmek size kalmış.

  • Playa de Las Catedrales, İspanya 

    İber Yarımadası'nı kaplayan İspanya, ada cennetleri ve kumlu plajları ile ünlüdür. Galiçya kıyısındaki küçük bir kum şeridi olan ve gelgitlerle doğal taş kemerlerin yürünebilir bir "katedral" oluşturduğu Playa de Las Catedrales'in hayranı olmamak mümkün değil.

  • Plitvice Gölleri Milli Parkı, Hırvatistan 

    Hırvatistan'ın başkenti Zagreb'e yakın bir yerde konumlanan Plitvice Gölleri Milli Parkı’nda 16 teraslı göl, şelalelerle birbirine bağlanıyor. UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde de yer alan Plitvice Tabiat Parkı özel olarak koruma altında. Gerçek bir doğa harikası Plitvice Tabiat Parkı Hırvatistan'ın en popüler yerlerinden.

  •  Provence, Fransa 

    Sonsuzluğa uzanıyormuş gibi görünen lavanta tarlaları ile Provence, Fransa'nın en olağanüstü ve dünyanın en muhteşem kokulu yerlerinden. Her ne kadar çiçeklerden elde edilen uçucu yağın şişelendiği ve sabun, losyon ve krem yapımında kullanıldığı bir sanayi bölgesine dönüşmüş olsa da menekşe manzaraları da lavantalarla yarışıyor.

  •  Raja Ampat Adaları, Endonezya 

    Batı Papua'nın batı kıyısındaki yaklaşık 1.500 adadan oluşan bir zincir olan Raja Ampat doğanın yarattığı en harika yerlerden biri. Yeşil ormanlarla kaplı sivri uçlu lav tepeleri, dik uçurum duvarlarından filizlenen palmiyeler ve derin kanyonlar...

  • Reynisfjara, İzlanda 

    Ayda bir kıyı şeridi olsaydı, muhtemelen Reynisfjara'ya benzeyecekti. Güney İzlanda'daki Vik'ten arabayla 20 dakika uzaklıkta, simsiyah kum ve muhteşem şekilli bazalt sütunlar, bu sahili gerçek dışı ve hatta dünya dışı bir manzaraya çeviriyor.

  •  Salar de Uyuni, Bolivya 

    Dünyanın en büyük tuz düzlüğü olan Güneybatı Bolivya'nın Salar de Uyuni vadisinde manzara tam anlamıyla gerçeküstü. Kuruduğunda, düz ve göz kamaştırıcı beyaz tuz karolarından oluşan bir tabaka meydana geliyor. Yağışlı mevsimde, sığ göl yüzeyi gökyüzünü yansıtıyor ve rüya gibi bir sonsuzluk yanılsaması yaratıyor.

  •  Serengeti Milli Parkı, Tanzanya 

    Doğanın vahşi yaşama ev sahipliği yaptığı Tanzanya'nın Serengeti bölümü, Afrika macerası için idealdir. Yılda 2 bin km’lik göç yolu boyunca 1,5 milyon antilop Doğu Afrika'yı geçiyor. Büyük Göç adı verilen bu yaşam mucizesine tanık olmak için Ocak ve Mart ayları arasında gitmeyi tercih edebilirsiniz. Singita Mara Nehri Çadır Kampı’ndan ve Mwiba Lodge lüks bir safari kulübesinden hayvanları izleyebilirsiniz.

  • Svalbard, Norveç 

    Kuzey Işıkları’nı izlemek için gideceğiniz en iyi yer, Norveç kıyılarındaki kuzey takımadaları olan Svalbard olacaktır. Gökyüzü, kuzey kutup dairesi içindeki konumu nedeniyle ekimden şubata kadar tüm gün ve gece zifiri karanlıkta kalır. Svalbard, günlerini derin fiyortlar ve buz tabakaları arasında geçiren kutup ayıları ve kutup tilkileri de dahil olmak üzere vahşi yaşamıyla tanınır.

  •  Sokotra, Yemen 

    Yemen’in güney kıyısından yaklaşık 500 km açıkta bulunan Sokotra adeta uzak bir gezegenin sürrealizmini anımsatır. Sokotra'nın en göze çarpan bitkilerinden bir tanesi, garip görünüşlü ve şemsiye şekilli bir ağaç olan ejderin kanı ağacıdır. UFO’lara benzeyen bu ağaçlar adanın en dikkate değer özelliği. Sokotra, bitki örtüsüyle eşsiz bir özelliğe sahip. Araştırmalar Sokotra'da bulunan 800 veya daha fazla bitki türünün üçte birinden daha fazlasının Sokotra dışında bulunmadığını göstermiştir.

  •  Torres del Paine Ulusal Parkı, Şili 

    Granit sütunları, masmavi gölleri ve otlayan guanakolarla dolu bozkırlarıyla Torres del Paine, tüm Güney Yarımküre'deki en etkileyici yerlerden. Yürüyüş severler için son derece popüler olan bu parkı 9 gün içinde baştan sona yürüyebilirsiniz.

  • Trolltunga, Norveç 

    Ringedalsvatnet Gölü'nün yaklaşık 700 metre yukarısına gezginleri davet eden Trolltunga’nın doğal güzelliğine hayran kalacaksınız. Çevresindeki dağlık alana gelerek fotoğraf çekmeye çalışan turistler, yerel halkın tepkisini çekiyor. Nedeni ise bu güzelliğin turizm adı altında bozulması endişesi. Bölge son yıllarda sosyal medya sayesinde büyük bir popülarite kazanmış durumda.

  • Ubud, Bali 

    Düzinelerce sessiz köye ve huzurlu kırsal manzaraya sadece birkaç dakika uzaklıktaki Ubud’da yapılacak en iyi şey, bir motosiklet veya bisiklet kiralamak ve önceki nesillerin binlerce yıldır yaptığı gibi teraslara bakan çiftçiler tarafından canlı tutulan köylerdeki mandalina bahçelerinde ve pirinç tarlalarında kaybolmaktır.

  • Uluru, Avustralya 

    700 milyon yıllık Uluru, diğer adıyla Ayers Kayası, yukarıdan sıcak hava balonuyla görülebileceği gibi çölün karşısındaki yollardan motosikletle de izlenebilir.

  •  Victoria Şelaleleri, Zambiya ve Zimbabve 

    Dünyanın en büyük şelalesinin tam 1,6 km boyunca önünde hiçbir şey durmaz! Her 60 saniyede bir şelalenin üzerine 500 milyon litre su dökülüyor. Bu muazzam şelaleyi ziyaret etmenin en doğru zamanı, yağmur mevsiminden sonra, şubat ve mayıs ayları.

  • Wulingyuan Manzara Alanı, Çin 

    Buraya manzara demek yetersiz kalır. Çin'in Hunan Eyaletindeki bu 160 km karelik cazibe merkezi, binlerce kumtaşı sütunuyla adeta gökdelenlerin doğada yarattığı versiyonuna benziyor. Bazıları Empire State Binası'nın yüksek noktasından bile daha uzun.

  • Zakynthos, Yunanistan 

    Kardeş adalar Mikonos ve Santorini'den çok daha sakin olan Zakynthos, Yunan Adaları'ndaki en güzel plajlardan Navagio Plajı'na ev sahipliği yapar. Kayalıklarla korunan Navagio'ya yalnızca tekneyle erişilebilir. Adının anlamı "Gemi Enkazı". Bu adı karaya oturan, terk edilmiş ve bugün hala plajın beyaz kumları arasında kalan bir yük gemisinden alıyor.

  • Zhangye Danxia Landform, Çin 

    Bu çizgili, çok renkli dağlar, Tabiat Ana'nın Photoshop'a cevabı gibidir. Doğanın Çin’e bahşettiği mucizelerden Gökkuşağı Dağları Çin’in Zhangye Danxia Jeolojik Parkı sınırlarında yer alıyor. Bu manzaraya sebep olan şey kumtaşı ve maden yatakları. Çin'in Danxia Landform Jeoloji Parkı'nda 20 milyon yıldan uzun bir süredir biriken bu madenler gerçeküstü katmanlı görüntüye neden oluyor

Editör: TE Bilisim