Gümüşkoza'dan e-nabız köşe yazısı,

Gümüşhane Devlet Hastanesi Başhekimi ile AK Parti eski il başkanı arasında yaşanan nahoş olaylardan sonra başhekim görevden alınmış, yerine yeni başhekim atanmıştı. Bu atamanın ardından yeni bir dönem başlar diye bizde yazılarımıza ara vermiştik.

Aradan geçen onca zamana rağmen çok fazla bir şey değişmediğini gözlemliyoruz. Günlük gazetemize gelen misafirlerimizin üçte biri sağlık konusunda bize bazı şeyler söylüyor. Yazmamız açısından… 

Yine gündemimize almayacaktık. Lakin öyle absürt olaylar oluyor ki yazmazsak dilsiz şeytan oluruz diye kendimizden endişe ediyoruz. Örneğin mobbing iddiaları var. Hastane başhekimin gidişinden sonra öyle bir hal almıştı ki, hastanenin bazı kesimleri Sağlık il müdürlüğündeki bazı kişiler tarafından idare ediliyormuş. Maaşların fazla olduğu birimlere torpilli olan doktorlar aktarılmış. Evde yatarken güzel para kazanıyorlarmış. Hiç bir uzman doktor artık icap nöbeti tutmuyormuş. Zaten doktor sıkıntıları almış başını gitmiş. Ayaklar baş olmuş. Başlar ayak…

Birde bu işin siyasi boyutu şimdi gündemde. Bilindiği üzere AK Parti il yönetim kurulu yeni görev dağılımı yapıldıktan sonra hem Gümüşhane bağlamında hem Torul bağlamında iki tane yetkili arkadaşımız varmış. Bu arkadaşlar kendi görevleri mevki olarak altta olsa bile elindeki üst birim amirlerine bazı işleri kapalı perdeler altında yaptırmaya devam ediyormuş. Yine geçtiğimiz günlerde görevli, bir personel kapıdan çıkarken ailece müdürlük görevi yürüten eşi başka bir devletin dairesinde müdür. Kendi hastanede müdür yani doğuştan liyakatli aile…Müdür doğmuşlar…Personele oyunu nereye vereceksin diye sormuş. Sanki müdürler görevi personele oyunu nerde vereceksin diye sormak devlet dairesinde görevlerden biriymiş gibi bu soruyu yöneltmiş. Personelde MHP’ demiş. İşte bu soru üzerine olay patlamış. Sıkıntılar sıkıntılar, derken araya siyasiler girmiş. İş tatlıya bağlanmış. Düşünün bir devlet dairesinde bir amirin personele sorduğu soru bu…Liyakatli amiriz ya…

 Ne diyelim. Yine bir arkadaşımız şunu söylüyor. Annem rahatsızlandı. Hastaneye gittik. Yatış yapması gerekti. Sedye aldık odaya çıkacağız. Sedye asansöre sığmıyor. Asansörün biri çalışıyor, diğeri çalışmıyor. Ona da bir müdürün yakını bakım yapıyor. Ne diyelim…Hastanede nereyi tutsanız elinizde kalıyor. Hani derler ya bir dokun bin ah işit diye. Bize gelen misafirlerimiz çok şeyler anlatıyor. Lakin biz bazılarını yazabiliyoruz, bazılarını hiç yazamıyoruz. Onları yazmaya bizim vicdanımız el vermiyor. İşte hastanemizin hali… Müdürlük ise hep bildiğimiz gibi…

Başmüdür gitme hesapları peşinde. Sağlık hizmet başkanı işine geldiği yeri yönetiyor. Hastaneye bakıyor. Kendi birimine başkaları bakıyor. Yani kim nerede ne iş yapıyor kimse bilmiyor. Bir yetki sıkıntısı sağlıkta devam ediyor. İşte sağlığımızdan bir kesit. Varın gerisini siz düşünün….

Editör: TE Bilisim