Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesinde 2026-2027 yıllarını kapsayan 8. dönem kamu görevlileri ve memur emeklileri toplu iş sözleşmesinde Kamu işveren heyeti, yani mevcut iktidarın sefalet dayatmasına karşın konfederasyonumuz KESK’in aldığı karar gereği iş bırakma için basın açıklaması gerçekleştirildi. Açıklamayı Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Fatih yerleşkesinde Aydın Erol, Yeşilköy
yerleşkesinde işyeri temsilcisi Zekiye Anhan Türk okudu.

15 Kişilik Grup Hastane Acilinde Dehşet Saçtı
15 Kişilik Grup Hastane Acilinde Dehşet Saçtı
İçeriği Görüntüle

Açıklama metni şöyle:

Memur ve Memur Emeklilerinin Talepleri Görmezden Gelinemez! 8. Dönem Toplu İş Sözleşme Sürecine İlişkin SES’in Basın Açıklamasıdır. Bizler, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası olarak, kamusal sağlık hizmetlerinin nitelikli, ulaşılabilir ve ücretsiz bir şekilde sunulması gerektiğini savunurken, bu hizmetin yükünü çeken sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin de insanca yaşayabilecekleri bir ücret, güvenceli bir çalışma ortamı ve demokratik bir işyeri düzeni talep ettiğimizi bir kez daha ifade ediyoruz. 2026-2027 yıllarını kapsayacak 8. Dönem Toplu İş Sözleşmesi için Kamu İşveren Heyeti, yani mevcut iktidar 2026 yılının ilk altı ayı için %10, ikinci altı ayı için %6, 2027 yılının ilk altı ayı için %4, ikinci altı ayı için %4 artış teklif etmiştir. 15 Ağustosta iktidarın ikinci teklifi taban aylıklarına 1000 lira olmuştur. Hükümet günlük bir çay, bir simit parasına bile denk gelmeyen artışla kamu emekçileri ve emeklilerle dalga geçmektedir. Toplu iş sözleşme görüşmeleri 23 Ağustos günü tamamlanıyor. Uyuşmazlık durumunda hakem heyeti karar verecek. Ama şu saate kadar kamu emekçilerinin yıllardır yaşadığı temel sorunlara, sendikaların taleplerinin hangilerinin kabul edilip hangilerinin kabul edilmediğine ilişkin tek bir cümle dahi duymadık. Çalışma Bakanı haftalardır “müzakerelerimizin tüm tarafları memnun edecek şekilde hayırla sonuçlanacağını ümit ediyorum” açıklaması yapıyor. Bizde buradan Sayın Bakan’ın şahsıdan kamu işverenine, iktidara soruyoruz. Bu teklifte 4 milyon kamu emekçisini, 2,5 milyon kamu emeklisini memnun edecek ne vardır?

• İnsanca yaşamaya yetecek bir ücret artışı var mı?
• Bugün itibari ile 18 bin 680 TL tutarındaki ilave seyyanen ödeneğin taban aylığımıza ve emeklilerin mevcut aylıklarına yansıtılmasına ilişkin bir adım var mı?
• Hangi ad altında olursa olsun emekli maaşlarımızı adeta kemiren, tüm ek ödemelerin taban aylığımıza, emekliliğimize yansıtılması var mı?
• Barınma hakkı kapsamında konutu olmayan kamu emekçisine kira yardımı – kira desteği var mı?
• Büyümeden, refahtan pay var mı? Yıllardır maaşlarımızı dilim dilim buharlaştıran Gelir Vergisi adaletsizliğine son verilmesi var mı?
• Ücretsiz servis, yemek, ulaşım taleplerine ilişkin bir adım var mı?
• Geçinemediği barınamadığı için büyükşehirlerde yaşayan üniversite çalışanlarına tayin hakkı var mı?
• Kamu kurumlarında ücretsiz kreşler açılması, söz konusu kreşler açılıncaya kadar kreş yardımı verilmesi var mı?
• Bizim için en önemlisi Grev Hakkı ile Tamamlanmış Gerçek Toplu Sözleşme Sistemi, Demokratik Bir Çalışma Yasasına ilişkin tek bir cümle var mı?
Buradan masada “yetkili” sıfatı ile oturan konfederasyonu ve sendikaları uyarıyoruz. Hiçbir kamu emekçisinin tarihe kara bir leke olarak geçecek yeni bir satış sözleşmesine tahammülü kalmamıştır. Bu nedenle:

•Hiç kimse hepimizle dalga geçilen bu teklife değer yüklemeye çalışmasın.
•Milyonların maaş artışı talebinin dörtte birine bile denk gelmeyen rakamları görmezden gelerek “Üzerine bir, iki puan ilave edilirse çözülür” yaklaşımı sergilemeye kalkışmasın.
•Kamu emekçilerinden gizli kapalı kapılar ardında pazarlıklar yürütmeyi, kamu emekçilerinin temel hiçbir sorununu çözmeyen teklifleri kabul etmeyi aklından bile geçirmesin.
•İktidar uyuşmazlık durumunda başvurulan Hakem Kurulu’nun objektif ve bağımsız kararlar verdiğine inanmamızı bekliyor. Oysa hepimiz biliyoruz ki toplam 11 üyesinden 6’sı doğrudan, 1’i dolaylı olarak Cumhurbaşkanı tarafından atanan Hakem Kurulu her seferinde hükümetin noterliğini yapmıştır. Artık yeter. Bu sefer hiç kimse uyuşmazlıkta topu iktidarın noterliğini yapmanın ötesine geçmeyen Hakem Kuruluna atmaya kalkmasın. Geldiğimiz nokta ortadadır. Hükümet 4 milyon kamu emekçisine, 2,5 milyon emekliye, aileleri ile 25 milyonluk devasa bir kitleye sefalet, yoksulluk, güvencesizlik teklif etmiştir. Bu teklife karşı yapılacak olan tek şey birkaç puanlık maaş artışını esas alan MÜZAKERE DEĞİL, MÜCADELEDİR. Yaşasın Örgütlü Mücadelemiz! Kurtuluş Yok Tek Başına Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz! Birleşe Birleşe Kazanacağız!