Memuriyet hiyerarşisinde işçilerin yeri

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 128. maddesi ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 4. maddesi, asli ve sürekli kamu hizmetlerinin yalnızca memurlar eliyle yürütüleceğini açıkça düzenlemektedir. Kamu Denetçiliği Kurumu'nun 21 Mart 2024 tarihli tavsiye kararına göre, asli ve sürekli görevlerin memurlar tarafından yerine getirilmesi gerektiği vurgulanırken, işçilerin sadece asli olmayan ve geçici nitelikteki görevlerde yer alabileceği belirtilmiştir. Bu çerçevede, bir işçinin memurun amiri olarak atanması hem mevzuata hem de hukuki prensiplere aykırı bulunmaktadır.

Vekalet görevlendirmelerinde aranan şartlar

Bir görevin vekaleten yürütülmesi durumunda, görevi üstlenecek kişinin, asilde aranan şartları sağlaması zorunludur. Özellikle, 1 ila 4. dereceli kadrolara vekalet edecek kişilerin, 657 sayılı Kanun'un 68. maddesinde belirtilen şartlara uygun olması gerekmektedir. Bu nedenle, işçilerin bu kadrolara vekalet etmeleri mümkün görülmemektedir. Vekalet edecek memur bulunamaması halinde ise, görevin geçici olarak tedviren (geçici süreyle) yürütülmesi ve bu sorumluluğun en yakın uygun personele devredilmesi mümkündür. Ancak, bu durum da kalıcı bir çözüm niteliği taşımamaktadır.

Danıştay kararları: Görevde ihlaller cezai sorumluluk getiriyor

Danıştay’ın verdiği çeşitli kararlar da, işçilerin memur kadrolarına vekalet etmesinin hukuka aykırı olduğunu göstermektedir. Danıştay 2. Dairesi’nin 1998 tarihli kararında, daimi işçilerin memurluk kadrolarında görevlendirilmesinin, Türk Ceza Kanunu'nun 257. maddesinde yer alan "görevi kötüye kullanma" suçunu oluşturduğu hükme bağlanmıştır. Benzer şekilde, 1997 yılında verilen bir diğer kararda da, belediyelerin asli ve sürekli kamu görevlerini işçi statüsünde kişilere gördürmelerinin Anayasa ve Devlet Memurları Kanunu’na aykırı olduğu vurgulanmıştır.

Sayıştay raporları: Memuriyet kadrolarında işçi istihdamı mümkün değil

Vergi ve cezalara yüzde 44 artış geliyor Vergi ve cezalara yüzde 44 artış geliyor

Sayıştay’ın denetim raporlarında da, asli ve sürekli kamu hizmetlerinde işçilerin çalıştırılmasının hukuka uygun olmadığı belirtilmiştir. 2017 yılında hazırlanan bir Sayıştay Düzenlilik Denetim Raporu'nda, müdürlük görevi gibi memurlar tarafından yürütülmesi gereken sorumlulukların işçilere verilmesi durumunda, bu tür bir görevlendirmenin hukuki olmadığı ve memurların hiyerarşik üstünlüğünün korunması gerektiği ifade edilmiştir.

Kamu Denetçiliği Kurumu tavsiyesi

Kamu Denetçiliği Kurumu'nun 2024 tarihli tavsiye kararında, kamu hizmetlerinin yürütülmesinde kariyer ve liyakat ilkelerine dikkat edilmesi gerektiği, bu ilkelerin ihlal edilmesinin kurumsal yapıyı zayıflatacağı ve çalışan motivasyonunu düşüreceği dile getirilmiştir. Ayrıca, işçilerin memur kadrolarında görevlendirilmesi durumunda, memuriyetin gerektirdiği kariyer planlamasının bozulacağı ve bunun hizmet kalitesini olumsuz etkileyeceği uyarısı yapılmıştır.
Hukuki ve cezai yaptırımlar

Mevzuata aykırı olarak işçilerin memur görevlerinde istihdam edilmesi durumunda, hem mali sorumluluklar doğabilir hem de cezai müeyyidelerle karşılaşılabilir. Danıştay ve Sayıştay kararlarında, bu tür bir uygulamanın "görevi kötüye kullanma" suçu teşkil edebileceği vurgulanmış ve sorumlu kişilerin cezai yaptırımlarla karşı karşıya kalabileceği belirtilmiştir.

Danıştay, Sayıştay ve Kamu Denetçiliği Kurumu kararlarına bakıldığında, işçilerin memurların amiri yapılamayacağı, bu tür bir görevlendirmenin hem Anayasa'ya hem de Devlet Memurları Kanunu’na aykırı olduğu açıkça görülmektedir. İşçilerin bu tür görevlerde bulunması, hukuki ve cezai sorumluluk doğurabileceği gibi, kamu hizmetlerinin etkin ve verimli yürütülmesini de olumsuz yönde etkilemektedir.

Editör: Sercan Yılmaz