İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi’nde (TÖTM) Başhekimi Prof. Dr. Ali Beytur, Malatya’da medikal oksijen üretimi olmadığını, olağanüstü durumlarda sorun ve sıkıntı yaşanmaması için hastane de ortam havasından kurdukları yerli sistemle oksijen üretimini gerçekleştirdiklerini söyledi.

Turgut Özal Tıp Merkezi, yoğun bakım, ameliyathane ve hasta servislerinde kullandığı oksijenin bir bölümünü kendisi hastanede yerli sistemle ile ortam havasında elde ediyor. Sistemin elektrik gideri dışında masrafı bulunmuyor ve olağanüstü durumlarda hastane kendi oksijenini üretip depolayabiliyor. Turgut Özal Tıp Merkezi Başhekimi Prof. Dr. Ali Beytur, “Bu sistemi bir felaket senaryosunda mutlaka olması gereken bir sistem. Çünkü hastanenin dışarıya bağımlılığını ortadan kaldırıyor” dedi.

Başhekim Prof. Dr. Ali Beytur, “Bu sistemi bir felaket senaryosunda mutlaka olması gereken bir sistem. Çünkü hastanenin dışarıya bağımlılığını ortadan kaldırıyor.” diyerek, pandemi sürecinde hastane yoğun bakımlarında kullanımı artan oksijen konusunda sıkıntı yaşamadıklarını belirtti.

-“Temin edilmesi, getirilmesi ve planlanması çok önemli olan bir ürün”
Başhekim Prof. Dr. Ali Beytur, Turgut Özal Tıp Merkezi Karaciğer Nakli Enstitüsü binasının altında kurulan Oksijen Üretim Merkezi hakkında bilgi verdi.

Prof. Dr. Beytur, “Oksijen yoğun bakım yatak sayısı, ameliyat sayısı fazla olan hastanemizde hayati bir ürün. Kesinlikle bunun bulundurulması, ikame ettirilmesi, eksikliğinde nasıl temin edileceğinin planlanması gerekmektedir. Türkiye’de çoğu hastane oksijeni sıvı oksijen olarak almakta, depolarında muhafaza edip bunu kullanıma sunmakta. Sıvı oksijende Malatya’ya il dışında gelmektedir. Bu oksijenin hem taşınmasında riskler var, hem daha pahalı.”

-“Ortam havasından oksijen üreten bir sistem”
Kurulan sistemi anlatan Prof. Dr. Beytur, “Ortam havasından oksijen üreten bir sistem. Oksijen havasında saf oksijen, medikal oksijen haline getirilip ameliyathanelere, yoğun bakımlara, hasta servislerinde kullanılacak şekilde kapalı devre sisteme verilmekte. Yerli bir sistem ve yerli üretim makinaları kullanılıyor. Kendimiz ürettiğimiz için elektrik enerjisi dışında herhangi bir maliyeti yok. Cihazın bakımı ve elektrik enerjisi dışında masrafımız bulunmuyor. Çünkü ortam havasında oksijen üretmekte ve birkaç yıl içerisinde kendisini amorti eden ve ilerleyen dönemlerde daha ekonomik bir uygulama haline geliyor.” ifadelerini kaydetti.

-“Bu sistemi bir felaket senaryosunda mutlaka olması gereken bir sistem”
Prof. Dr. Ali Beytur, sözlerini şöyle tamamladı:

“Pandemide özellikle tedavide oksijen yoğun şekilde kullanılmakta. Ayrıca bizim hastanemizde de 317 tane yoğun bakım yatağı bulunmakta. Yoğun bakımlarda oksijen oldukça fazla kullanılıyor. Bu nedenle oksijenin mutlaka bulundurulması gerekmekte. Önceden hazırlıklı olduğumuz ve depoladığımız için oksijeni, hem büyük tanklar da hem de küçük oksijen tüplerinde yedeklediğimiz için hastane olarak bir sorun yaşamadık. Ama bu yaşanmayacağı anlamına gelmiyor. Bu sistem, bir felaket senaryosunda mutlaka olması gereken bir sistem. Çünkü hastanenin dışarıya bağımlılığını ortadan kaldırıyor. Pandemi sürecinde oksijen oldukça fazla ve yüksek basınçlarla kullanıldığı için oksijen ihtiyacı oldukça fazla oluşmaya başladı. Dışarıdan gelen sıvı oksijen akışında, ikamesinde de artışlar yaşanmıştı. Bu sistem yerinde oksijen ürettiği için bu tip durumlarda dışa bağımlı olmadığımız için bize kolaylık sağladı.”

Editör: TE Bilisim