‘Tek sağlık’ kavramının önemine dikkat çekmek için Sağlık Bakanlığı ile Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) iş birliğinde “Tek Sağlık Günü Programı” düzenlendi.
Sağlık Bakanlığının Bilkent Kampüsü’nde gerçekleşen programa Sağlık Bakanlığı, Tarım ve Orman Bakanlığı, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, DSÖ ve Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) üst düzey yöneticileri katıldı. Aynı zamanda Türkiye’de ve dünyada mikrobiyoloji alanında ön plana çıkan bilim insanları da katılarak, ‘tek sağlık’ kavramı hakkında bilgilendirmede bulundu.
“Tek sağlık, bizzat sağlık için en ideal ekosistemi oluşturmayı hedefleyen bir kavram”
Sağlık Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Sabahattin Aydın, yaptığı konuşmada, tek sağlık kavramının sağlık perspektifinden bakıldığında en doğru kavram olduğunu belirtti.
Aydın, sözlerine şöyle devam etti:
“Aslında ilk bakışta insan sağlığı, hayvan sağlığı, gıda ve çevreye odaklanmış gibi görünse de ‘tek sağlık’ olaya daha geniş perspektiften bakma ihtiyacı doğduğunu özellikle içinde bulunduğumuz pandemi dönemi daha iyi hatırlattı bize. Ekosistem, bir organizmanın içinde bulunduğu ortamda canlı cansız diğer faktörlerin etkileşimini ifade eden ve sürdürülebilir bir hayata kavuşulması için gerekli olan etkileşimi ifade eden bir kavram. Aslında bu açıdan yaklaşırsak ‘tek sağlık’, bizzat sağlık için en ideal ekosistemi oluşturmayı hedefleyen bir kavram gibi düşünülebilir. Böyle bir yaklaşımla baktığınızda sadece beşeri sağlık ve hayvan sağlığı ile ilgilenen sektörler değil, çok daha fazla sektörün de bu kavramın içine geçirilme gereği ortaya çıkar.”
“Farklı disiplinlerin de öncelikle sağlık demesi gerekiyor”
Sağlık söz konusu olduğunda farklı disiplinlerin bir arada olması gerektiğini belirten Aydın, çıkarlar söz konusu olduğunda bir arada kalınmadığını ve ülkelerin kendi çıkarları için canlıların geleceğinin riske atıldığını söyleyerek şunları kaydetti:
“Aslında ‘tek sağlık’ farklı disiplinlerin sağlık adına bir araya gelmesini ifade ediyor. Ancak burada sadece icra makamı olarak farklı disiplinler değil, karar mekanizmasındaki farklı disiplinlerin de öncelikle sağlık demesi gerekiyor başarıya ulaşmak için. İçinde bulunduğumuz pandemi bizlere farklı bir dünyada olduğumuzu hatırlattı. Ya da bugüne kadar sandığımız dünyanın olmadığını hatırlattı. İklim değişikliği tartışmaları ile bunu birleştirdiğinizde artık tek sağlıkta sanayiyi, üretimi uluslararası ticareti tekrar tartışmamız gerektiği ortaya çıktı. Fikri mülkiyetin tekrar tartışılması gerektiği, bu sınırların ne kadar korunup korunamayacağı, uluslararası anlaşmaların zannedildiği kadar güçlü bağlar oluşturmadığı, ülkelerin kendi sağlıklarının derdine düştüğünde bu anlaşmaları önemsemedikleri ya da bir şekilde deldikleri görüldü. Dayanışma kültürü bazı yerlerde çok ortaya çıkarken, bazı yerlerde zayıfladığını gördük.”
