Görev yaptığı dönemde Uzun yıllar Muğla İl Sağlık Müdür Yardımcılığından sonra Manisa İl Sağlık Müdür Yardımcısı olarak atandığını kaydeden Emekli kamu idarecisi Yazar Erdal Çil kaleme aldığı yazısında, “İktidarlar her ne kadar aksini iddia edip dursalar da yerelin almış olduğu merkezi bütçe yatırımları, yıllardır hep yerel siyasetin mevcut iktidar ile siyasi olarak uyumu ile belirlenir. Uzun yıllar Muğla İl Sağlık Müdür Yardımcılığı görevi sonrası geldiğim Manisa, doğrusu beni bu konuda gerçekten şaşırtmıştı ve halen de şaşırtmaya devam ediyor. Çünkü Manisa il olarak son yıllarda diğer komşusu olduğu illere nazaran seçimlerde almış olduğu oy oranları itibari ile iktidarın sanki batıdaki üssü konumuna gelmiş durumdadır.

Ancak 2012 de yine il müdür yardımcısı olarak gelip gördüğüm Manisa, gerçekten sadece sağlık yatırımları konusunda bile ağırlığınca durmuyordu yerinde” ifadesinde bulundu. Çil yazısına şöyle devam etti, “Kuruluşunda Atatürk’ün imzası bulunan, Elazığ ile birlikte iki Ruh Sağlığı hastanesinden biri olan ve çevredeki 12 ilinde ihtiyaçlarını karşılayarak bir bölge hastanesi konumunda olan ilin en büyük hastanesi, bünyesinde bulundurduğu onca nitelikli kadroya rağmen fiziksel olarak maalesef içler acısı durumdaydı. Blokların içinde en kötüsü olan (D) Blok’un yıkım kararını çıkarttırarak yerine yeni bir blok yapılması işine koyulmuşken, Yıkım Komisyonu Üyesi olarak gittiğim Sağlık Bakanlığı’nda yaşadığım o anıyı da sizlerle paylaşmadan geçemeyeceğim. Komisyon o gün, illerden gelen yaklaşık yirmi küsur yıkımı planlanmış bina hakkında karar vermek üzere toplanmıştı. Bakanlığın teknik elemanları hazırladıkları bilgileri komisyona teker teker görüntülü ve sayısal olarak sunuyorlardı. Bize gelene kadar yıkım kararı verilmiş olan bütün binalar 1970 ve 1980’lerde yapılmış olan ve artık ihtiyaca cevap veremeyecek duruma gelmiş binalardı. Tabii ki komisyonda bakanlığın ilgili birimlerden üst düzey yetkililer de bulunduğundan binanın yıkımı, yapımı gibi geçecek sürede verilecek sağlık hizmetinin aksamaması için de illere ne gibi tedbirler aldıklarını soruyor ve gerekli önlemlerin alındığı bilgisinden sonra yıkıma karar veriyordu. Sıra bizim (D) Bloğa geldiğinde teknik elemanlar binanın 1930’lu yıllarda yapıldığı bilgisini verdiklerinde ise komisyon saniye bile duraksamadan ve diğerlerinde olduğu gibi başkaca bir soruya da gerek duymadan: “Geçelim” şeklinde karar vermişlerdi.”

Tam manasıyla yazısında Manisa'nın sağlık anatomisini ortaya koyan Çil, “Yine şehirdeki bir başka eski bina da Manisa Devlet Hastanesi’ydi ve hastane artık bırakın talebi karşılamayı, görüntüsüyle bile sağlıktaki bütün değişime adeta tek başına meydan okuyor, bakanlığın bütün kalite ve hizmet standartlarını zorluyordu. Merkez Efendi Hastanesi için ise az bir bütçeyle proje ihalesinin %70’i 2011 yılı gibi bakanlıkça yapılmış olsa da hastanenin o günkü yönetimi bu projeyi tamamlatıp inşaat ihalesine çıkmada müthiş zorlanıyorlardı. İlin sağlık yönetimi ise Hatuniye Camii’nin arka tarafında, Üzüm Borsası sokağında İl Sağlık Müdürlüğü; eski Kadın Doğum Hastanesi’nde Kamu Hastaneleri Başkanlığı ve Merkez Efendi Hastanesi ek binalarında da Halk Sağlığı Müdürlüğü olarak üç ayrı binada, birbirinden kopuk olarak hizmet veriyorlardı. Anlayacağınız 2013 yılından itibaren Manisa Sağlık Hizmetleri için yapılacak çok şeyler vardı ve bunun için de yerel siyaset ile omuz omuza vererek çok çalışma, silkinme zamanıydı” dedi.

Merkez Efendi Hastanesinin proje ve inşaat ihaleleri, Şehir Hastanesi ihalesi ve Halk Sağlığı Binasının yıkılarak yerine yeni inşa edilen Sağlık Yönetim Kompleksinin ihaleleri bu silkinme sonucunda 2013 – 2016 yılları arasında yapıldığını kaydeden Yazar Erdal Çil, “Bu tabii ki öncelikle inanmışlık, ekip ve yerel siyasetin de konsantrasyonu ile direkt ilgiliydi. Birlikte çalıştığımız İl Müdürünün özverisi olmasa; başkanlar, ekipleri, başhekimler, hastane yöneticileri, teknik elemanlar gibi elemanları düzenli olarak toplayıp bilgiler almayıp, takipler yapmasa, bakanlık bürokrasisi ile iyi ilişkiler kurulmasa her şeyden belki de daha önemlisi yerel siyasetin ilgisi olmasa bu kadar kısa sürede, bu kadar başarı elbette olmazdı.

Sanırım şimdi sağlığın üç kanadının da aynı binada olması ile o kopukluk da gitmiş ve daha düzenli toplanılıyor, daha sıklıkla koordinasyonlar yapılıyor ve siyaset de daha kolay erişebiliyordur diye düşüneceğim ama aldığım bir haber beni biraz düşündürdü doğrusu” diyerek yazısını şu şekilde sürdürdü; “Manisa siyasetinin önemli isimlerinden biri; uzun yıllar MHP’nin il başkanlığını yapan Ziya Elmalı önceki gün kalp krizi geçirerek vefat ediyor. Kendisi gerçekten Manisa’nın derdini dert edinmiş, dertlenen biriydi. Toprağı bol, mekanı cennet olsun! Ancak kaldırıldığı Merkez Efendi Hastanesinde bir kardiyoloji uzmanının bulunmaması haberi sosyal medyaya bomba gibi düştü. Şehirde 10’un üzerinde kardiyoloji uzmanı olduğunu biliyorum. Ancak bunların hepsinin sadece şehir hastanesinde toplanmasının ve şehir merkezinde bulunan yaklaşık aynı büyüklükteki bir devlet hastanesinin, üstelik kardiyoloji ve yoğun bakım üniteleri olmasına rağmen uzmansız bırakılmasının cevabını bulmakta zorlanıyorum. Bizim dönemden beri Manisa Kamu Hastaneleri Başkanı olarak çalışan arkadaşımızın, üstelik kendi kadrosunun da bulunduğu bu hastanenin gelişmesi için, sorunlarının çözümü için nasıl didindiğini yakınen bilenlerdenim. Ama buna rağmen kimin tasarrufu ile ve hangi gerekçelerle kardiyoloji uzmanlarının hepsi şehir hastanesinde toplatıldı araştırıp, cevabını bekleyeceğiz. Yoksa Şehir Hastaneleri ile ilgili malum sözleşme hükümleri ve yükleniciye ödenmesi gereken taahhüt miktarı korkusu mu yöneticileri böyle bir garabete sürükledi?”

Manisa'da uzman açığının kalmadığını ifade eden Çil, “Bildiğim kadarıyla uzman açığı yok ama yine bildiğim kadarıyla Merkez Efendi Hastanesinde Kardiyoloji ile birlikte Çocuk Hastalıkları (Pediatri), Göğüs Kalp Damar Cerrahisi ve Kadın Hastalıkları branşlarında da uzman bulunmuyor. Daha doğrusu ildeki uzmanlar nedense bu hastaneden Şehir Hastanesine götürülüyor. Ayrıca özellikle pediatride uzman hekimlerin bazılarının da nöbet tutamaz raporlu olmaları sağlığın yönetimini de, sürdürülebilirliğini de zorlaştırıyor” dedi.

Demokrat Gazeteciler ve Yazarlar Derneği Yönetim Kurulu Üyesi olarak toplantıya geldiği Manisa’da Merkez Efendi Hastanesinde gördüğü bir eksikliği yazısında okurlarıyla paylaşan emekli kamu idareci Yazar Erdal Çil, “Bu hastanenin projesinden inşaatına kadar çok emeğimiz olduğundan tefrişatına dek ince ince süzdüm o kısa zamanda. Bazı soruları saklıyorum şimdilik ama az bir masrafı kalmasına rağmen mahkum koğuşunun halen tamamlanmamış olmasını da anlamış değilim. Şehir hastaneleri ayrı bir yazı, daha doğrusu tartışma konusu ama vatandaş için eldeki kuş olan devlet hastaneleri özellikle Manisa’nın şimdiki tek devlet hastanesinin durumu SOS veriyor ve benim içim acıyor. Başarı elbette bir ekip, inanmışlık, konsantrasyon işi ve biz şimdi yerel siyasetin de, ildeki yetkililerin de konuya ne kadar konsantre olduklarına ve neler yaptıklarına bakacağız. Maksadımız başkalarının da sevgili abimiz Ziya Elmalı’nın yaşadıklarını yaşamaması. Umarım gecikilmez. Yöneticilik, biraz olsun dertlenme işidir. Dertlenmeyi sevmeyen, işin hep mızıkası tarafında olanlarıyla aramız öteden beri kötüdür ve kötü de kalacaktır. Umarım yapılacak açıklamalar bizi yine böyle oldubittilerle ve bu tiplerle karşı karşıya getirmez. Ölenle ölünmüyor tamam da sağlıkla yaşamaya devam edeceğiz. Sağlığın da sağlıklı olması, sağlıklı işlemesi çok önemli! Üstelik Manisa gibi Osmanlı’dan bu yana sağlıkta hep şifa dağıtan şehirlerden biri olması sebebiyle beklentimiz çok fazla ama sabrımız da bir o kadar az bilesiniz” dedi
Bu haber http://www.ulusalajans.com/'dan alınmıştır.


 

Editör: TE Bilisim