Hakkındaki tahdit kararına sosyal medya paylaşımları gösterildi ama dosyada bu paylaşımlar yoktu. Dava açınca da MİT'in hakkında bir yazısı olduğu söylendi ama bu yazı da dava dosyasında yok.
TÜRKİYE'YE GİRİŞ YASAĞI
Her şey, Dr. Sekouba Conde'nin rutin olarak aile ikamet izninin uzatılması için 8 Mayıs 2023'te İstanbul İl Göç İdaresi Müdürlüğü'ne başvurmasıyla başladı. Avukatlarının da yaptığı başvuruların ardından yaklaşık bir yıl sonra yanıt geldi: Ret.
Dr. Conde, yeni bir başvuru dosyası oluşturup Esenyurt İlçe Çalışma Grup Başkanlığı'na başvurdu. Ertesi gün kuruma çağrıldı, hakkında G-82 giriş yasağı (Milli Güvenliğimiz Aleyhine Faaliyet) kararının olduğunu, bu kod nedeniyle 5 yıl Türkiye'ye giriş yasağı konduğunu öğrendi.
Kararın tebliğinin ardından polis nezaretine alındı, burada gerekçe olarak sosyal medya üzerinden Türkiye aleyhine paylaşımlar yapması gösterildi. Aynı gün İstanbul Kıraç Polis Merkezi'nde verdiği ifadesinde şunları söyledi: 'Bana neden bu tahdit kodunu koyduklarını bilmiyorum. Benim hiçbir terör örgütüyle bağım ve bağlantım yoktur. Sosyal medya üzerinden Türkiye aleyhine herhangi bir olumsuz paylaşımım olmamıştır. Ben Türkiye'de bir suça karışmadım. Türkiye'de kalmak istiyorum.'
Avukatı Cafer Çakmak, tahdit kararına karşı açtığı davanın dilekçesinde, ülkeye giriş yasağına gerekçe gösterilen sosyal medya paylaşımlarının mahkemeye sunulmasını talep etti: 'Dosyasında, G-82 tahdit kodu konmasına gerekçe yapılan sosyal medya paylaşımlarına yer verilmemiştir. Böylesi ciddi bir tahdit kodu kararı alan idarenin bu paylaşımların ne olduğunu belirlemesi, dosyaya bu paylaşımları gösterir maddi ve somut deliller sunması gerekir. Halbuki dosyada buna ilişkin hiçbir somut olgu ve delil mevcut değildir. İddia sahibi iddiasını kanıtlamakla yükümlüdür. Davalı idare, G-82 tahdit kodu almaya gerekçe yaptığı paylaşımları mahkemenize sunmak zorundadır.'
Cafer Çakmak da 'Türkiye'de 8 yıl kalanların, vatandaşlık veya uzun süreli ikamet izni alma şansları varken aile ikamet izni bile alamıyoruz' dedi.
NİYE ARAMIZA KOYDULAR
Polis nezareti, 'maceralı sürecin' başlangıcıydı. Ardından hakkında İstanbul Valiliği İl Göç İdaresi Müdürlüğü tarafından 'kamu güvenliğini tehdit ettiği' gerekçesiyle sınır dışı kararı verildi. Kıraç Polis Merkezi Amirliği'nde 2 gün gözaltında tutuldu, sonrasında İstanbul Binkılıç Geri Gönderme Merkezi'ne götürülerek idari gözetim altına alındı.
Avukatları sınır dışı etme kararının iptali için İstanbul 1. İdare Mahkemesi'nde dava açtı, idari gözetim kararının kaldırılması için de İstanbul 2. Sulh Ceza Hakimliği'ne itirazda bulundu.
Bu süreçte Sekouba Conde İstanbul Binkılıç Geri Gönderme Merkezi'nden Kırklareli Pehlivanköy Geri Gönderme Merkezi'ne nakledildi. İstanbul 2. Sulh Ceza Hakimliği idari gözetim kararının kaldırılmasına hükmettiği kararında, Sekouba Conde hakkında herhangi bir adli işlem olmadığını, diğer kararlarla ilgili de bir gerekçe sunulmadığını yazdı: 'İdari gözetim kararında somut herhangi bir gerekçenin ortaya konulmadığı, sınır dışı etme kararında belirtilen koda ilişkin olarak herhangi bir tutanak, ihbar evrakı, tutanağa bağlanmış istihbari bilgi formunun bulunmadığı, bu itibarla soyut nitelikteki aktif G-82 kodunun tek başına idari gözetim işleminin uygulanmasını gerektirmediği, itiraz edenin : semtinde ulaşılabilir adresinin bulunması nedeniyle de mevcut bilgi ve belge durumuyla kaçma ve kaybolma riskinden bahsedilemeyeceği:'
MİT YAZISI ÇIKTI
Tahdit kodunun kaldırılması için açılan davada ise Sekouba Conde hakkında MİT'in bir yazısı olduğu söylendi, ancak yazı dosyaya konulmadı, avukatlarına gösterilmedi. Avukat Çakmak, yargılama konusu olduğu için mahkemeden MİT raporunun dosyaya sunulmasını istedi ancak mahkeme talebini reddetti: 'Görmediğimiz bir istihbarat raporu olduğu söyleniyor.'
Ankara 1. İdare Mahkemesi de bu gizemli yazıya dayanarak davayı reddetti. Karar şimdi istinafta.(Birgün)





