Kuralla kolluk personelinin amirleri, üstleri, aynı rütbedeki veya çalışma arkadaşlarının iş ve işlemleriyle ilgisi olmayan, kişisel özelliklerini hedef alan kötüleyici ya da kötü izlenim bırakacak nitelikte eleştiri sınırlarını aşan sözlerinin disiplin cezası ile cezalandırılmasının öngörüldüğü, dolayısıyla personelin amirleri veya çalışına arkadaşları hakkında olumsuz yönde olmakla birlikte objektif olarak bakıldığında üst ya da amirin otoritesi üzerinde veya çalışma barışına menfi herhangi bir etkisi olmayan sözlerinin kural kapsamında olmadığı, kaldı ki sarf edilen sözlerin anılan kişilerin kişisel özelliklerini hedef alan kötüleyici ya da kötü izlenim bırakacak ve eleştiri sınırlarını aşacak nitelikte olup olmadığının da yargı denetimine tabi olduğu birlikte değerlendirildiğinde dava konusu kuralda düzenlenen fiilin kınama cezası ile cezalandırılmasının yaptırım ile korunmak istenen hukuki değer ve elde edilmek istenen kamusal yarar karşısında bireye makul olmayan, orantısız bîr külfet yüklemediği sonucuna varılmıştır.

Eskişehir Halis Toprak Huzurevinde Skandal
Eskişehir Halis Toprak Huzurevinde Skandal
İçeriği Görüntüle

ANAYASA MAHKEMESİ KARARI
Anayasa Mahkemesi Başkanlığından:
Esas Sayısı : 2024/124
Karar Sayısı : 2025/39
Karar Tarihi: 11/2/2025

İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN: Denizli 2. İdare Mahkemesi

İTİRAZIN KONUSU: 31/1/2018 tarihli ve 7068 sayılı Genel Kolluk Disiplin Hükümleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Kabul Edilmesine Dair Kanun’un 8. maddesinin (2) numaralı fıkrasının (g) bendinin Anayasa’nın 2., 5., 13., 25. ve 26. maddelerine aykırılığı ileri sürülerek iptaline verilmesi talebidir.

OLAY: Davacının uyarma cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin işlemin iptali talebiyle açılan davada itiraz konusu kuralın Anayasa’ya aykırı olduğu kanısına varan Mahkeme, iptali için başvurmuştur.

L İPTALİ İSTENEN KANUN HÜKMÜ
Kanun’un 8. maddesinin itiraz konusu kuralın da yer aldığı (2) numaralı fıkrası şöyledir:
“(2) Kınama cezasını gerektiren fiiller şunlardır:
a) Görev sırasında (...), mevzuat veya talimatlarla yasaklanan davranışlarda bulunmak.
b) Mevzuatta belirlenmiş usul ve kurallara riayet etmeden sözlü, yazılı veya elektronik olarak müracaat veya şikâyette bulunmak.
c) Nöbeti teslimden sonra görev yerine özürsüz olarak geç dönmek.
ç) Bildirimleri süresi içerisinde yerine ulaştırmamak.
d) Mevzuat veya talimatlarla taşınmasına veya bulundurulmasına izin verilmiş olanlar dışında, mesleğin ciddiyeti ile bağdaşmayacak biçimde yüzük, bilezik, kolye, madalyon, rozet ve benzeri şeyleri takmak.
e) Görev sırasında veya dışında kendisi ile aynı rütbede çalışanlara veya mesai arkadaşlarına karşı saygısız davranmak.
fi Mevzuat ve talimatlarla kendisine tevdi edilmiş görevlerin gerektirdiği sorumluluğu üstlenmekten imtina etliğini gösterecek tavır ve davranışlarda bulunmak.
g) Amirleri, üstleri, aynı rütbedeki veya çalışma arkadaşları hakkında ve onların bulunmadığı ortamlarda, onların işlem, eylem ve kişilikleri hakkında kötüleyici veya konuştuğu kişilerde kötü intiba bırakacak tarzda olumsuz sözler söylemek,
ğ) Zati demirbaş tabanca veya geçici olarak verilen demirbaş tabancanın üzerinde orijinalliğini bozacak boya, kaplama, gravür veya ciddiyetle bağdaşmayacak şekil, desen, resim ve karakter gibi değişiklikler yapmak.
h) Mevzuata veya mesleki teamüllere aykırı hitaplarda bulunmak.
ı) Bu fıkrada disiplinsizlik olarak saptanan eylem, işlem, tutum ve davranışlar dışında herhangi bir biçimde görevin takdir ve yerine getirilmesinde müsamaha ve savsaklama göstermek.
i) (Mülga:18/10/2018-7148/36 md.)”

III. ESASIN İNCELENMESİ
1. Başvuru kararı ve ekleri, Raportörler Ömer DURSUN ve Burcu TAŞYAPAN tarafından hazırlanan işin esasına ilişkin raporlar, itiraz konusu kanun hükmü, dayanılan Anayasa kuralları ve bunların gerekçeleri ile diğer yasama belgeleri okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

A. Anlam ve Kapsam
3. 7068 sayılı Kanun; Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı personeline ilişkin disiplinsizlik hâlleri ile cezalarını, disiplin amirlerini ve kurullarını, disiplin soruşturma usulünü ve ilgili diğer hususları düzenlemektedir.

4. Anılan Kanun’un 2. maddesine göre Emniyet Genel Müdürlüğü teşkilatında çalışan her sınıftan memurlar, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı teşkilatlarında görev yapan subay, astsubay, sözleşmeli subay, sözleşmeli astsubay, uzman jandarma, uzman erbaş, sözleşmeli erbaş ve sözleşmeli erler ile diğer sınıflardaki memurlar Kanun’un kapsamında yer almaktadır.

5. Kanun’un 7. maddesinin (1) numaralı fıkrasında fiilin niteliğine göre personele verilebilecek disiplin cezaları; uyarma, kınama, aylıktan kesme, kısa süreli durdurma, uzun süreli durdurma, meslekten çıkarma ve devlet memurluğundan çıkarma cezası olarak belirlenmiştir. Anılan fıkranın (b) bendinde kınama, personele görevinin icrasında veya hâl ve hareketlerinde kusurlu olduğunun yazı ile bildirilmesi şeklinde tanımlanmıştır.

6. 8. maddenin (2) numaralı fıkrasında kınama cezasıyla cezalandırılacak fiiller belirtilmiştir. Söz konusu fıkranın itiraz konusu (g) bendinde amirleri, üstleri, aynı rütbedeki veya çalışma arkadaşları hakkında ve onların bulunmadığı ortamlarda onların işlem, eylem ve kişilikleri hakkında kötüleyici veya konuştuğu kişilerde kötü intiba bırakacak tarzda olumsuz sözler söyleyen kolluk personelinin kınama cezasıyla cezalandırılacağı hükme bağlanmıştır.

7. Kuralda düzenlenen fiilin kınama cezasına konu olabilmesi için amirleri, üstleri, aynı rütbedeki veya çalışma arkadaşlarının işlem, eylem ve kişilikleri hakkında kullanılan olumsuz sözlerin kötüleyici veya konuştuğu kişilerde kötü intiba bırakacak nitelikte olması gerekmektedir.

8. Kötüleyici sözler söylemek belirli bir konu (fikir, kişi, olay, iş, durum gibi) hakkında olumsuz, aşağılayıcı, hoş olmayan sözler söylenilmesini ifade etmektedir. Kuralla olumsuz sözlerin kınama cezasına konu olabilmesi için ise objektif olarak bakıldığında konuşulan kişilerde kötü bir izlenime neden olacak nitelikte olması şartı aranmıştır. Dolayısıyla kuralda sayılan kişilerin işlem, eylem ve kişilikleri hakkında belirtilen nitelikte olmayan sözlerin söylenmesi kınama cezasına konu olmayacaktır.

9. Kuralda yer alan işlem ve eylem ibareleriyle kolluk hizmetinin yürütüldüğü kurum veya birimde amir, üst konumunda olan, aynı rütbedeki kişilerin veya çalışma arkadaşlarının hizmet sırasında doğrudan görevleriyle ilgili olarak veya görevlerinden dolayı tesis ettikleri işlem ve ifa ettikleri eylemler kastedilmektedir. Diğer bir ifadeyle bu kişilerin görev ve hizmetle herhangi bir bağlantısı olmayan, özel yaşam alanlarıyla ilgili işlem ve eylemlerine yönelik olarak söylenen olumsuz sözler kural kapsamında disiplin cezasına konu olmamaktadır (benzer yöndeki değerlendirme için bkz. AYM, E.2021/22, K.2022/6, 26/1/2022, § 11).

10. Kuralda yer alan kişilikleri ibaresi ise kişilerin bireysel özelliklerinin toplamını ifade etmektedir. Kuralda sayılan kişilerin kendilerine özgü belirgin özellikleri, manevi ve ruhsal niteliklerini hedef alan kötüleyici veya konuştuğu kişilerde kötü intiba bırakacak nitelikte olumsuz sözler kural kapsamında kalmaktadır.

B. İtirazın Gerekçesi
11. Başvuru kararında Özetle; itiraz konusu kuralda kolluk personeline kınama cezası verilmesine dayanak olan olumsuz sözlerin belirsiz olduğu, söz konusu olumsuz sözler nedeniyle kolluk personelinin kınama cezasıyla cezalandırılmasının zorunlu bir toplumsal ihtiyacı karşılamadığı, bu durumun ifade özgürlüğüne ölçüsüz bir sınırlama getirdiği belirtilerek kuralın Anayasa’nın 2., 5., 13., 25. ve 26. maddelerine aykın olduğu ileri sürülmüştür.

C. Anayasa’ya Aykırılık Sorunu
1. Bentte Yer Alan “...işlem, eylem...” İbaresinin İncelenmesi
12. İtiraz konusu kuralın yer aldığı 7068 sayılı Kanun, olağanüstü hâl kapsamında çıkarılan 2/1/2017 tarihli ve 682 sayılı Genel Kolluk Disiplin Hükümleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından onaylanması sonucu yürürlüğe girmiştir. Bununla birlikte kural olağanüstü hâl süresiyle sınırlı bir düzenleme öngörmediğinden kurala ilişkin incelemenin Anayasa’nın olağan dönem kuralları yönünden öngördüğü denetim rejimine göre yapılması gerekir.

13. İtiraz konusu kuralla amirleri, üstleri, aynı rütbedeki veya çalışma arkadaşları hakkında ve onların bulunmadığı ortamlarda onların işlem ve eylemleri hakkında kötüleyici veya konuştuğu kişilerde kötü intiba bırakacak tarzda olumsuz sözler söyleyen kolluk personelinin kınama cezasıyla cezalandırılması öngörülmektedir.

14. Anayasa Mahkemesi 26/1/2022 tarihli ve E.2021/22, K.2022/6 sayılı kararında 7068 sayılı Kanun’un 8. maddesinin (4) numaralı fıkrasının (5) numaralı alt bendinde yer alan ve görev içinde amir ya da üstlerinin eylem veya işlemlerini olumsuz yönde eleştirici nitelikte söz söylemek ya da yazı yazmak fiilinin disiplin suçu olarak düzenlenmesini öngören ibareyi incelemiş ve söz konusu ibareyle ifade özgürlüğüne getirilen sınırlamanın demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun olmadığı gerekçesiyle ibareyi Anayasa’nın 13. ve 26. maddelerine aykırı bularak iptal etmiştir.

15. Anılan kararda ilk olarak disiplin suçunun konusunu teşkil eden fiilin kapsamı, niteliği, ne şekilde işlenebileceği ile karşılığında hangi cezanın öngörüldüğünün herhangi bir tereddüde yer vermeyecek biçimde açık ve net olarak düzenlendiği, bu kapsamda ifade özgürlüğüne sınırlama getiren ibarenin belirli, ulaşılabilir ve öngörülebilir nitelikte olduğu ve kanunilik şartını taşıdığı tespit edilmiştir (AYM, E.2021/22, K.2022/6,26/1/2022, § 22).

16. Söz konusu kararda ayrıca toplumda asayiş ve güvenliği sağlamakla görevli olan kolluk kuvvetlerince yürütülen hizmetin niteliği ve hassasiyeti gereği kolluk teşkilatlanndaki görev ve hizmet anlayışının sivil devlet memurlarına kıyasla daha katı bir disiplin ve hiyerarşi düzeni üzerine temellendirildiği belirtilmiş, bu itibarla ibareyle görev yaptıklan teşkilatlarda amir ya da üst konumunda olan kişilerin yöneltilen olumsuz eleştirilerden kaynaklı olarak görevle ilgili tasarruflarının hukukiliği ya da yerindeliği üzerine oluşabilecek şüphe veya olumsuz algıların önüne geçilerek maiyetlerinde bulunan personel üzerindeki otoritelerinin zayıflamasının ve bu suretle kurum düzeninin bozulmasının engellenmesinin amaçlandığı, dolayısıyla ibarenin kamu düzeninin korunması ve sağlanmasına yönelik meşru bir amacının bulunduğu belirtilmiştir (AYM, E.2021/22, K.2022/6,26/1/2022, § 24).

17. Kararda disiplin ve hiyerarşik düzenin ön planda olduğu kolluk kuvvetlerinde amir ya da üst konumunda görev yapanların eylem veya işlemlerine yönelik olarak onların personel üzerindeki otoritesini sarsarak kurumun düzeninin, dolayısıyla hizmetin işleyişinin bozulmasına sebebiyet verebilecek nitelikte olumsuz yönde görüş ya da kanaat belirtilmesi hususunda bazı sınırlamaların ve yasakların getirilmesinin toplumun asayiş ve güvenliğinde herhangi bir zafiyete meydan verilmemesi bakımından gereklilik taşımadığının söylenemeyeceği, bununla birlikte bu hususun hiyerarşik amir ve üstlerin hiçbir şekilde eleştirilemeyeceği anlamına da gelmediği ifade edilmiş; olumsuz yönde olmakla birlikte objektif olarak bakıldığında üst ya da amirin otoritesi üzerinde menfi herhangi bir etkisi olmayan eleştirilerden de söz edilebileceğine, bu tür eleştirilerin cezalandırılmasının demokratik toplumda zorunlu bir toplumsal ihtiyacı karşılamaya hizmet etmeyeceğine dikkat çekilmiştir (AYM, E.2021/22, K.2022/6,26/1/2022, § 26).

18. İbarenin lafzına bakıldığında görev içinde amir ya da üstlerin eylem veya işlemlerini olumsuz yönde eleştirmenin disiplin suçunun oluşması için yeterli görüldüğünün anlaşıldığı belirtilen kararda, ibarenin görev içinde amir ya da üstlerin eylem veya işlemlerine yönelik olarak getirilen olumsuz eleştirinin otoriteyi zedeleyen, kurumun hiyerarşik düzenine veya işleyişine zarar veren bir unsur taşıyıp taşımadığı yahut genel olarak hizmet anlayışı içerisinde makul karşılanabilir nitelikte olup olmadığına bakılmaksızın her türlü eleştirinin cezalandınlabilmesine imkân tanıdığından ibareyle ifade özgürlüğüne getirilen sınırlamanın demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun olmadığı sonucuna ulaşılmıştır (AYM, E.2021/22, K.2022/6,26/1/2022, § 27).

19. İtiraz konusu kural bakımından da Anayasa Mahkemesinin anılan kararında belirtilen gerekçelerden ayrılmayı gerektirir bir durum bulunmamaktadır. Bu itibarla kuralın amirleri, üstleri, aynı rütbedeki veya çalışma arkadaşları hakkında ve onların bulunmadığı ortamlarda onların işlem ve eylemleri hakkında söylenen olumsuz sözlerin otoriteyi zedeleyen, kurumun hiyerarşik düzenine veya işleyişine zarar veren bir unsur taşıyıp taşımadığına bakılmaksızın her türlü olumsuz sözün cezalandınlabilmesine imkân tanıdığı anlaşıldığından kuralla ifade özgürlüğüne getirilen sınırlamanın demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.

20. Açıklanan nedenlerle kural Anayasa’nın 13. ve 26. maddelerine aykırıdır. İptali gerekir.

Basrİ BAĞCI, Yıldız SEFERİNOĞLU, İrfan FİDAN, Muhterem İNCE, Yılmaz AKÇIL, Ömer ÇINAR ve Metin KIRATLI bu görüşe katılmamışlardır.
Kural Anayasa’nın 13. ve 26. maddelerine aykırı görülerek iptal edildiğinden ayrıca Anayasa’nın 2., 5. ve 25. maddeleri yönünden incelenmemiştir.

2. Bendin Kalan Kısmının İncelenmesi
21. İtiraz konusu kuralla amirleri, üstleri, aynı rütbedeki veya çalışma arkadaşları hakkında ve onların bulunmadığı ortamlarda onların kişilikleri hakkında kötüleyici veya konuştuğu kişilerde kötü intiba bırakacak tarzda olumsuz sözler söyleyen kolluk personeline disiplin cezası verilmesine imkân tanınmak suretiyle ifade özgürlüğüne bir sınırlama getirilmektedir.

22. 7068 sayılı Kanun’un 8. maddesinin (2) numaralı fıkrasının (g) bendinde yer alan“.,./j/em, eylem...” ibaresinin Anayasa’ya uygunluk denetimi bölümünde kanunilik ve meşru amaç kapsamında belirtilen gerekçeler bu kural yönünden de geçerlidir. Bu itibarla İfade özgürlüğüne sınırlama getiren kuralın belirli, ulaşılabilir ve öngörülebilir nitelikte olduğundan kanunilik şartını taşıdığı ve kamu düzeninin korunmasına yönelik meşru bir amacı olduğu anlaşılmaktadır.
23. Diğer yandan temel hak ve özgürlüklere yönelik sınırlamaların demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun olması, başka bir İfadeyle demokratik toplumda zorunlu bir toplumsal ihtiyacı karşılaması gerekir.

24. Disiplin ve hiyerarşik düzenin ön planda olduğu kolluk kuvvetlerinde kurumun düzeninin, dolayısıyla hizmetin işleyişinin bozulmasına sebebiyet verebilecek nitelikte olumsuz yönde görüş ya da kanaat belirtilmesi hususunda bazı sınırlamaların ve yasakların getirilmesinin toplumun asayiş ve güvenliğinde herhangi bir zafiyete neden olunmaması bakımından gereklilik taşımakla birlikte bu husus hiyerarşik amir ve üstlerin hiçbir şekilde eleştirilemeyeceği anlamma gelmemektedir.

25. Öte yandan kolluk personelinin amirleri, üstleri, aynı rütbedeki veya çalışma arkadaşlannın bulunmadığı ortamda onların iş ve işlemleriyle ilgisi olmayan, kişisel özelliklerini hedef alan kötüleyici ya da kötü izlenim bırakacak nitelikte olumsuz sözler söylemesi eleştiri sınırlarını aşan bir durumu ifade etmektedir. Dolayısıyla kurum düzeninin, bu suretle kamu düzeninin korunması ve sağlanması biçimindeki meşru amaç doğrultusunda anılan kişilerin kişilikleri hakkında kötüleyici veya konuştuğu kişilerde kötü intiba bırakacak nitelikte olumsuz sözler söyleyen kolluk personelinin disiplin cezasıyla cezalandırılması yoluyla ifade özgürlüğüne getirilen sınırlamanın demokratik toplumda zorunlu bir toplumsal ihtiyacı karşıladığı değerlendirilmektedir.

26. Kuralla ifade özgürlüğüne getirilen sınırlamanın demokratik toplum düzeninin gereklerine aykınlık teşkil etmemesi yeterli olmayıp ayrıca ölçülü olması gerekir. Anayasa’nın 13. maddesinde güvence altına alınan ölçülülük ilkesi elverişlilik, gereklilik ve orantılıhk olmak üzere üç alt ilkeden oluşmaktadır. Elverişlilik öngörülen sınırlamanın ulaşılmak istenen amacı gerçekleştirmeye elverişli olmasını, gereklilik ulaşılmak istenen amaç bakımından sınırlamanın zorunlu olmasını diğer bir ifadeyle aynı amaca daha hafif bir sınırlama ile ulaşılmasının mümkün olmamasını, orantılıhk ise hakka getirilen sınırlama İle ulaşılmak istenen amaç arasında makul bir dengenin gözetilmesi gerekliliğini ifade etmektedir.

27. Kuralın kolluk personeli arasındaki çalışma barışının ve hiyerarşik düzenin sağlıklı ve düzenli bir şekilde işleyişinin bozulmasına yol açabilecek nitelikte tutum ve davranışlarda bulunulmasını önleyici etkiye sahip olduğu gözetildiğinde kuralla ifade özgürlüğüne getirilen sınırlamanın kamu düzeninin korunması ve sağlanması amacına ulaşma bakımından elverişli ve gerekli olmadığı söylenemez.

28. Kuralla kolluk personelinin amirleri, üstleri, aynı rütbedeki veya çalışma arkadaşlarının iş ve işlemleriyle ilgisi olmayan, kişisel özelliklerini hedef alan kötüleyici ya da kötü izlenim bırakacak nitelikte eleştiri sınırlarını aşan sözlerinin disiplin cezası ile cezalandırılmasının öngörüldüğü, dolayısıyla personelin amirleri veya çalışına arkadaşları hakkında olumsuz yönde olmakla birlikte objektif olarak bakıldığında üst ya da amirin otoritesi üzerinde veya çalışma barışına menfi herhangi bir etkisi olmayan sözlerinin kural kapsamında olmadığı, kaldı ki sarf edilen sözlerin anılan kişilerin kişisel özelliklerini hedef alan kötüleyici ya da kötü izlenim bırakacak ve eleştiri sınırlarını aşacak nitelikte olup olmadığının da yargı denetimine tabi olduğu birlikte değerlendirildiğinde dava konusu kuralda düzenlenen fiilin kınama cezası ile cezalandırılmasının yaptırım ile korunmak istenen hukuki değer ve elde edilmek istenen kamusal yarar karşısında bireye makul olmayan, orantısız bîr külfet yüklemediği sonucuna varılmıştır.

29. Açıklanan nedenlerle kural, Anayasa’nın 13. ve 26. maddelerine aykırı değildir. İptal talebinin reddi gerekir.

Haşan Tahsin GÖKCAN, Engin YILDIRIM, Yusuf Şevki HAKYEMEZ ve Selahaddin MENTEŞ bu görüşe katılmamışlardır.
Kuralın Anayasa’nın 2., 5. ve 25. maddelerine de aykın olduğu ileri sürülmüş ise de bu bağlamda belirtilen hususların Anayasa’nın 13. ve 26. maddeleri yönünden yapılan değerlendirmeler kapsamında ele alınmış olması nedeniyle Anayasa’nın 2., 5. ve 25. maddeleri yönünden ayrıca bir inceleme yapılmasına gerek görülmemiştir.

IV. İPTALİN DİĞER KURALLARA ETKİSİ
30. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 43. maddesinin (4) numaralı fıkrasında kanunun, Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin veya Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü’nün belirli kurallannın iptali, diğer kurallarının veya tümünün uygulanmaması sonucunu doğuruyorsa bunların da Anayasa Mahkemesince iptaline karar verilebileceği öngörülmektedir.
31. 7068 sayılı Kanun’un 8. maddesinin (2) numaralı fıkrasının (g) bendinde yer alan “...işlem, eylem...” ibaresinin iptali nedeniyle uygulanma imkânı kalmayan bu ibareden sonra gelen “...ve...” ibaresinin 6216 sayılı Kanun’un 43. maddesinin (4) numaralı fıkrası gereğince iptali gerekir.

V, HÜKÜM
31/1/2018 tarihli ve 7068 sayılı Genel Kolluk Disiplin Hükümleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Kabul Edilmesine Dair Kanun’un 8. maddesinin (2) numaralı fıkrasının;
A. (g) bendinde yer alan;
1. “...işlem, eylem...” ibaresinin Anayasa ya aykırı olduğuna ve İPTALİNE, Basri BAĞCI, Yıldız SEFERİNOĞLU, İrfan FİDAN, Muhterem İNCE, Yılmaz AKÇIL, Ömer ÇINAR ile Metin KIRATLI’nın karşıoyları ve OYÇOKLUĞUYLA,
2. “...işlem, eylem...” ibaresinden sonra gelen “...ve...” ibaresinin 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 43. maddesinin (4) numaralı fıkrası gereğince İPTALİNE OYBİRLİĞİYLE,
B. (g) bendinin kalan kısmının Anayasa’ya aykın olmadığına ve itirazın REDDİNE, Haşan Tahsin GÖKCAN, Engin YILDIRIM, Yusuf Şevki HAKYEMEZ ile Selahaddin MENTEŞ’in karşıoyları ve OYÇOKLUĞUYLA,
11/2/2025 tarihinde karar verildi.