Türkiye, acil sağlık hizmetlerinde son yıllarda dünyanın örnek aldığı bir başarı hikâyesi yazıyor. Bugün yurt genelinde 5 binin üzerinde 112 istasyonu, 40 bin sağlık çalışanı ile vatandaşların en zor anlarında yanlarında oluyor.
Bu büyük yapının arkasında sadece sayı değil; planlama, atama, eğitim ve denetim zinciriyle işleyen bir profesyonellik var. Göreve başlamadan önce sağlık çalışanlarına 6-7 farklı modülden oluşan kapsamlı eğitimler veriliyor. Yüzlerce eğitmen tarafından yürütülen bu eğitimler, doğumdan yeni doğana, felç vakasından ağır travmalara kadar her senaryoya özel müdahaleyi kapsıyor. Eğitim almadan sahaya çıkan tek bir personel bile yok.
Dünyanın En Hızlılarından
Türkiye’nin 112 sistemi, kırsal ve kentsel alanlarda yaygın istasyon ağı sayesinde vakalara dakikalar içinde ulaşıyor. Ortalama ulaşım süresi 6-7 dakika, bazı illerde ise bu süre 5 dakikanın altına inmiş durumda. Bu hız, hayatla ölüm arasındaki ince çizgide kritik rol oynuyor.
Güçlü Sevk ve Dijital Altyapı
Sağlık Bakanlığı’nın merkezi yönetimi sayesinde Türkiye, sevkle nakil sisteminde büyük bir başarıya ulaştı. Küçük merkezlerden büyük merkezlere yapılan hasta nakilleri oldukça başarılı ; hastalar uzun süre bekletilmeden ambulansla yönlendiriliyor.
Üstelik sistem tamamen dijital altyapıyla yönetiliyor. Kağıt dosya devri 112’de çoktan kapandı.
Fedakârlık ve Sosyal Destek
112 çalışanları sadece mesleki bilgi ve becerileriyle değil, fedakârlıkları ve özverileriyle de öne çıkıyor. Sağlık Bakanlığı, bu fedakârlığı karşılıksız bırakmıyor:
-
Ambulanslara özel kasko yapılıyor.
-
Başka hiçbir sağlık kurumda olmayan şekilde personele yemek yardımı sağlanıyor.
Eleştirilere Rağmen Tıkır Tıkır İşleyen Sistem
Bazı illerde sendikal ya da derneksel çatışmalar üzerinden 112 sistemine haksız eleştiriler yöneltilse de, gerçek tablo çok farklı. Türkiye’nin 112 sistemi, güçlü merkezi yönetimi, deneyimli kadrosu, dijital altyapısı ve hızlı müdahale başarısıyla dünyanın en iyi acil sağlık sistemlerinden biri olarak gösteriliyor.
