Gündem

Yapay zekadan tüp bebekte devrim: 19 yıl sonra gelen mucize gebelik

ABD'de tüp bebek tedavisinde geliştirilen yapay zeka destekli sistem, mikroskopla fark edilemeyen az sayıdaki spermleri bulmayı başardı. Bu yöntemle 19 yıldır çocuk sahibi olamayan bir çiftin gebelik haberi geldi.

Tüp bebek tedavisinde devrim niteliğinde bir gelişme yaşandı. ABD'de Columbia Üniversitesi Fertilite Merkezi'nde geliştirilen yapay zeka (YZ) destekli sistem sayesinde,

laboratuvar mikroskoplarında görülemeyen spermler tespit edilerek gebelik elde edildi

. Tıp dergisi The Lancet'te yayımlanan bulgular, 'yapay zeka ile sperm tespiti sonrası elde edilen ilk klinik gebelik' olarak bilim literatürüne geçti.

Yedi spermle başarıya ulaşıldı

Araştırmaya konu olan 39 yaşındaki erkek hastada, meni örneğinde hiç sperm bulunamaması anlamına gelen non-obstrüktif azoospermi tanısı vardı. 37 yaşındaki eşi ise 19 kez yumurta toplama işlemi geçirmesine rağmen yalnızca bir embriyo oluşturabilmişti.

Mikroskopla yapılan incelemelerde sperm bulunamazken, aynı örnek yapay zeka destekli sisteme aktarıldı. Sistem, iki saat içinde 2,5 milyon karelik görüntüyü analiz ederek yedi sperm tespit etti. Bunlardan ikisi hareketliydi ve her biri birer yumurtaya enjekte edilerek iki embriyo oluşturuldu. Embriyo transferi sonrası yapılan testte gebelik gerçekleşti.

Bir saatte 1 milyon kare analiz

Yapay zeka sistemi, yüksek hızlı kamera ve gelişmiş görüntü işleme algoritmalarını bir arada kullanıyor. Meni örneği, saniyede 300 kare yakalayabilen kamera ile taranıyor; sistem bir saat içinde 1 milyondan fazla görüntü inceliyor.
YZ, bir hücreyi 'sperm' olarak tanımlamadan önce onu en az üç karede izleyerek doğrulama yapıyor. Böylece olası yanlış tespitlerin önüne geçiliyor.

Bilim insanlarından temkinli iyimserlik

Columbia Üniversitesi'nden yapılan açıklamada, bu yöntemin çocuk sahibi olamayan çiftler için 'yeni bir umut kapısı' olabileceği belirtildi.

Ancak araştırmacılar, çalışmanın tek bir vaka üzerinden yürütüldüğüne dikkat çekerek, yöntemin güvenilirliğinin daha geniş kapsamlı klinik denemelerle test edilmesi gerektiğini vurguladı.