Gündem

Diz Protezi Ameliyatı Sonrası Hızlı İyileşme Artık Mümkün!

Eklem kireçlenmesi (osteoartrit), milyonlarca insanın yaşam kalitesini doğrudan etkileyen, ağrı ve hareket kısıtlılığına yol açan kronik bir sorundur. Vücudun tüm yükünü taşıyan eklemlerde görülebilen bu aşınma, bazen ayakta bile kendini gösterebilir. Örneğin, Op. Dr. Utku Erdem Özer, ayak başparmak kireçlenmesi (halluks rigidus) tedavisinde dahi modern yaklaşımlar sunuyor.

Ancak kireçlenmenin en sık ve şiddetli hissedildiği bölge, şüphesiz vücudun en büyük eklemi olan dizdir. İlaçlar, fizik tedavi ve eklem içi enjeksiyonlar gibi ameliyatsız yöntemler fayda etmediğinde, hastaların ağrısız bir yaşama dönmesi için tek ve kalıcı bir çözüm gündeme gelir.

Son Evre Kireçlenmede Kalıcı Çözüm

İleri eklem hasarlarında diz protezi ameliyatı ile kalıcı bir çözüm sağlayabilir. Bu operasyon, hasar görmüş kıkırdak yüzeylerinin çıkarılıp, yerlerine metal ve özel plastikten (polietilen) yapılmış yapay bir eklemin yerleştirilmesi işlemidir. Amerikan Ortopedi Cerrahları Akademisi (AAOS) verilerine göre bu operasyon, tıp alanındaki en başarılı ve hasta memnuniyeti en yüksek cerrahi işlemlerden biri olarak kabul edilmektedir.

Ancak birçok hasta, "ameliyat sonrası çok ağrılı olur" veya "iyileşme aylarca sürer" gibi endişelerle bu kalıcı çözümü ertelemektedir. Oysa modern cerrahi ve anestezi teknikleri, bu süreci kökten değiştirmiş durumda.

Hızlı İyileşmenin Arkasındaki Modern Teknikler

"Hızlı iyileşme" konsepti, ameliyat daha başlamadan anestezi planlamasıyla devreye girer. Artık diz protezi ameliyatlarının büyük çoğunluğu, hastayı tamamen uyutmak yerine "spinal-epidural anestezi" (belden uyuşturma) ile yapılıyor. Bu yöntemin en büyük avantajı, ameliyat sonrasında da epidural kateter yoluyla ağrı pompalarının kullanılabilmesi ve bölgesel sinir blokları ile hastanın neredeyse "ağrısız" bir iyileşme dönemi geçirmesidir.

Bu üst düzey ağrı kontrolü sayesinde, eski inanışların aksine, hastalar ameliyattan sonraki 24 saat içinde, hatta bazen ameliyatın yapıldığı günün akşamı yürütülebilmektedir. Erken hareket, pıhtı (derin ven trombozu) riskini en aza indirirken, kasların güç kaybetmesini engeller ve iyileşmeyi muazzam ölçüde hızlandırır.

Hastane Süreci ve Günlük Yaşama Dönüş

Modern yaklaşımlar hastanede kalış süresini de kısaltmıştır. Tek diz protezi için genellikle 3 gece, çift diz protezi için 5 gece hastanede kalmak yeterli olmaktadır. Hastaların taburcu olabilmesi için temel kriterler belirlidir: Kendi başına yürüteç (walker) ile yürüyebilmesi, tuvalet ihtiyacını (alafranga) karşılayabilmesi ve en önemlisi dizini en az 90 derece bükebilmesi gerekir.

İyileşme sürecindeki diğer konfor artırıcı detaylar ise şunlardır:

  • Dikişler: Cilt genellikle dışarıdan görünmeyen, emilebilen dikişlerle kapatılır. Bu sayede "dikiş aldırma" işlemi ortadan kalkar.
  • Duş: Ameliyattan 24 saat sonra drenler çekilir ve yara bölgesi su geçirmez pansuman malzemeleri ile kapatılır. Hastalar bu sayede hastaneden çıkmadan veya eve döndükleri gün duş alabilirler.
  • Beslenme: Hızlı doku iyileşmesi için protein alımı kritiktir. Bazı modern protokollerde, kas kaybını önlemek amacıyla ameliyattan 5 gün önce ve 5 gün sonra hastalara protein tozu (whey protein) takviyesi önerilmektedir.

Günümüzde diz protezi ameliyatı, hastaların 3 hafta sonra yürüteç veya bastonu bırakabildiği, 2 ayın sonunda ise ağrısız günlük yaşama büyük ölçüde döndüğü başarılı bir operasyondur.

Kaynak: utkuerdemozer.com