"Covid-19 salgını ile yapılan mücadelenin yegâne kahramanları sağlık çalışanlarıdır. İnsan üstü fedakârlıklarda bulunup, hayatlarını riske atan sağlık çalışanları şifa dağıtmaktadırlar. Sağlık çalışanları üstün gayret ve özveri ile hizmet yürütürlerken, yetkililerin ise sağlık çalışanlarının çalışma şartlarından özlük haklarına kadar yığınla birikmiş sorunların çözümü için gayret ve çaba sarf etmeleri ve huzurlu bir ortamda görev yapmalarını temin etmeleri beklenmektedir. Fakat bu güne kadar hayata geçirilen uygulamalara bakıldığında, sağlık çalışanlarının sözde takdir ve taltif edilmelerinin dışında yapılan düzenlemeler ne yazık ki ayrımcılıktan öteye gidememiştir. Bunun bir örneği de ne yazık ki ilimizde yaşanmaktadır. Darıca Farabi Eğitim Araştırma Hastanesi’nde esnek çalışmaya geçilmesi ile mesai saatlerinde yapılan adaletsizlikler çalışanlar arasında huzursuzluk yaratmıştır. Salgın döneminde kahramanca mücadele verildiği şu günlerde, hala bazı yöneticilerin adaletsiz ve keyfi uygulamaları sürdürmesi sağlık çalışanlarını mağdur etmektedir. Canlarından, ailelerinden vazgeçerek yaşamla ölüm arasındaki ince çizgide millete şifa dağıtan sağlık çalışanlarımıza haksızlık yapılması kamu güvenini, çalışma barışını ve ekip anlayışını zedelemektedir. Bu konuda sendikamıza başvuruda bulunan sağlık çalışanları mağduriyetlerinin giderilmesini talep etmektedirler. Bazı sağlık çalışanlarına 80 saat, bazılarına 96 saat, bazılarına, 104 - 112 saat bazılarına ise, 144 ve 168 saat gibi farklı çalışma süreleri uygulanmaktadır. İdari birimde görev yapanlar ise bir hafta iki gün, bir hafta üç gün mesai mesaiye gelerek esnek mesaiden faydalandıkları, öğlen öğünlerinde yemekhaneye bile gitmeyerek görevliler tarafından yemekleri ofislerine getirdikleri kendilerini izole etmek suretiyle virüsün bulaşama etkisinden korunmaya çalıştıkları çalışanlar tarafından iddia edilmektedir. Böyle bir çalışma sistemini çalışanlara uygulama keyfiliğini gösteren idarecilerin deyim yerinde ise yatacak yerleri yoktur. Yapılan işlemde kul hakkı vardır. Kul hakkı dinimizce büyük günahlardandır. Diyanet işleri yüksek kurulu başkanlığı sitesinde “kul hakkı, kişinin Cennet ya da Cehennem’e gidişinde önemli ölçüde belirleyici bir rol oynamaktadır. Allah’ın huzuruna kul hakkı ile çıkmanın, çok ağır bir vebâli vardır. Çünkü böyle bir günahın Allah tarafından bağışlanması, hak sahibinin affetmesi şartına bağlanmıştır. Hak sahibi, hakkını almadıkça veya bu hakkından vazgeçmedikçe, Allah kul hakkı yiyenin bu günahını affetmemektedir. Çünkü ilâhî adalet, bunu gerektirir. “ demektedir. Şimdi burdan usulsüz uygulama ile kurum çalışanlarını mağdur eden idarecilere soruyoruz.? Yarın hak baki olduğunda mağduriyetlerine sebebiyet verdiğiniz sağlık çalışanları ile nasıl helalleşeceksiniz? Mağduriyette uğrattığınız sağlık çalışanlarının haklarını ödemeye sevaplarınız yeter mi? Personel arasındaki mesai yeknesaklığı hiçe sayılmış, eşitlik ve adalet ilkeleri tümden atık kutularına atılmıştır. Böyle bir düzen esnek mesai kavramına uygun değildir. Keyfi ve personel arasında ayırım fiilinin adıdır. Sendika olarak hukuki haklarımız baki kalmak kaydı ile, ilgili mercilere gerekli bilgi ve belgeleri ifşa ederek başvurumuzu yaptık. İlgili yöneticiler hakkında yasal işlemlerin tesis edilmesini talep ettik. Umuyor ve diliyoruz ki, bu yanlış ve keyfi uygulamalardan bir an önce dönülür ve mevzuata uygun eşit ve adaletli bir mesai sistemi getirilir. Sürecin takipçisi olacağız. Hepinize Teşekkür Ediyor, Saygılar Sunuyorum." dedi