Gündem

Aynı güne MR ama 'parası olana

Kamu hastanelerindeki görüntüleme işlemleri için hastalara haftalar hatta aylar sonrasına randevu veriliyor. Parası olan ve beklemek istemeyen hastalar ise aynı gün 'mesai dışı’ adı altında ek ücret ödemesi yaparak MR, tomografi çektirebiliyor. TÜMRAD-DER Başkanı Heybet Aslanoğlu, mesai dışı görüntüleme hizmetlerine dikkat çekerek “Parası olan randevu beklemeden aynı gün MR, BT, ultrason gibi tetkikleri yaptırıyor. Yani paranız kadar sağlık hizmeti alıyorsunuz” diye konuştu.

ürkiye, MR ve tomografi çekiminde OECD ülkeleri arasında ilk sırada geliyor.

Bir yandan gereksiz görüntüleme işlemleri, diğer yandan hastaların kamudan randevu bulamaması sorunları katlıyor.

Ağırlıklı olarak özelde toplanan görüntüleme merkezlerinde istenen ücretler ise hastaları maddi olarak zorluyor.

Tüm Radyoloji Teknisyenleri ve Teknikerleri Derneği (TÜMRAD-DER) Başkanı Heybet Aslanoğlu, bu durumun ‘mesai dışı’ adı altında hastalardan ücretler alınarak çekimler yapılmasına yol açtığını belirterek, “Mesai dışı adı altında hastalar bin ila 3 bin lira ücret ödemeye mecbur bırakılıyor. Mesai dışı uygulaması ile parası olan randevu beklemeden uzman doktora muayene oluyor, görüntüleme için aylar sonrasını beklemeden aynı gün MR, BT, ultrason gibi tetkikleriniz yapılıyor. Yani kısaca paranız kadar sağlık hizmeti alıyorsunuz” dedi.

Türkiye, OECD ülkeleri arasında kişi başına en fazla Manyetik Rezonans (MR) ve Bilgisayarlı Tomografi (BT) çeken ülkelerin başında geliyor.

Yılda 50 milyon çekilen tıbbi görüntülemenin 5 milyonunun gereksiz olduğu belirtildi.

Sağlık Bakanlığı 2024 İstatistik Yıllığı Haber Bülteni’ne göre de, hastanelerde MR, BT, ultrason, Doppler ultrason ve EKO cihaz sayıları bir önceki yıla göre arttı.

Bir yandan cihaz sayıları artarken, diğer yandan artan hasta yükü ve istenilen tetkiklerin artması, yetersiz personel ile bu hizmeti sunmaya çalışmak da sistemi tıkadı.

BÜTÇE YETERSİZLİĞİ

Aslanoğlu, Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın son halkası olarak kamu sağlık kuruluşlarında bile ücretsiz sunulan sağlık hizmetlerine ulaşmanın neredeyse imkânsız hale geldiğini belirterek, “Elbette bunun altında yatan pek çok neden sayılabilir. Şehir hastanelerine hazineden ve genel bütçeden milyon dolarlar harcanınca başta üniversite hastaneleri olmak üzere kamu sağlık kuruluşlarına ayrılan bütçe oldukça sınırlı düzeyde kalıyor” dedi.

Bir başka önemli sebebin ise sistemin kışkırtılmış sağlık talebi ve sağlık çalışanlarının performans üzerine kurgulanması olduğuna dikkat çeken Aslanoğlu, şöyle devam etti:

“Üniversite hastanelerine kaynak ayırmayan AKP hükümetinin 23 yıllık Sağlıkta Dönüşümün sonunda getirdiği model, mesai saatleri içinde ‘mesai dışı uygulaması’ oldu. Vatandaşlar randevu bulamıyorlar; aylar sonrasına randevu bulsalar bile hekimler hastayı 5-6 dakika içerisinde dinleyip muayene etmesi, teşhis koyması ne derece mümkün. Bu nedenle görüntüleme ve laboratuvar tetkiklerinde aşırı talep nedeniyle yığılmalar söz konusu. Personel eksikliği, cihazların yetersizliği nedeniyle aylar sonrasına randevular verilmekte. Ameliyatlar ertelenmekte ve vatandaşın sağlık hizmetine erişimi oldukça zorlaşmaktadır. Mesai dışı adı altında hastalar 1000-3000 TL ücret ödemeye mecbur bırakılmaktadır. Bir başka çelişki de adı mesai dışı olsa da hizmetlerin mesai saatleri içerisinde veriliyor olmasıdır. Mesai dışı uygulaması ile parası olan randevu beklemeden uzman doktora muayene oluyor, görüntüleme için aylar sonrasını beklemeden aynı gün MR, BT, ultrason gibi tetkikleriniz yapılıyor. Kısaca paranız kadar sağlık hizmeti alıyorsunuz. Paranız yoksa aylar sonrasını beklemeye mahkûmsunuz. İktidara geldiğinde ‘bıçak parasını kaldırdık’ diyen AKP, gelinen noktada değişen sadece sistemin adıdır. Yani o gün bıçak parası deniliyordu, şimdi mesai dışı; arada bir fark yok. Kısaca üniversite hastaneleri tamamen özel hastaneler gibi ticarileşmiş olup kamusal hizmetleri ücret karşılığında alabileceğiniz sağlık kuruluşları haline getirilmiştir. Bu kabul edilebilir bir yöntem olmadığı gibi sürdürülebilir değildir. Sağlık kuruluşlarında ‘mesai dışı’ uygulaması derhal sona ermelidir.”

Sibel BAHÇETEPE / BİRGÜN