personel sağlık
Sağlık sektöründe yıllardır süregelen sendikalaşma dengeleri yeniden şekilleniyor. Uzun süredir hâkim olan tablo değişirken, sendikalar arasındaki rekabet artık sadece sahada değil, dijital mecralarda da sürüyor.
Sağlık-Sen, 15 yıldır sürdürdüğü “yetkili sendika” konumunu güçlendirerek devam ediyor. Hem sahadaki etkinliği hem de sosyal medya üzerinden yürüttüğü iletişim diliyle örgütlenme kabiliyetini pekiştiriyor. Büyük mitingler, geniş katılımlı basın açıklamaları ve üyeleriyle düzenli temas, sendikanın gücünü korumasındaki başlıca faktörler. Sağlık Sen'in değişime ayak uydurduğu görülüyor. Hem ulusal hem de sosyal medyada istedikleri zaman örgütlenip kamuoyu oluşturabiliyorlar. Sağlık Sen'in üye sayısı en yakın rakibinin 2 katından fazla. Eleştirilere rağmen Sağlık Sen hiç üye kaybetmedi.
Türk Sağlık-Sen ise ikinci büyük sendika unvanını korumasına rağmen, uzun süredir durağan bir tablo çiziyor. Sendika kemikleşmiş üye yapısına sahip. On yıl içinde sağlık sistemine katılan 150 bin yeni personelin çok azı bu sendikaya üye oldu. Sendikanın dijital platformlarda neredeyse görünmez olması, sosyal medya ve mesajlaşma gruplarında zayıf kalması dikkat çekiyor. Bu durum, özellikle genç kuşağın gözünde sendikanın cazibesini kaybetmesine yol açıyor. Sosyal medyada ve internet haberciliğinde neredeyse yoklar.
Bir dönem üç büyük sendika arasında yer alan SES, üye kayıplarını telafi edemiyor. Sahada daha az varlık göstermesi ve dijital dünyaya ayak uyduramaması nedeniyle eski gücünü kaybetti. Üyelerini Genel Sağlık İş, Hep-Sen vb sendikalara kaptırdı.
Genç Sağlık-Sen, kısa sürede dikkat çekici bir yükseliş yakaladı. Yeni yüzlü yöneticiler, enerjik saha çalışmaları ve özellikle Sosyal medya ve WhatsApp gruplarındaki aktif örgütlenme faaliyetleri, sendikanın hızlı büyümesinin arkasındaki en önemli etkenler oldu. Dijital çağın araçlarını etkili kullanan sendika, sosyal medya kampanyalarıyla genç sağlık çalışanlarının ilgisini toplamayı başardı. Genç Sağlık-Sen’in önümüzdeki yıl içinde ikinci büyük sendika olmasının önünde ciddi bir engel bulunmuyor.
Bazı büyük sendikaların genel başkan yardımcıları, şube başkanları ve yöneticileri, ya sosyal medya hesabına sahip değil ya da dijital mecraları etkin kullanamıyor. Sanal dünyadan uzak kalmaları, sendikal rekabette geride kalmalarına neden oluyor
Uzmanlara göre, sendikacılık artık yalnızca klasik toplantılarla değil, sosyal medya etkileşimi, anlık mesajlaşma platformları ve sahada dinamik yüzlerle var olmakla mümkün. Yüzü eskimiş ve yenilenmeyen sendikalar kan kaybederken, genç kadrolar ve yenilikçi yöntemlerle rüzgârı arkasına alan sendikalar hızla yükseliyor.
Bölgesel ölçekte faaliyet gösteren irili ufaklı sendikalar da benzer bir sınav veriyor. Kimileri sahada etkin kalmaya çalışırken, kimileri üye kayıplarını durdurmakta zorlanıyor. Görünen o ki, sağlıkta sendikal mücadelede “emek veren, yenilenen ve dijital çağı yakalayan kazanıyor.”
Türkiye’de son yıllarda art arda kurulan hekim sendikaları, sağlık çalışanlarının sesi olma iddiasıyla yola çıktı. Ancak kısa sürede sendikaların iç yönetimlerinde ciddi krizler baş gösterdi.
Pek çok hekim sendikasında yönetim kavgaları, hukuk tanımaz uygulamalar ve mahkemelik süreçler gündeme geldi. Kiminde yönetim iradesi tartışmalı yollarla “gasp” edildiği iddia edilirken, kiminde ise mahkeme kararıyla kayyum yönetimleri devreye girdi.
En dikkat çekici noktalardan biri ise sendikaların kasasında biriken yaklaşık 150 milyon lira. Bankaların bu büyük paranın akıbeti konusunda mahkemeye başvurduğu ve “Bu parayı ne yapalım?” sorusunu yönelttiği öğrenildi.
Hekimlerin özlük haklarını savunmak için kurulan sendikaların, kısa sürede kendi iç çekişmelerine gömülmesi, sağlık çalışanları arasında da ciddi tartışmalara yol açıyor.