Kadın Savunma Ağı, İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nün İl Sağlık Müdürlüğü’nden kürtaj olan kadınların listesini istemesini protesto etti. “Bu suça ortak olmanıza, bilgileri vermenize izin vermiyoruz” diyen Kadın Savunma Ağı, emniyetin kürtaj olan kadınların listesini istediği İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü önünde eylemdeydi. “Kürtaj haktır fişleme suçtur. Emniyet, sağlık ve cinsel hayata ilişkin özel nitelikli kişisel verileri hiçbir gerekçeyle talep edemez” diyen kadınlar, İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü önünde bir araya geldi. Saat 15.00’da başlayan eylem öncesinde, çok sayıda polis de müdürlük binası çevresinde beklemeye başladı. Kadın Savunma Ağı, İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nün İl Sağlık Müdürlüğü’nden kürtaj olan kadınların listesini istemesini protesto etti. “Bu suça ortak olmanıza, bilgileri vermenize izin vermiyoruz” diyen Kadın Savunma Ağı, emniyetin kürtaj olan kadınların listesini istediği İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü önünde eylemdeydi. “Kürtaj haktır fişleme suçtur. Emniyet, sağlık ve cinsel hayata ilişkin özel nitelikli kişisel verileri hiçbir gerekçeyle talep edemez” diyen kadınlar, İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü önünde bir araya geldi. Saat 15.00’da başlayan eylem öncesinde, çok sayıda polis de müdürlük binası çevresinde beklemeye başladı. “Kürtaj haktır, fişleme suçtur – Emniyet elini bedenimden çek” yazılı pankartın açıldığı eylemde, kitle adına açıklamayı Durna Şahin okudu. İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü’nün 29 Ağustos’ta il sağlık müdürlüğüne gönderdiği yazıyla, 1 Ocak 2017 ile 31 Mayıs 2019 tarihleri arasında İstanbul’daki tüm kamu ve özel hastanelerde 30-40 yaş aralığında “polikistik over sendromu” olup, kürtaj yaptıran kadınların listesini hatırlatan Şahin, “Bizler de emniyetin, savcılığın, sağlık müdürlüklerinin, devletin tüm kurumlarının öğrenmesi gereken şeyleri hatırlatalım istedik: Öncelikle Kadınların bedeninden elinizi çekmeyi öğreneceksiniz” dedi. “Kürtaj hakkını engellemenize izin vermeyeceğiz” Sağlık ve cinsel hayata ilişkin “özel nitelikli kişisel veri” kapsamına giren bilgilerin, kişinin onayı olmaksızın işlenmesinin kanunlara aykırı olduğunu vurgulayan Şahin, sözlerini şöyle sürdürdü: Sağlık hizmeti veren kişilerin, hasta hakları ve kişisel verilerin gizliliği gerekçesiyle bu bilgileri gizli tutması gerekir. Sağlık müdürlüğünün bu temel bilgiye sahip olduğunu varsayıyoruz. Nasıl oluyor da Savcılık terörle mücadele soruşturması kapsamında kriterler vererek kürtaj yaptıran kadınların listesini isteyebiliyor, sağlık müdürlüğü sağlık çalışanlarını suç işlemeye, hasta haklarını ihlal etmeye, mesleki etik değerleri çiğnemeye teşvik ediyor? Terörle mücadele söyleminin arkasında temel hak ve özgürlükleri kısıtlama çabası olduğunu biliyoruz. Kadınların sağlık hakkına erişimini, cinsel sağlık hakkını, kürtaj hakkını kriminalize ederek engellemenize izin vermeyeceğiz. “Hasta-sağlık çalışanı ilişkisi bir güven ilişkisidir” Şahin ayrıca, “Hasta-sağlık çalışanı ilişkisi bir güven ilişkisidir. Kişisel bilgilerin paylaşılması bu güven ilişkisini zedeler, sağlık kurumlarına başvurmamızı ve sonuç olarak sağlık hizmeti almamızı engeller” diyerek bu “temel güven ilkesini” sağlık çalışanları ve sağlık kurumlarına hatırlattı. Hasta gizliliğini ihlal eden ve ciddi mağduriyetlere yol açabilecek bu emri veren kişiler hakkında idari ve adli soruşturma başlatılmasını talep eden Şahin, sağlık verilerinin gizliliğinin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin de temel ilkelerinden olduğunu vurguladı. “Kadınlar ‘merdiven altı’ yerlerde kürtaj yaptırmaya mecbur bırakılıyor” Şahin sözlerinin devamında şu ifadeleri kullandı: Özellikle kürtaj gibi bilgi gizliliğinin büyük önem taşıdığı, birçok kadının bilgilerinin ortaya çıkacağı endişesiyle özel kurumları tercih ettiği bir işleme ilişkin bilgilerin görevli sağlık personeli dışında kişilerle paylaşılması kadınların temel haklarının ihlali anlamına gelmektedir. Üstelik yalnızca soruşturmada adı geçen kişilerin bilgileri değil; İstanbul’daki tüm kadınların sağlık bilgilerinin listesi talep edilmekte; 8 milyona yakın kadının yaşadığı İstanbul’da binlerce kadının bilgilerinin gizli tutulmasına ilişkin hukuki hakları ihlal edilmektedir. Türkiye’de gebeliklerin kanunen 10. hafta sonuna kadar, kadının mağdur olması durumunda ise 20. hafta sonuna kadar sonlandırılması yasal olmasına rağmen devlet hastanelerinde kürtaj hakkına erişmekte sıkıntı yaşayan kadınlar, bu tip ihlaller nedeniyle de istenmeyen gebelikleri sürdürmeye veya “merdiven altı” diye tabir edilen yerlerde, hayatlarını riske atarak kürtaj yaptırmaya mecbur bırakılmaktadır. “Bedenimizden, hayatımızdan elinizi çekin” “Kürtaj haktır, fişleme suçtur” diyen Şahin, emniyetin sağlık ve cinsel hayata ilişkin özel nitelikli kişisel verileri hiçbir gerekçeyle talep edemeyeceğini belirtti ve “Onlarca tarikat evi ve yurtlarında istismara maruz kalan çocuklar ile kadın cinayetlerine seyirci kalan Emniyet Kadınların beden, cinsel sağlık bilgilerini toplamakla uğraşıyor. Kadınların bedenleri ve hayatlarından uzak durun. İşinizi yapın, katilleri ve istismarcıları yakalayın” diyerek sözlerini sonlandırdı.