Yazıda, idare mahkemelerinde kaybedilen davaların büyük kısmının şu temel eksikliklerden kaynaklandığı vurgulanıyor:
- Takdir yetkisinin keyfi kullanımı ve tarafsızlık ilkesine uyulmaması
- Soruşturma sürelerinin kaçırılması
- Savunma hakkı ihlali (özellikle savunma istem yazılarında iddianın, delillerin ve uygulanacak madde numaralarının açıkça yazılmaması)
- Eksik, soyut ve delilsiz soruşturma raporları
- Soruşturmacıların yetki aşımı
- Lehe mevzuatın göz ardı edilmesi
- Yargı kararlarının gecikmeli veya eksik uygulanması
“Aynı Konuda Tekrar Tekrar Dava Kaybediliyor”
Yazıda özellikle “aynı konuda daha önce kaybedilen davalara rağmen aynı hatalı işlemlerin tekrarlanması” eleştiriliyor ve bu durumun hem yargının hem idarenin iş yükünü artırdığı, hem de gereksiz tazminat ve yargılama gideri yükü oluşturduğu belirtiliyor.
Sendikalar ve Memurlar Yıllardır Uyarıyordu
Sendikalar uzun süredir şu görüşü dile getiriyordu:
“Liyakatsiz ve yetersiz soruşturmacı ile disiplin amirlerinin görevlendirilmesi, hukuka aykırı soruşturmaların temel sebebidir. Bu hatalı işlemler hem memuru mağdur etmekte hem de devleti tazminat ödemek zorunda bırakmaktadır.
En Sert Öneri: “Kamu Zararı Soruşturmacıya ve İdareciye Rücu Edilsin”
Bazı kamu çalışanları ve sendika temsilcileri, Cumhurbaşkanlığı yazısını değerlendirirken şu öneriyi tekrar gündeme getirdi:
“Açık hukuka aykırılık nedeniyle kaybedilen davalarda doğan tazminat ve yargılama giderlerinin, kusurlu soruşturmacı ve disiplin amirine rücu edilmesi sağlanmalıdır. Aksi takdirde aynı hatalar yapılmaya, kamu zararı büyümeye devam edecektir.”
11. Madde: Eğitim Zorunlu Hale Getirilmeli
Cumhurbaşkanlığı yazısının son maddesinde “disiplin hukuku mevzuatı ve yargı kararlarının sürekli takip edilmesi, uygulayıcılara yönelik etkin eğitim programları düzenlenmesi” isteniyor. Uzmanlar bu maddenin uygulanabilirliğinin sıkı şekilde denetlenmesi gerektiğini belirtiyor.Sonuç: Tasarruf Tedbirleri Kapsamında Kritik Adım2025 yılı tasarruf tedbirleri genelgesiyle de uyumlu olan bu yazı, aslında devletin “kendi kendine ödediği tazminatları” durdurma kararlılığını ortaya koyuyor. Ancak kamuoyu şu soruyu soruyor:
“Bu uyarılar gerçekten uygulanacak mı, yoksa bir kez daha rafta mı kalacak?”
Kamu kurumlarının artık aynı hataları tekrarlamamak için somut adımlar atması bekleniyor. Aksi halde hem çalışanların mağduriyeti hem de devletin zararı artarak devam edecek.