100. Yıl Haber'den Pınar Aydın'haberine göre,
Bursa sağlık alanında son atamalar olmuş ve son dakika bilgisi olarak vermiştik. Bursa sağlık alanında son 3 yıl da epey krizlerle karşılaşmış ve atamalarda uyum sorunu gözlemlenmişti. Bursa Şehir Hastanesi’ndeki vurgun ise çok konuşulmuştu. Bursa’da son atamalar ise umut verici oldu ancak Bursa Orhangazi Devlet Hastanesi’nde yaşanan atama krizi haberi hepimizi şaşırtacak cinsten...
İlk benden duyacağınız bu atama krizi Bursa Orhangazi Devlet Hastanesi’nde gerçekleşti.
İddiaya göre son günlerde yaşanan gelişmeler, sadece bir atama tartışmasından ibaret değil. Aslında sağlık yönetiminde şeffaflık, liyakat ve mevzuata bağlılığın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha ortaya koyuyor.
Hastanenin başhekimi, görev yapan Uz. Dr. Şaheste Şen’in başhekim yardımcısı olarak atanması için İl Sağlık Müdürlüğü’ne talepte bulunuyor. Ancak Dr. Şaheste’nin bir farkı var: Kendisi 4924 sayılı kanun kapsamında sözleşmeli hekim. Yani diğer doktorlara kıyasla daha yüksek ücret almakta.
Burada kritik nokta şu: Başhekim yardımcılığı görevini kabul ettiği takdirde maaşında düşüş olacak. Dr. Şaheste ise hem sözleşmeli statüsünü korumak hem de başhekim yardımcılığı görevini üstlenmek istiyor.
Fakat daha resmi atama yapılmadan; odası hazırlanıyor, kapısına unvanı asılıyor, hastanenin internet sitesinde ismi paylaşılıyor, hatta resmî evraklara “başhekim yardımcısı” olarak imza atıyor. Oysa mevzuat, Sağlık Müdürlüğü’nün açıkça ifade ettiği gibi buna izin vermiyor. Nitekim İl Sağlık Müdürlüğü’nün “olmaz” demesiyle konu kapanıyor.
Asıl tuhaflık bundan sonra başlıyor.
Dr. Şaheste, yaklaşık bir hafta hastanede görünmüyor. İddialara göre rapor yok, izin dilekçesi yok, herhangi bir resmî mazeret de yok. Söylenenlere bakılırsa, başhekim kendisine “biraz dinlen” demiş.
Şimdi buradan sormak lazım:
• Bir devlet memuru mazeretsiz göreve gelmediğinde bu durum disiplin suçu değil midir?
• Başhekim, kendi inisiyatifiyle çalışanına “kafa izni” verebilir mi?
• Eğer bu uygulama doğruysa, aynı kolaylık neden tüm çalışanlara tanınmıyor?
Sağlık gibi hayati bir alanda, idari görevler kişisel tercihlerle değil, hukukun çizdiği sınırlarla yürütülmeli. Aksi halde kurumsal ciddiyet zedelenir, kamu vicdanı yara alır.
Bursa’nın önemli sağlık kurumlarından birinde yaşanan bu olayın, İl Sağlık Müdürlüğü tarafından şeffaf biçimde ele alınması gerekiyor. Çünkü unutulmamalıdır ki, kamu görevinde asıl mesele şahsi menfaatler değil, halkın hakkı ve adalet duygusudur.