Cumhuriyet Halk Partisi İl Başkanı Dinçer Solmaz, hastanede yaşanan sorunlara ilişkin bir basın toplantısı düzenledi.
Geçtiğimiz günlerde yüksekten düşerek ağır yaralanan ve hastaneye kaldırılan genç kızın hastanede yaşadığı sıkıntıya dikkat çeken Solmaz; “Yüksekten düşerek ağır yaralanan 14 yaşındaki kardeşimiz, Hitit Üniversitesi Erol Olçok Eğitim ve Araştırma Hastanesi Acil Servisi’ne kaldırılmış; burada ilk müdahalesi ve operasyonu değerli hekimlerimizce yapılmıştır. Ancak acil servisteki tomografi cihazının bozuk olması ve teknik yetersizlikler nedeniyle vakit kaybedilerek Ankara Şehir Hastanesi’ne sevk edilmiştir. Acil servisteki Tomografi cihazının çalışmaması, buna rağmen çözüm üretilmemesi ve bu elzem olaydan sonraki gün tamir edilerek çalışır hale getirilmesi kabul edilemez. Bu teknik aksaklık, halen hastaneye başhekim atanamamasının da etkisiyle kronik bir sağlık yönetimi sorununun göstergesidir.” dedi
Hitit Üniversitesi Erol Olçok Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne aylardır başhekim atamasının neden yapılmadığını soran Solmaz; “Hastanede birçok poliklinikte yığılma oluyor. Onkoloji, Çocuk Nefroloji gibi birçok branşta uzman bulunmuyor? Başta MR, Tomografi ve Ultrason olmak üzere randevu sorunu neden çözülemiyor? Hastalar hala Ultrason için neden aylarca bekliyor?” şeklinde konuştu
Hastanedeki otopark sorununa da dikkat çeken Solmaz; “Otopark sorunu için neden çözüm aranmıyor?” diye konuştu
Prof’ların, cerrahların ve doktorların Çorum’u tercih etmediğini, edenlerin ise bir şekilde ilden ayrılmak istediğini belirten Solmaz; “Beyin Cerrahi, Plastik Cerrahi, Kulak Burun Boğaz, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları gibi Hastanede birçok önemli branşta nitelikli Profesör ve Doçent kadroları neden hala yetersiz? Neden Çorum tercih görmüyor? Gelen Profesör ve Doçentler neden hemen ayrılıyor? Bunun nedenleri şunlar olabilir mi; Buraya gelen akademik kadrolar özellikle Tıp Fakültesinin başta fiziki yetersizlikleri, daha sonra akademik araştırmalar için gerekli olan laboratuvarların yapılmaması ve araştırma bütçelerindeki desteklerin eksikliği olabilir mi? Rektörlükçe Tıp Fakültesi ve hastanemiz ihmal edilip, yeterli hale getirilmediği için Hocalarımız buraya geldikten sonra herhangi bir gelişim göremedikleri için burada durdukları zamanı vakit kaybı olarak görüp hemen ayrılıyor mu? Araştırma Görevlileri asıl işleri olan akademik uğraş yerine sürekli olarak anket vb. ayak işleri için kullanıldığı için buradan mobbing yoluyla kaçırılıyor mu? Sürekli olarak Akademisyenlere haksız sebeplerle açılan soruşturmalar nedeniyle mi Hocalar ayrılıyor? Yeni yayınladığınız akademik kadro yükseltme kriterlerinin objektif değil tamamen yönetime yakın kişilerin taltifi yoluna gidilmesinden dolayı mı kaçıyor? 1 Mayıs 2025 tarihinde yürürlüğe koyduğunuz yeni yükseltme kriterleri (Yani N bendi) sebebiyle mi kadroların atanması keyfiyete dönüştü? Bu madde yüzünden Doçent ve Profesör kadrolarındaki keyfi uygulamanız yüzünden birçok Hocamız çareyi başka İllere gitmekte mi buldu? Yanı başımızdaki bizle birlikte kurulan Bozok, Amasya, Ahi Evran gibi Üniversitelere göre Doçent ve Profesör yükseltmelerini hem zorlaştırmanız hem de kadro ilanlarını azaltarak hocalara kadro vermemekle tehdit etmeniz mi Hocaları kaçırtıyor? Bunu yaparak öğrenci başına düşen akademisyen sayısının azalmasına neden sebep oluyorsunuz? Yoksa Hitit Üniversitesinin ve Tıp Fakültesi’nin gelişimini istemiyor musunuz? ifadelerini kullandı
Konuşmasının devamında hastanedeki eksikliklerin yanı sıra Tıp Fakültesi’ndeki eğitime de değinen Solmaz, şunları söyledi;
“Tıp Fakültesi Morfoloji Binası'nın 2023’te ihale edileceği söylenmesine rağmen 2019’dan bu yana tek bir çivi dahi çakılmamıştır. 2006 yılında Hitit üniversitesi ile aynı tarihte kurulan Amasya, Bozok ve Ahi Evran Üniversitelerinin Tıp Fakülteleri Morfoloji binalarını tamamlamış olup, Ordu Üniversitesi 2. Morfoloji Binasını yapmaktadır. 2018 yılında kurulan Samsun Üniversitesinde Morfoloji binasını tamamlamak üzeredir. Hitit Üniversitesi Tıp Fakültesine gelince ise söylenilen “bütçe yoktur” ifadesi gerçekle bağdaşmamaktadır. Bunu vicdanınıza bırakıyorum. Morfoloji Binasının şu anki durumu ortadadır: 200 kişilik derslerde tam katılım sağlandığında bazı öğrenciler plastik sandalyelerle eğitim görmektedir. Türkiye'de 2006 sonrası kurulan Bozok ve Ahi Evran gibi birçok Tıp Fakültesi akredite olurken, Hitit Üniversitesi bu sürece henüz yeni uyanmıştır. İyi Hekim yetiştirme süreci riske girmiştir. Bu sebeple şunu soruyorum: Ulusal standardizasyon neden hala sağlanamamıştır? Bunun sorumlusu kimdir? Rektör, hastaneden en yüksek döner sermayeyi alırken, akreditasyon için zorunlu olan öğrenci işleri yazılımı, akreditasyonun temel şartlarından olan simülasyon merkezi neden hala yapılamamıştır? Bu kabul edilemez.”