Akdeniz Üniversitesi Hastanesi yeni tip koronavirüs (Kovid-19) servisinde gönüllü çalışan hemşire Zehra Camgöz, bir süredir ancak evinin balkonundan gördüğü 4 yaşındaki oğluna doya doya sarılmak için "evde kal" çağrılarına uyulmasını istiyor.

Kovid-19 salgını ile mücadelede ailelerinden ayrı yaşamak zorunda kalan sağlık çalışanları, fedakarlıklarıyla ön plana çıkıyor.

Bunlardan biri de Antalya'da yaşayan 33 yaşındaki hemşire Zehra Camgöz... Mesleğini 11 yıldır özveriyle sürdüren Zehra hemşire, 5 sene önce hayatını doktor Uğur Camgöz ile birleştirdi.

Çiftin bu evliliğinden ise şimdi 4 yaşında olan Metehan dünyaya geldi.


Akdeniz Üniversitesi Hastanesi Gastroenteroloji Bölümünde çalışan Zehra Camgöz, Kovid-19'la mücadelede ön safta yer alarak salgın hastalık servisi için gönüllü oldu.

Türkiye'nin sağlığı için ter döken diğer sağlık çalışanları gibi Zehra hemşire de ailesini ve toplumu riske atmamak için evinden ayrılarak Akdeniz Üniversitesindeki yurda yerleşti.

Hastaların yardımına koşan Zehra hemşireyi şimdilerde en çok ise salgın sürecinde oğlundan uzak kalmak üzüyor. Günlerini oğlundan ve ailesinden ayrı geçirmek zorunda olan Zehra Camgöz, "biraz daha sabır" dediği vatandaşların "evde kal" çağrılarına uymasını istiyor.

Zehra hemşireye ise iyileşen her hasta, bir aydır balkondan gördüğü oğluna kavuşmak için umut ışığı oluyor.

Salgın hastalık servisinde her hasta için ayrı önlük, ayrı koruyucu tulum giyen, üst üste taktığı 3 maskenin yanında gözlük ve siperlik de kullanan Zehra hemşire, özenle bakımını yaptığı hastalara moral veriyor, ilaçlarını kendisi içiriyor, hatta yemeklerini yediriyor.


"Bazen oyuncak alıp evin kapısına bırakıyorum"

Zehra Camgöz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, salgının Türkiye'de görülmeye başladığı ilk günlerde hastaneye evinden gidip gelmeyi sürdürdüğünü ancak gönüllü olarak Kovid-19 servisine geçince yurda yerleştiğini söyledi.

Bu süreçte ailesinden ve 4 yaşındaki oğlundan ayrı kaldığını anlatan Camgöz, "Oğlum henüz 4 yaşında. Onun özlemini çekiyorum. Bazen oyuncak alıp, evin kapısına bırakıyorum. Bazen de çocuğum yukarıdayken eşim aşağıdan alıyor. Evimizin balkonundan bakan oğluma uzaktan el sallıyorum." diye konuştu.

Yaklaşık bir aydır çocuğuna hiç dokunamadığını anlatan Zehra Camgöz, servisinde ilk nöbete kaldığı akşam doktor olan eşi ile oturup bir karar verdiklerini ifade etti.

Camgöz, şöyle konuştu:

"Oğlum nasıl olsa evde ama koronavirüs taşıyan hastalarının bana ihtiyacı var' diyerek hastalarımı tercih ettim. Hastane bize yurtlarda konaklama imkanı sağladı. Yaklaşık bir aydır burada kalıyorum, çocuğumu bu süreçte göremiyorum. İhtiyaçlarımı eşim yurttaki kapıma bırakıyor. Eşim, işlerini ayarlayarak 20 gün oğlumuza baktı. Ancak o da çalışmaya başlayınca bakıcı tuttuk."

Çocuğuna üzüldüğü için onunla telefonda görüntülü konuşamadığını anlatan Camgöz, zor günlerin geçeceğine inandığını belirtti.

Hastanedeyken farklı bir rolde olduğunu vurgulayan Camgöz, "Çünkü başka evladını bırakıp izole olmuş hastalarla birliktesin. Onlar da aynı süreci yaşıyorlar. Onlara destek olman, hizmet vermen, tedavisini ve bakımını yapman gerekiyor. Orada artık evi geriye atıp, başka bir maskeye bürünüp onlara gülümsemek zorundasınız." diye konuştu.

Zehra Camgöz, salgın sürecinin bir an önce bitmesi için "evde kal" çağrısına uyulması gerektiğini sözlerine ekledi

Editör: TE Bilisim