Dr. Erdinç Köksal, 14 Mart Tıp Bayramı’nda polisle yaşanan gerginlikte yere düşerek çamura bulanan beyaz önlüğünü İstanbul Tabip Odası’na emanet etti.

14 Mart Pazartesi günü Taksim Cumhuriyet Anıtına çelenk koyma sırasında yaşananlara ilişkin açıklama yapıldı. Dr. Erdinç Köksal 14 Mart’ta Taksim’de çamura bulanan önlüğünü İstanbul Tabip Odası’na emanet etti. Dr. Köksal, önlüğünü İstanbul Tabip Odası Genel Başkanı Prof. Pınar Saip’e verdi. Çamurlu önlüğünü teslim alan Prof. Saip, “Bu önlüğü ibreti alem olsun diye saklayacağız” dedi. Saip daha sonra yeni bir beyaz önlük Dr. Köksal’a verdi. Duygulanan Köksal, teşekkür ettiği sırada gözyaşlarını tutamadı.

Prof. Şebnem Korur Fincancı, “Uzun zamandır sağlıkta dönüşüme karşı bir mücadele veriyoruz. Son aylarda özellikle bu salgınla birlikte tahribat herkes tarafından görünür oldu. Biz emek bizim söz bizim dedikçe bu ülkede hep karşı karşıya kaldığımız o düşmanlaştırma ile karşı karşıya kaldık. Kabul etmiyoruz. Çamura buladıkları beyaz önlüğümüzü korumak için mücadele edeceğiz” diye konuştu.

İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Prof. Osman Küçükosmanoğlu, 14 Mart engellemeleri sırasında polis engelini ve sorumlular hakkında gerekli hukuki girişimlerde bulunacaklarını açıkladı.

“Sağlık Bakanı aradı, dertleştik”

Yere düşmesinden sonra çok sayıda destek telefonu aldığını, belirten Dr. Köksal, “Gece saat 12’ye doğru telefonum çaldı ve Sayın Sağlık Bakanımız bu elim olay sebebiyle üzüntülerini belirtti. Neredeyse bir saate yakın iki Meslektaş olarak dakikalarca konuştuk ve ortak dertlerimizden bahsettim. İki senedir devam eden koronavirüs pandemisinde, cephenin en önünde Aile Hekimliklerinde, Tıp Merkezlerinde, Hastanelerde, Yoğun Bakım ünitelerinde mücadele ederken hayatını kaybeden 600’ü aşkın Profesör, Uzman Hekim, Asistan, Aile Hekimi, Hemşire, Ambulans Ekibi, Sağlık Teknisyeni, hastabakıcı hatta güvenlik görevlisinin geride bıraktıkları eşleri, anaları, babaları ve çocukları ne yazık ki sosyal güvencesiz kalmışlardır. Bunların, cephede çarpışan askerler gibi şehit sayılmaları gerekirken iş kazası ya da Meslek Hastalığı dahi kabul edilmemiş, hatta bu hastalığı hastanede mi yoksa başka bir yerde mi kaptığı sorgulanır olmuştu ve olmaktadır. 5 dakikada bir hasta bakma mecburiyetinin hekimler üzerinde büyük bir baskı yarattığını, hastaların da bu durumdan mutsuz olduğunu, hekimlerin ve sağlık personelinin darp edildiğini, yerlerde sürüklendiğini, ardından yapanların yanında kar kaldığını, hiçbir ceza almadıkları için onlara daha çok cesaret verildiği anlatmaya çalıştım. Hekim protestolarının esas kaynağının bunlar olduğunu ama özlük haklarının ve hakkettikleri paraların da verilmediğini açık bir dille ifade etmeye çalıştım. Beni anlayışla karşılayan ve sorunlara çözüm bulmak için uğraşacağını söyleyen Sayın Bakanımıza sizlerin aracılığı ile şükran duygularımı sunmak istiyorum” dedi.

Editör: TE Bilisim