Eylem NAZLIER
İstanbul

Marmara Üniversitesi Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesinde çalışan Hemşire Fatmagül Ceren hasta yakınının saldırısına uğradı. Maruz bırakıldığı şiddet sonucu Ceren’in başında, dizinde şişlikler ve morluklar oluştu. SES İstanbul Anadolu Yakası Şubesi Eş Başkanı Nurdan Gürer ise sağlıkta şiddet yasasının sağlık emekçilerini korumadığına dikkat çekerek, “Pandemi koşullarında artık şiddetin son bulmasını, caydırıcı yasaların düzenlenmesini istiyoruz” diye konuştu.

‘SENİ ÖLDÜRÜRÜM, KİMSE ELİMDEN ALAMAZ’

Olay 1 Kasım 2020 tarihinde gerçekleşti. Marmara Üniversitesi Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesinde hemşire olarak çalışan Fatmagül Ceren, hasta yakınının saldırısına maruz kaldı. 16.30’da nöbete geldiğini aktaran Ceren, “İki kişi nöbet tutuyoruz. M.C adlı hastanın odasında 4 hasta yakını vardı. Hasta yakınlarına refakatçi sayısının fazla olduğunu, çıkmaları gerektiği söylenmiş ama dinlememişler” dedi. Hasta yakınlarına kendisinin de, refakatçi sayısının fazla olduğu için çıkmaları gerektiğini söylediğini aktaran Ceren yaşadıklarını şu sözlerle özetledi: “Çıkmadıkları için güvenliği aradım. Güvenlik oda numarasını sordu, söylediğim anda hasta yakını saçlarımdan tutarak saldırdı, sırtım kapıya dönüktü. Şiddetli bir şekilde saçlarımdan çekip ‘Seni öldüreceğim’ diyerek diziyle karnıma vurdu. Ben sandalyeden düşmüşüm, sadece çığlık atabildim. Yanımdaki hemşire arkadaş kendisini durdurmaya, beni elinden almaya çalıştı. Öfkesi dinmeyen kişi tekme atmaya başladı. Seslere gelen diğer yakını ayırmaya çalıştı. Şoka girmiştim. ‘Seni öldürürüm kızım, elimden kimse alamaz’ diye tehditlerde bulundu. Çığlıkları duyan hasta yakınları koridora çıkmıştı. Birkaç dakika sonra güvenlik ve polis geldi. O şahsı ve şahsın yanındaki yakınını koridorda buldular. Bizler ve onlar asansör önünde bir araya geldik. O durumda bile yine saldırdı, ‘Öldürürüm seni, yanındakilere dua et’ dedi. Polis memurları diğer arkadaşını arayarak asansörü gören kameranın kayıtlarını almalarını söyledi. Polis eşliğinde hastanenin polis merkezine indik. Tutanak tuttum, şikayet kaydı oluşturduk, muayene oldum, darp raporu aldım. Kafam şişmişti, bacağım morarmıştı. O şokun etkisiyle başka bir şey hissetmedim. Üstünden bir gün geçti diğer bacağım morarmış, sırtım hâlâ ağrıyor. Olayın şokunu hâlâ atlatamadım.”

‘YAŞAMAK VE YAŞATMAK İSTİYORUZ’

Konuya ilişkin konuştuğumuz Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) İstanbul Anadolu Yakası Şubesi Eş Başkanı Nurdan Gürer, var olan sağlıkta şiddet yasasının sağlık emekçilerini korumadığına dikkat çekerek, “Şu anki sağlıkta şiddet yasası, sendikamızın, tabipler odasının istediği bir yasa değil. Var olan yasa suç işlendikten sonrayı kapsıyor. Saldırı neden oluyor ya da neler olursa saldırı engellenir buna dair yasada bir şey yok. Pandemiyle birlikte sağlık emekçilerinin mücadelesi ve önemi görünür oldu. Ama şiddet de büyüyerek devam ediyor. 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Günü yaklaşıyor. Kadına yönelik şiddet sağlıkçıya yönelik şiddetle birleşen bir noktadır. Kadına yönelik şiddette caydırıcı yasalar yerine suçu hafifletecek yasaların olmasının benzerini biz sağlıkta şiddette yaşıyoruz. Sağlık emekçileri olarak tükeniyoruz, yıprandık. Yaşamak ve yaşatmak istiyoruz. Pandemi koşullarında artık şiddetin son bulmasını, caydırıcı yasaların düzenlenmesini istiyoruz. Mücadelemiz her anlamda devam ediyor” dedi.

Editör: TE Bilisim