İşe erken gelmesi nedeniyle, kahvaltı yapamadan evden çıkan işçi, işyerine geldiğinde acıkmış olması nedeniyle, kahvaltı yaparak işlerine başlamak istedi. Ancak mesai saatinde kahvaltı yapmasını, işveren şirket, görevini savsamak olarak değerlendirdi; Tazminatsız işine son verdi.

'AÇ ÇALIŞAMIYORUM'

İşinin başına dönmesi için uyarılan işçi, aç çalışamadığını bu nedenle kahvaltısını tamamlayıp çalışacağını söyledi. Ancak bu durumu affetmeyen patron çalışanının işine son verdi.

İŞE İADE DAVASI AÇTI

İşine son verilen işçi, soluğu İş Mahkemesinde aldı.

Davacı işçi, İşten çıkarılmasının haksız olduğunu iddia ederek, tazminatlarının ödenmesini istedi.

Davalı işveren şirket ise; davacının işyerine erken gelmesi sebebi ile kahvaltı yapamadığını ve bu nedenle aç çalışamadığını, bu nedenle kahvaltı yaptığını beyan ettiğini, davacının yapmakla ödevli bulunduğu görevleri kendisine hatırlatıldığı halde yapmamakta ısrar ettiğini ve sözlü olarak bu şekilde çalışmaya devam edeceğini bildirdiğini, davacının sabah erken kalkıp kahvaltısını yaparak işyerine mesai saati içinde gelmesi gerekirken geç kalması sebebi ile kahvaltı yapmaması ve kahvaltısını mesai saatleri içinde özellikle sabah kahvaltı servisinin en yoğun olduğu saatlerde işyerindeki arkadaşları ile sohbet ederek yapmasının müvekkili şirket açısından iş akdinin feshi için haklı sebep olduğunu iddia ederek, davanın reddini istedi.

MAHKEME İŞVERENİ HAKLI BULDU

İş mahkemesi, işveren şirketi haklı bularak, çalışanın tazminatlarını alamayacağına hükmetti. Gerekçesi ise, işveren tarafından hatırlatıldığı halde işçinin görevlerini yapmamakta ısrar etmesi nedeniyle ve işçinin kendi isteği ile veya işini savsaması sonucu işin güvenliğini tehlikeye düşürmesi nedeniyle haklı olarak feshedildiği..

İŞÇİ KARARI TEMYİZ ETTİ

Dosyayı yeniden değerlendiren Yargıtay 9. Hukuk Dairesinden işçiyi sevindiren haber geldi. İşverenin rahatsız olduğu eylemlerin süreklilik halinde olmadığına dikkat çeken Yargıtay, kaldı ki, süreklilik dahi olsa, işe başlamadan önce kahvaltı yapmasının tazminatsız işten atılmayı gerektirmeyeceğini belirtti.

Kararda şöyle denildi;


'.....isnat edilen eylemlerin temadi ettiği kanıtlanamadığı gibi öyle olsa dahi bu eylemler mahiyetleri itibariyle işverene haklı fesih imkânı tanıyacak düzeyde bulunmamaktadır....'

. Hukuk Dairesi 2011/25407 E. , 2013/24019 K.

"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ


 
DAVA :Davacı, kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği reddetmiştir.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının davalı şirket nezdinde çalıştığını, 01.06.2006 - 01.09.2010 tarihleri arasında hizmet akdi ile servis elemanı olarak kesintisiz çalıştığını, müvekkilinin işyerinde yüzde ücret sistemi ile çalıştığını, her ay değişken ücret aldığını, hizmet akdinin 01.09.2010 tarihinde haksız ve bildirimsiz olarak davalı işveren tarafından feshedildiğini iddia ederek kıdem tazminatı ve ihbar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.


B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iş sözleşmesinin İş Kanunu’nun 25.II/h maddesine göre haklı nedenle feshedildiğini, kahvaltı servisinin aksadığına dair müşterilerden gelen şikâyetler üzerine müvekkili şirket yetkililerince yapılan kontrol neticesinde kahvaltı salonu personelinin davacının yapmakla ödevli bulunduğu görevleri yapmadığını, davacının yazılı savunması istenerek yazılı ihtar verildiğini, davacının yazılı ihtarı imzalamadığını ancak aynı tarihli vermiş olduğu yazılı savunmasında işyerine erken gelmesi sebebi ile kahvaltı yapamadığını ve bu nedenle aç çalışamadığını, bu nedenle kahvaltı yaptığını beyan ettiğini, davacının yapmakla ödevli bulunduğu görevleri kendisine hatırlatıldığı halde yapmamakta ısrar ettiğini ve davanın da sözlü olarak bu şekilde çalışmaya devam edeceğini bildirdiğini, davacının sabah erken kalkıp kahvaltısını yaparak işyerine mesai saati içinde gelmesi gerekirken geç kalması sebebi ile kahvaltı yapmaması ve kahvaltısını mesai saatleri içinde özellikle sabah kahvaltı servisinin en yoğun olduğu saatlerde işyerindeki arkadaşları ile sohbet ederek yapmasının müvekkili şirket açısından iş akdinin feshi için haklı sebep olduğunu, davacı kendisine hatırlatıldığı halde görevlerini yapmayacağını sözlü olarak da beyan etmesi neticesinde yani davacının davranışlarını değiştirmemesinin, aynı davranışı gösterme konusunda kararlı olduğunun anlaşılması ve sabah kahvaltı servisinin aksaması sebebi ile müşteri şikâyetlerinin artması sebebiyle davacının iş akdinin müvekkili şirket yetkililerince İş Kanunun 25/II-h, ı maddeleri gereğince feshedildiğini, bu sebeplerle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.


C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davacı yasal süresi içerisinde temyiz etmiştir.
KAPAT [X]
REKLAM

ads by AdMatic
E) Gerekçe:
İş sözleşmesinin, işveren tarafından hatırlatıldığı halde işçinin görevlerini yapmamakta ısrar etmesi nedeniyle ve işçinin kendi isteği ile veya işini savsaması sonucu işin güvenliğini tehlikeye düşürmesi nedeniyle haklı olarak feshedilip feshedilmediği noktalarında taraflar arasında uyuşmazlık söz konusudur.
4857 sayılı İş Kanununun 25 inci maddesinin (II) numaralı bendinin (h) alt bendinde, işçinin hatırlatıldığı halde görevlerini yapmamakta ısrar etmesi durumunda işverenin haklı fesih imkânının bulunduğu hükme bağlanmıştır.


İş görme edimi işçi tarafından işverenin verdiği talimatlara uygun olarak yerine getirilmelidir. İşverenin talimatlarının, bireysel ya da toplu iş sözleşmesi ile getirilebilecek sınırlamalar ile işçinin eğitimi, yeteneği ve takati gibi hususlara aykırılık oluşturmamalıdır.
1475 sayılı Yasada işçinin hatırlatıldığı halde görevlerini yapmaması haklı fesih nedeni olarak sayılmış ve işçinin bu anlık durumu yeterli görülmüşken, 4857 sayılı Yasa ile işçinin “görevi yapmamakta ısrar etmesi” kuralı getirilmiştir. Bu noktada işverenin hatırlatmasının ardından sadece bir kez görevi yapmama yeterli sayılmamalıdır. İşçinin görevi yapmama eylemi hatırlatmanın ardından devamlılık arz etmelidir.
İşveren tarafından fesih öncesinde, işçinin yapmakla yükümlü olduğu görevleri hatırlatılmalıdır. Bu hatırlatmanın sözlü ya da yazılı biçimde yapılması mümkündür. Bu konuda ispat yükü de işverendedir.


İşçinin görev tanımının, bireysel ya da toplu iş sözleşmesinde açıkça öngörülmüş olması işverenin hatırlatma yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz.
İşçiye yapılacak hatırlatmada/uyarıda, işçiye yapması istenen görev açık biçimde bildirilmeli ve işin tamamlanmasına yetecek bir süre öngörülmelidir. Bildirimde, görevin hatırlatılması yeterlidir. Görevin gereklerinin yerine getirilmemesi durumunda iş sözleşmesinin feshedileceği hususunun ayrıca bildirilmesi gerekmez. Ancak, işveren tarafından işçiye bu yönde bir bildirim yapılmış ise, işçinin yeni bir eylemi gerçekleşmedikçe, önceki eylemlerine dayanılarak iş akdi feshedilemez.
İşçinin, verilen görevin bir kısmını yapmış olması halinde, bu davranışının nedenleri üzerinde durulmalı ve işverenin haklı fesih imkânının olup olmadığı, gerekirse uzman bilirkişilerce değerlendirilmelidir.
Çalışma koşullarında işçi aleyhine değişiklik niteliğinde olan görevlendirmelerin, 4857 sayılı Yasanın 22 nci maddesi uyarınca işçiyi bağlamayacağı açıktır. Bu kapsamda bir görevin yerine getirilmemiş olması işverene haklı fesih imkânı vermez.

4857 sayılı İş Kanununun 25 inci maddesinin (II) numaralı bendinin (ı) alt bendinde, işçinin isteği ile ya da işini ihmal etmesi sonucu işyerindeki işin güvenliğini tehlikeye düşürmesi hali işverenin haklı fesih nedenleri arasında gösterilmiştir.
İş güvenliği hükümleri, işçi sağlığı ve güvenliğini korumaya yönelik titizlikle uyulması gereken kurallardır. Bu konuda işverenin alması gereken tedbirlerin yanında işçinin de yükümlülükleri vardır. İşçinin kasıtlı bir davranışı ya da görevini savsaması sonucu işin güvenliği yönünden bir tehlike meydana gelmesi durumunda, işveren açısından derhal “haklı nedenle fesih hakkı” ortaya çıkar.
İşçinin bu konuda uyarılması veya hatırlatmada bulunulmasına gerek olmadığı gibi, belli bir zararın oluşması da gerekmez. Aynı bentte belirtilen işçinin otuz günlük ücretinin tutarıyla karşılanamayacak bir zarar vermesi, işin güvenliğini tehlikeye düşürmekten bağımsız bir fesih nedenidir.

Güvenlik hizmeti veren bekçinin uyuması veya görev yerini terk etmesi (Yargıtay 9.HD. 4.11.2008 gün 2007/30651 E, 2008/30368 K.), yanıcı ve patlayıcı maddelerin bulunduğu yerde yasaklanmış olmasına rağmen sigara içilmesi (Yargıtay 9.HD. 21.12.2009 gün 2009/12861 E, 2009/36369 K), basınçla veya yüksek ısıyla çalışabilir bir cihazın
kontrolü ile görevlendirilen işçinin görevini savsaması gibi durumlar, işin güvenliğini tehlikeye düşüren davranışlara örnek olarak verilebilir.
Somut olayda yerel mahkemece yapılan yargılama neticesinde iş akdinin davalı tarafından haklı olarak feshedildiği sonucuna varılmış ise de mahkemenin kabulü dosya kapsamına uygun değildir.

Davacıya isnat edilen eylemlerin temadi ettiği kanıtlanamadığı gibi öyle olsa dahi bu eylemler mahiyetleri itibariyle işverene haklı fesih imkânı tanıyacak düzeyde bulunmamaktadır. Davacı ile birlikte benzer eylemleri yaptığı iddia edilen işçilerin iş akitleri feshedilmeyerek çalışmalarına devam etmeleri de eşit davranma ilkelerine aykırılık oluşturmaktadır. Bu işçilerin davalı işverenin düzenlediği tutanağı imzalamaları sonucu değiştirmez.
Bu itibarla davacı lehine kıdem ve ihbar tazminatlarına hükmedilmesi gerekirken hatalı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, , peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 25.09.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Editör: TE Bilisim