İşe gelmeyen arkadaşını şikayet etti, başına gelmeyen kalmadı!

Etik Kurulu, genel müdüre yanlış karar aldırtan teftiş kurulu başkanını affetmedi. Yeni Şafak yazarı Ahmet Ünlü'nün yazısı...

Son dönemde Kamu Görevlileri Etik Kurulundan adeta etik ihlali kararı çıkmaz oldu. Bu Kurul çok az sayıda etik ihlal kararı verse de bu haliyle dahi verdiği kararlarda çok ciddi bir işlev görmektedir. 2020 yılında 1 adet ihlal kararı verildiğini görünce sevinçten uçar olduk. O nedenle bu kararda geçen ilginç olayları açıklayama çalışacağız.

Şikâyet etti diye tahakkuk memuru iş verilmeden prefabrik bölümde bekletilmiş

MEMUR, İŞE GELMEYEN ARKADAŞINI ŞİKAYET ETTİ

Bir kurumda tahakkuk memuru olarak görev yapan bir personel, oda arkadaşının işe gelmediği halde işe gelmiş gibi imza attığını Şube Müdürüne şikâyet ettiği için başına gelmedik kalmamış. Şube Müdürü şikâyet konusunu şef ile paylaşır ve şef, tahakkuk memurunun çalıştığı odaya gelerek kendisine kırıcı ve sert sözler söyleyerek odadan kovar. Konuyla ilgili 3-4 ay müfettiş soruşturması başlayana kadar da iş verilmeden prefabrik bölümde bekletilir. Farklı şube müdürlüklerine geçme konusundaki talebi ise reddedilerek hakkında geçimsiz, huzur bozan ve asılsız şikayetlerde bulunan birisi diye dedikodular çıkarıldığı için maruz kaldığı muameleyle ilgili olarak … nolu hattı arayarak şube müdürü ve şefinden şikâyetçi olur.

Konuyla ilgili olarak müfettiş tarafından hazırlanan soruşturma raporunda iddialar doğrulandığı için Şube Müdürü ve şef hakkında idarecilik görevinden alınarak il dışında görevlendirilmeleri ve Kınama cezası ile tecziye edilmeleri önerilir.

TAM TERSİNİ YAPTILAR
Ayrıca kendisiyle ilgili olarak eski görevine dönmesi önerilse de Teftiş Kurulu Başkanının görüşü doğrultusunda raporun tam aksi yönünde uygulama yapılarak genel müdüre imzalatılan ‘Olur’la tahakkuk memurunun Şube Müdürlüğü dışında başka bir disiplin amirinin altında görevlendirilmesi, böylece adı geçenin şikâyetine konu olay ve durumların yeni görev yerinde de tekrarlanıp tekrarlanmayacağının yeni disiplin amirinin gözetimi altında değerlendirilmesinin daha isabetli olacağı” yönünde karar alınır.

Tahakkuk memurunun nakli il dışına yapılır

Üstüne üstlük tahakkuk memurunun nakli il dışına çıkarılır. Ayrıca maruz kaldığı mobbing türü psikolojik baskı dolaylı olarak devam ettirildiği için mağduriyeti daha da artar. Bunun üzerine tahakkuk memuru, işe gelmeyen ve konuyla ilgili hiçbir işlem yapmayan asıl suçluların korunduğunu iddia ederek mağduriyetine sebep olan dönemin Genel Müdürü ve Teftiş Kurulu Başkanının etik davranış ilkelerine aykırı davrandığı için şikâyette bulunur.

Yaşanan süreçte şikâyet eden kişinin psikolojisi bozulmuştur

Şube Müdürüne yapmış olduğu ihbardan önce çalışma arkadaşlarının gözünde herhangi bir psikolojik sorunu olmayan, işine sadık, çalışkan, efendi, konusuna hâkim bir çalışan olduğu, psikolojik baskıya maruz kalan, iş verilmeyen ve başka birimlerde çalışmasına müsaade edilmeyen ...’in sağlığının bozulduğu, çalışma arkadaşlarının dikkatini çekecek kadar yüzü gülmez, rahatsız, huzursuz bir hal aldığı ve bahsi geçen yaşananlar sonrasında uzman doktorlar tarafından ilaç tedavisi görmesi kararı verilecek seviyede bir sağlık problemi yaşadığı, - Yapılan ihbar ve sonrasında ...’in yaşamış olduğu olaylar göz önüne alındığında, bir çeşit psikolojik tacize (mobbing) maruz kalmış olduğu, bu duruma şefin yol açtığı ve duruma Şube Müdürü’nün basiretsiz tavrıyla seyirci kalarak müsaade ettiği hususları değerlendirilmiş ve raporunun sonuç kısmında; Şef ve Şube Müdürü’nün mevcut görevlerinden uzaklaştırılarak… İli dışında eğitimlerine uygun İdarecilik görevi haricinde, başka görevlere atamalarının yapılması teklif edilmiş, tahakkuk memurunun da daha önce çalışmakta olduğu birimine iade edilmesinin uygun ve isabetli olacağı belirtilmiştir.

Müfettişin bu önerilerinin tam aksine, Teftiş Kurulu Başkanının hazırladığı Olur’da; “Müfettişin raporda belirttiği kanaat ve önerilere Başkanlığımızca iştirak edilmemekte olup, Tahakkuk Memurunun Şube Müdürlüğü dışında başka bir disiplin amirinin emri altında görevlendirilmesi, böylece adı geçenin şikâyetine konu olay ve durumların yeni görev yerinde de tekrarlanıp tekrarlanmayacağının yeni disiplin amirinin gözetimi altında değerlendirilmesinin daha isabetli olacağı düşünülmektir” şeklinde değerlendirmeye yer verilerek akabinde tahakkuk memurunun başka bir disiplin amiri emrine atanması sağlanmıştır.

Genel müdür, teftiş kurulu başkanının kendisini yanılttığını söylüyor

Genel Müdür yaptığı savunmasında özetle; işlerin yoğunluğu nedeniyle bu tip personel disiplini ile ilgili raporların özet ve değerlendirmelerini Teftiş Kurulu Başkanından dinlediğini, ilk teftiş raporunda yer alan şube müdürü ve şef için önerilen şehir dışında görevlendirilmeleri önerisinin ağır bir karar olduğunu ve uygun bulmadığını, bunun yerine ilgili personelin çalıştığı şube içinde başka bir birime görevlendirilmesi ile sorunun çözüme gidildiğini düşündüğünü, Olur’daki teklifte il dışı yazmadığından aynı şube içinde amir değişikliği olarak algılayıp imzalandığını, kimseyi mağdur etmeyi amaçlamadığını, il dışı tayinin uygun olmadığını, disiplin amiri değişikliğini il dışı olarak düşünmediği için Olur’u imzaladığını, İdare Mahkemesine açtığı davaları geri çekmesi kaydıyla tayininin tekrar çıkarılmasının uygun olacağını söylediğini, ayrıca Teftiş Kurulu Başkanının neden gerekçe yazmadığını bilmediğini ifade etmiştir.

Teftiş Kurulu Başkanının savunmasında ise; Müfettiş raporunu inceledikten sonra Müfettişin açıklamaya çalıştığı hususların ve olay görgü şahitlerinin ifadeleri ile rapor sonuç kısmında belirtilen hususların uyumsuz olduğunu gördüğünü, bu uyumsuzluğu gidermesi amacıyla Teftiş Kurulu Başkan Yardımcısından Müfettiş ile görüşmesini istediğini, sonuç alamayınca Müfettiş görüşüne katılıp katılmama konusundaki takdir yetkisine dayanarak bu yönde karar aldığını, ayrıca şikâyetçinin yaşadığı olayın mobbing olayı olmadığını, iş hayatında karşılaşılabilen amir memur çatışması olabileceğini ve ilgili hakkında uygulanan işlemin idari tasarruf olduğunu, ilgilinin bu konuda masum olmadığına kanaat getirdiğinden dolayı ilgilinin başka bir disiplin amirinin emrinde çalışmasının uygun olacağı yönünde kanaatini belirttiğini ve Genel Müdür’ün de bu karara katılmasıyla işlemin tamamlanmış olduğunu ifade etmiştir.

Teftiş kurulu başkanı rapordaki eksiklikleri tamamlatma yerine aksini yapmış

Rapordaki eksik ve hatalı hususlar tespit edilerek müfettişe tamamlatması ya da yeni bir müfettiş vasıtasıyla iddiayı inceletmesi gerekirken bu yola başvurmayarak, inceleme yapan müfettiş görüşünün aksine işlem yapılması doğru değildir. Ayrıca müfettiş görüşü ile başkanlık görüşünü ayrı ayrı makama sunarak tercih hakkı tanınmadığı, diğer yandan Başkanlığın neden müfettiş görüşüne katılmadığını ve kendi görüşlerinin hukuki dayanağını yazması gerekirken bu konuda hiçbir açıklama yapmamıştır.

Teftiş Kurulu Başkanı eski tecrübelerine dayanarak il dışına atamayı önermesine rağmen, il dışı tayin teklifindeki gerekçelerin neler olduğunu dahi belirtme gereği duymamıştır. Yönetmelik gereği Teftiş Kurulu Başkanının takdir yetkisi bulunsa da bu yetkisinin mutlak ve sınırsız olmadığı, kamu yararı ve hizmet gereklerine uygun gerekçelerle kullanılması gerektiği, idari yargı kararlarının da bu yönde olduğu, müfettiş incelemesine konu olay dışında, amirleri ile geçinemediği, uyumsuz, şikâyet etmeyi seven, asılsız iddialarda bulunan vb. birisi olduğuna dair bir bulgu olmamasına rağmen il dışında başka bir disiplin amiri emrine atanmasında nasıl bir kamu yararı olduğuna dair Olur’da hiçbir açıklamaya yer verilmediği görülmüştür.

Sonuç olarak yapılan açıklamalar ve konuyla ilgili olarak 4. İdare Mahkemesi nezdinde açılan davada da iptal kararı verildiği dikkate alındığında şikâyet edilen dönemin Genel Müdürü yönünden; adı geçenin Teftiş Kurulu Başkanının değerlendirmelerine itibar ederek, Olur’u imzaladığı anlaşıldığından Genel Müdür hakkında etik davranış ilkelerine aykırılık yönünden karar verilmesine yer olmadığına oy birliğiyle, şikâyet edilen Teftiş Kurulu Başkanı yönünden; müfettiş tarafından yapılan tespit ve önerilerin delillere dayandırılmasına rağmen bu tespit ve önerilere neden katılmadığının gerekçesi yazılmadan salt yetkisine dayanarak bu şekilde makama sunulmak üzere Olur hazırlaması nedeniyle etik davranış ilkelerini ihlal ettiğine oy birliğiyle karar verildi. Görüleceği üzere baştan sonra kamu kurumunda yaşanan bir dram. Bir tarafta imzaladığı Olur’un içeriğinden habersiz genel müdür, diğer tarafta ettiği şikâyetten başına gelmedik kalmayan bir memur. Bu olaylara şahit olanlar bir daha gördükleri olumsuzlukları şikâyet edebilirler mi? Varın gerisini siz düşünün

Editör: TE Bilisim