Yeni tip koronavirüsü (Kovid-19) atlatıp görevlerine dönen Mersin Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi hemşireleri Eda Türkay ve Abdullah Ciğerlioğlu, hastalıkla mücadelede yaşadıkları zorlu süreci anlattı.
 
Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesi sorumlusu, bir çocuk annesi 32 yaşındaki Eda Türkay, AA muhabirine, hastalığının burun akıntısı, boğaz ve vücut ağrısıyla başladığını söyledi.
 
İlk günlerde normal seyreden belirtilerin kısa sürede şiddetinin arttığını ifade eden Türkay, "Hayatım boyunca asla unutmayacağım bir dönem geçirdim. Normal grip gibi başladı. Zamanla vücudumdaki etkisi arttı. Ben, eşim ve kayınvalidemin testi pozitif, kızımın ise negatif çıktı." dedi.
 
Türkay, testinin pozitif çıkmasının ardından hastanede tedavi altına alındığını belirterek, "9 gün boyunca inanılmaz ağrılarım vardı. Tat ve koku duyumu üçüncü gün kaybettim, nefes darlığım başladı. Hiç derin nefes alamıyor, yarım nefeste tıkanıyordum. Öksürük krizim başlıyordu. Şu an hala çok çabuk yoruluyorum, nefes nefese kalıyorum. Temmuzda pozitif olmuştum, kasımdayız ve hala etkisini yaşıyorum." diye konuştu.
 
Hastalıkla mücadelesinde duygusal anlamda da zor dönem geçirdiğini anlatan Türkay, şöyle devam etti:
 
"Bilinmeyen bir şey yaşıyorduk, çok korktum. En çok kızım için üzüldüm çünkü ona kimin bakacağını, nerede kalacağını düşünmek çok zordu. 'Kaç günde atlatacağım da kızımla yeniden görüşeceğiz?' gibi belirsizlikler çok düşündürüyordu. Bu hastalıkta beni en çok yoran ve üzen, kızımı düşünmekti. Hastanede eşimle yan yana tedavi gördük. Hep bir korku ve özlemle yaşadık. Çocuğundan ayrı kalmak, özlemek, ne yaptığını bilmemek, dokunamamak çok kötü duygulardı. Markete gidip istediğin bir şeyi alabilmek çok değerliymiş. Dışarıda yürüyüş yapıp eve dönebilmek bile çok güzelmiş."
 
Sağlık çalışanlarının hem bedenen hem de psikolojik olarak çok yorulduğuna dikkati çeken Türkay, pozitif vaka sayılarının arttığını, vatandaşların tedbirlere uyması gerektiğini belirtti.
 
"Benim için bir çöküntüydü"
 

 
Kadın doğum ameliyathane sorumlu hemşiresi, 2 çocuk babası Abdullah Ciğerlioğlu da baş ve vücut ağrısı şikayetlerinin ardından yaptırdığı testinin pozitif çıktığını söyledi.
 
Bu dönemde çocuklarından ayrı kalma korkusunun kendisini çok üzdüğünü dile getiren Ciğerlioğlu, "Çocuklarıma sarılamadım, onları öpüp koklayamadım. Küçük oldukları için hep ilgi bekliyorlardı. Yaşadıklarım beni üzüyordu. Çocuklarıma açık açık 'yaklaşma' diyemiyordum, yaklaşmalarını da istiyordum. Bu benim için bir çöküntüydü." ifadelerini kullandı.
 
Eşinin de test sonucunun pozitif çıkmasıyla evde geçirdikleri zorlu karantina sürecini anlatan Ciğerlioğlu, şunları kaydetti:
 
"Büyük oğlum 'Baba kardeşim altına yaptı, kokuyu almıyor musunuz?' diyordu. Oğlum söyleyince fark ediyorduk. Tat ve koku alma duyumuzu kaybetmiştik. Evde eşimle koku planlaması yapıyorduk. 'Acaba koku alabilecek miyiz?' diye evdeki parfümleri sıkıyorduk. Eşim koku alabilmek için deterjan kokluyordu. Bir şeyin kokusunu ve tadını ayırt etmek çok büyük nimetmiş. Hastalığın 7. gününde tat, 10. gününde de yeniden koku alma duyumuz geldi."
 
Ciğerlioğlu, Kovid-19'u atlatıp tekrar görevine döndüğünü belirterek, "Koronavirüs süreci bitmiş değil. Son dönemlerde artış var. Herkes dikkat etmeli. Maskeyi doğru takmalı, ellerini yıkamalı, hijyene dikkat etmeli. Toplu alanlarda gerekmedikçe kimsenin bulunmamasını rica ediyoruz. Herkesin canı değerli. Kimse hastalanmasın, ölmesin." diye konuştu.

Editör: TE Bilisim