Türkiye bir süredir, reel faizin altında bir mevduat faizi uygulamakta, buna ek olarak mevduat faizinden daha düşük bir faizle de konut kredisi imkanı sağlamaktaydı. Cumhuriyet tarihinin en düşük faiz oranı olan 0,64 faiz oranı sayesinde yüzlerce kişi, krediyle aldı. Bu sayede konut ve konutla ilişkili çok sayıda sektör canlandı. Bu ve diğer politikalar sayesinde

Ancak mevduat faizlerinin düşük tutulması, TL'den kaçışa neden oldu, vatandaşlar gram altına ve dolara yöneldi.

Koronavirüsle birlikte arzı kısıtlı ürünlerden olan, gram altın, bu süreçte dolara karşı büyük değer kazandı. Ülkemizde de gram altının fiyatı yükseldi.

Hafta başında, düşük faiz politikası sonucunda dövizde patlama yaşanınca, Merkez Bankası piyasaya likitide fonlamayı durduracağını açıkladı. Bu açıklamanın hemen ertesinde Cuma günü sabahında, kamu bankaları sıfır konut için olan 0,64 faiz oranı uygulamasını kaldırdı. Mevduat faizleri yüzde 11'e yükseldi.. Faiz silahını kullanmasıyla birlikte doların yükselişi durduruldu. Dolar dün, sabaha 7,35 TL ile başlamasına rağmen öğkleden sonra 7,15'e kadar düştü sonrasında yeniden toparlanıp 7,29 seviyelerine yükseldi.

Dolardaki yükselişin gram altındaki yükselişi tetikleyeceği öngörülüyor. Bu nedenle, bu hafta piyasalar, faiz enstürümanın nasıl kullanılacağına dikkat kesilmiş durumda. Zira faiz politikasının hemen kullanılması beklenilmiyordu. 20 Ağustos'ta Merkez Bankası Para Politikaları Kurulu toplantısında, faiz artışının olup olmayacağına karar verilmesi bekleniyordu. Ancak uygulanan faiz politikasının kur üzerinde yaratmış olduğu baskı nedeniyle, ilk faiz arttırımı dolaylı olarak hayata geçirilmiş oldu. Ancak kurların toparlanıp yeniden yükselmiş olması, bunun yeterli olmadığını gösteriyor.

Hükümet ise faizin artması halinde, sermayenin yatırımdan ziyade faize gitmesinden endişe ettiği için faizleri yükseltmeye yanaşmıyor.

Editör: TE Bilisim