Türk Sağlık-Sen Çankırı İl Temsilcisi Serhat Gökçe, sağlık çalışanlarının son günlerde daha da artan sorunları hakkında bir basın açıklaması yaptı. Gökçe açıklamasında:

“Sağlıkta çalışanların bitmez tükenmez sorunları olan döner sermaye, 3600 ek gösterge fiili hizmet, enflasyon altında kalan maaş zamları varken bir de kurum müdürleri ve idarecileri hatta servis sorumlu hemşirelerinin çalışanlar üzerinde kurduğu tehdit ve baskılar adam kayırmacılık, personeller arasında ayrım yapmak, kamu gücünü kullanırken hakkaniyet ve adaletten uzak tutum sergilemek, kanun mevzuat yönetmelikten bi haber iş ve işlemde bulunmak, sağlık çalışanlarında umutsuzluk, mutsuzluk ve hatta tükenmişlik sendromuna yol açmaktadır. Bu durum sağlıkta sürdürülebilir olmaktan çıkmış, çalışanlar işlerine giderken bu gün neyle karşılaşacağım diye kara kara düşünür hale gelmiştir .

Kurum ziyaretlerimizde akla ziyan uygulamalarla karşılaştığımızda dehşete düşmemek elde değil ve bu memlekette gerçekten kanun yok mu diye kendimize sorar hale geliyoruz. İdareci sıfatında bulunanların işlerini yapmak işin başvuracakları tek kapının kanunlar yönetmelikler yönergeler kısacası mevzuat olduğunun bilgisinde idrakinde olmamaları, sağlıkta yaşanılan sorunların ana kaynağını oluşturmaktadır .

Sağlık çalışanlarının idareden ve yöneticilerden kaynaklı yaşadıkları sorunları kısaca sıralamak istiyorum

1- Sağlık çalışanının da bu ülkenin bir vatandaşı olduğunu düşünürsek ve Anayasanın 74. maddesi “vatandaşlar ve karşılıklılık esası gözetilmek kaydıyla Türkiye’de ikamet eden yabancılar, kendileriyle veya kamu ile ilgili dilek ve şikayetleri hakkında, yetkili makamlara ve TBMM ‘ne yazı ile başvurma hakkına sahiptirler” gayet açıkken bir ilçe hastanesi başhekiminin sağlık çalışanının şikayet dilekçesini işleme almıyorum deyip evrak kayıttan resmiyet kazandırmamasının sümen altı etmeye çalışmasının izahını bana yapabilecek bir Allahın kulu var mı? CİMER dahi bütün şikayetlere işlem başlatırken bir başhekimin ben işleme almam demesi hadsizlikten başka ne ile ifade edilebilir.

2- 657 sayılı Kanunun Ek 8. madde geçici görevlendirmeye bir yılda(6) altı ayı geçmemek üzere izin vermiş, görevlendirilecek kurumda boş kadro olmasını şart koşmuş, görevlendirmede personelin muvafakatının olmasını zorunlu kılmıştır. Ancak memurlar, kamu yararı ve hizmet gerekleri sebebiyle altı aya kadar muvafakati aranmaksızın geçici görevlendirilebilecektir’’ ibaresi varken sağlık çalışanının süresiz geçici görevle görevlendirilmesi yönetici kadrosunda bulunan şahsiyetlerin görevlerinde ne kadar bilgisiz ve ciddiyetten uzak olduklarının açık beyanı değil midir.

3- hastalık ve refakat izinleri kapsamında değerlendirilen sevk izni işleminin memurun zorunlu mesaisinden düşülmesi gerektiğini beyan eden memura idarecinin ‘’ Bul getir mevzuatta varsa düşeyim ‘’ tarzında beyanda bulunması kurum müdürünün ne kadar Mevzuata uzak olduğunu göstermez mi?

4- Hastane servis sorumlu hemşiresinin servis çalışanına ‘’ 15 gündür senin hal ve hareketlerin değişti beni karşına alma ayağını denk al sen akıllı kızsın ‘’ tarzında ifade kullanması insanlık onurunu zedeleyici bir tutum değildir de nedir? Hepimiz ana babayız hepimizin anası babası var evladına yan bakmaktan imtina ederken bir çalışana bu şekilde tutum sergilemek doğru mudur . Diğer çalışanların bu şekildeki olaylarda sessiz kalmaları birşeylerden korktuklarından değilse de acaba biz insanlığımızdan mı ödün veriyoruz sorusunu akla getirmez mi ‘’Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır ‘’ sözü vicdanları harekete geçirmeye yeterli gelmiyor mu?

5-ilçe hastanesinde lisans mezunu çalışanlar varken lise mezunu sağlık çalışanını hastaneye sorumlu hemşire yapmak ve itirazlarımıza rağmen Yataklı tedavi hizmetleri yönetmeliğine aykırı bir işlemde ısrar etmek hangi gizli emellerinizin tezahürüdür .

6- Mesleğinde lisans yapmış yüksek lisans yapmış doktoraya hazırlanan bir sağlık çalışanının başına lise mezunu bir sağlık çalışanını servis sorumlusu yapmak öncelikle aldığı eğitime saygısızlık şahsına da haksızlık değilmidir.

7- Mesleğinde 25 yılı doldurmuş çalışanları ‘’koşu atı ‘’ misali harıl harıl çalıştırırken ‘’çiçeği burnunda ‘’ mesleğinde yeni sayılan hemşire ve sağlık memurlarını masa başı görevlerde mesleklerinden uzak bir şekilde çalıştırmak mesleki etik kurallarla bağdaşıyor mu?

Saymakla bitiremeyeceğimiz sorunlar sağlık teşkilatının öncelikli karayan yarası olmuşken idareci pozisyonun da bulunan zatı muhteremlerin hala bu yanlışlarda ısrar etmeleri sağlık teşkilatını tükenme noktasına getirmiş sorun çözen değil sorun yaratan bir kuruluş halini almaya sebep olmuştur.

Sağlık teşkilatında idareci konumunda olan şahısların bulundukları makamların ve görevlerin aslı sahibinin devlet olduğunun idrakına varmaları bir elzem olmuştur. Bilinmelidir ki bulundukları makamlar atalarından miras kalmadığı gibi bir gürühun da kendilerine sunduğu lütuf değildir .Makamsa devletin makamı ,görevse devletin görevidir.O makamlarda bulundukları sürelerde öncelikleri devletin hak ve menfaati olmalıdır .Sağlık kurumlarında ki idarecilerimize acizane tavsiyemiz bu şuur ve idrakte olmaları akşam yastığa baş koyduklarında vicdanlarına hesap vereceklerini unutmamalarıdır. Şunu iyice bilmelerinde fayda vardir ki Rabbim yarına bırakır ama yanına bırakmaz .

Sözlerime sön verirken Milletimizin ve devletimizin şuan da yaşadığı zorluklarda ve ateş çemberinin içinden geçtiğimiz günlerde Rabbim Mehmetçiğimizi korusun Ordumuzu ilahi-kelimetullah ve nizamı –Alem davasında zaferle çıkmayı nasip etsin, Şehadet şerbetini içen vatan evlatlarını peygamber Efendimize komşu kılsın. Şehadet mertebesine eren aziz evlatlarımızın Anne, baba ve yakınlarına da sabırlar ihsan etsin.”

Türk Sağlık Sen İl Temsilcisi
Serhat GÖKCE
Editör: TE Bilisim