Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Hastanesi’nde, 657 sayılı Kanun’un 4/B maddesine tabi sözleşmeli hemşire olarak görev yapan SES üyesi Arzu Sert, üyesi olduğu sendikanın çağrısı üzerine pandemi sürecinde yaşamını yitiren sağlık emekçilerini anmak için katıldığı eylem gerekçe gösterilerek görevden uzaklaştırılarak, SGK çıkış bildirimi yapılarak işten çıkarılmıştı.

SES İzmir Şubesi’nin başlattığı hukuki süreç 5. İdari Dava Dairesi’nin “Hukuka uyarlılık” bulunmayarak Sert’in lehine sonuçlandı. Yaşanan süreci Arzu Sert, SES İzmir Şube Avukatı Hasan Hüseyin Evin ve SES Şube Eş Başkanı Erkan Batmaz ile konuştuk.

SES İşyeri Temsilcisi Günseli Uğur ile birlikte hakkında açılan soruşturmada “ülkenin birliğini, devletin bütünlüğünü bozmakla, darbe yapmaya teşebbüs etmekle” ve “sağlık emekçilerinin hayatını tehlikeye atmakla” suçlandıklarını söyleyen Arzu Sert, “Meslek hayatının üçüncü haftasında açığa alındım. Açığa alınmam yetmemiş olmalı ki SGK’den çıkışım verilerek, ekonomik ve sosyal haklarından mahrum bırakıldım” dedi.

"MÜCADELEMİZLE KAZANDIK"

DEÜ rektörlüğü soruşturmanın altıncı ayında “Hukuksuz” karardan geri adım atarak, 15 Mayıs 2021 tarihli sözleşmesi olduğu halde “geriye dönük haklarını vermeyerek” yeni bir sözleşmeyle işe başlaması teklif edilen Sert, hukuki süreci sürdürme yolunu seçmiş.

Kendilerine dayatılan ve yaşatılan bu sürecin, sağlık hizmetlerindeki çöküşten, sağlık emekçilerine ve halka ödetilmeye çalışılan faturanın çok küçük bir kesiti olduğunun altını çizen Sert, “Halkın sağlık hakkı, nitelikli sağlık hizmetleri ve insanca bir yaşam için sağlık ve sosyal hizmet emekçileri olarak sendikal mücadeleden vazgeçmiyoruz” diye konuştu.

Reklam

"HUKUKSUZLUK TESCİLENDİ"

Sendika önlüğüyle pandemide yaşamını yitiren sağlık emekçilerini anmak için toplamında 1 dakika 7 saniye süren saygı duruşuyla başlayan soruşturmanın her açıdan hukuksuz ve keyfi olduğunu söyleyen Avukat Hasan Hüseyin Evin ise, “Bu hukuksuzluk kabul edilebilir değildi. Sendika kararı doğrultusunda yapılan etkinlikte açıklamanın içeriği de dikkate alındığında, eylemin görevi etkileyecek nitelikte olmadığı mahkemenin kararıyla bir kez daha gözler önüne serilmiştir. Üniversite rektörlüğü açıkça hukuksuzluğu sürekli hale getirmiş, bu uygulamaların hepsi de yargı önünde lehimize sonuçlanmış, yaşanan hukuksuzluk tescillenmiştir” dedi.

"REKTÖRLÜK SUÇ İŞLEMEKTEN ÇEKİNMİYOR"

DEÜ rektörünün ve hastane yönetiminin sendikaları tanımadığını, sendikayı yönetmeye kalkıştığını, sendikaları, ancak kendisinin izin verdiği kadar çalışma yapabilecek kuruluşlar olarak gördüğünü belirten Evin, “Suç işlemekten çekinmeyen DEÜ hastane yöneticileri ve Rektör Nükhet Hotar hakkında sendika adına, birkaç defa ‘Görevi Kötüye Kullanma’ ve ‘Sendikal Hakların Kullanılmasını Engelleme’ suçlarından suç duyurusunda bulunduk. Ancak YÖK kanunundaki özel hüküm nedeniyle savcılığın görevsizlik kararı vermesi sonucunda dosya rektörlüğe geldi ve beklendiği gibi soruşturma izni verilmedi. Bunun üzerine itirazımız nedeniyle dosya Danıştay’a gitti. Danıştay tarafından men-i muhakeme kararının kaldırılması üzerine şu anda hastane başhekimi ve olay tarihindeki başmüdür hakkında soruşturma devam ediyor. Her ikisinin de yargılanarak cezalandırılacağı görüşündeyim” diye konuştu.

Arzu Sert’e uygulanan işlemin Türkiye’de ilk kez olduğunun altını çizen Evin, “Yaşanan son derecede absürt bir durum. Hastane yönetimi ve rektörlük kanun gereği işçi sayılmayan, 657 sayılı Kanunun 4/B maddesine tabi sözleşmeli hemşirenin sözleşmesini usulsüz bir şekilde geçici olarak görevden uzaklaştırma suretiyle sonlandırarak SGK’ye çıkış bildiriminde bulunarak suç işledi. SGK ise kendilerine tüm mevzuatı da hatırlatarak çıkış bildiriminin yasaya aykırı olması nedeniyle iade edilmesi ve SGK primlerinin işverenden tahsil edilmesi talepli dilekçemize rağmen usulsüz işlemi uygulayarak suç işledi” dedi.

"HUKUK KARŞISINDA GEREKLİ CEVABI ALDILAR"

Sendikal faaliyetler suç sayılarak, en demokratik haklarının engellenmeye çalışıldığını vurgulayan SES İzmir Şube Eş Başkanı Erkan Batmaz da “Açılan soruşturmalarla, yaratmak istedikleri korku iklimini üye ve temsilcilerimiz üzerinde baskı unsuru olarak kullanmak istemelerini bir kez daha boşa çıkardık” dedi.

Pandemi sürecinde engellenebilir nedenlerden dolayı 500’den fazla sağlık emekçisinin yaşamını yitirdiğini hatırlatan Batmaz, “Sendikamız üyelerine açılan soruşturmalar aslında, pandeminin seyrini ekonomik çıkarlar uğruna, halk sağlığını tehdit ederek yaptıkları her hatalı kararın karşında durmamızın soruşturmasıdır. Sendikamız üyesi Arzu Sert’i baskılayarak, sendikal mücadelemize sopa sallamaya çalışanlar, hukuk karşısında gerekli cevabı aldıklarını düşünüyoruz” diye ekledi.

Ramis SAĞLAM-Evrense/l
 

Editör: TE Bilisim