Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde çalışan bin 130 sağlık işçisi 63 gündür ödenmeyen sözleşme farklarının ödenmesi istedi. İşçiler, "Haftalardır gerek rektörümüzle, gerek hastane yöneticilerimizle yaptığımız görüşmelerden maalesef olumlu bir sonuç alamadık. Mali kriz varsa bu krizi biz çıkarmadık. Bunun faturası da bize kesilemez" dedi.

Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde görevli sağlık çalışanları, hastane önünde basın açıklaması yaptı. Türkiye Sağlık İşçiler Sendikası Konya Şube Başkanı Recep Kaplan, sağlıkçılar adına yaptığı açıklamada, toplu sözleşmelerden doğan ve geriye dönük ödemelerin yapılmasını talep ettiklerini belirtti. Kaplan, şunları söyledi:

“Bizler başka insanların hayatlarını kurtarmak için kendi hayatından feragat eden sağlık işçileriyiz. Tüm dünya karantinadayken, evinden dışarı çıkamazken biz kaçmadık, işimizin başındaydık, çalıştık, insanlara hayat olmak için canımız pahasına çalıştık, ölümüne çalıştık. Ancak fedakar sağlık işçileri Toplu İş Sözleşmesi’nden doğan geriye dönük ücret farklarını 63 gün geçmesine rağmen alamamışlar, mağdur edilmişlerdir. Bugün bu basın açıklamasını yapmamızın da sebebi de budur.”

“MALİ KRİZ VARSA BU KRİZİ BİZ ÇIKARMADIK”

Kaplan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Türkiye Sağlık İşçileri Sendikası olarak yıllardır Asgari Ücretle çalışan Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde çalışan 4D’li işçilerimiz için 1 Mart 2021 yürürlük başlangıç tarihli toplu iş sözleşmemizi, işveren sendikası TÜHİS ile 15 Eylül’de imzaladık.

Sözleşme imzalandıktan sonra işçilerimiz, mart ayından bu yana hak etmiş oldukları altı aylık ücret farklarını hastanenin bütçesinde para olmadığı gerekçesiyle alamamışlardır. Haftalardır gerek rektörümüzle, gerek hastane yöneticilerimizle yaptığımız görüşmelerden maalesef olumlu bir sonuç alamadık. Mali kriz varsa bu krizi biz çıkarmadık. Bunun faturası da bize kesilemez."

TÜM ÜNİVERSİTE HASTANELERİNDE AYNI SORUN VAR

Sağlık işçilerinin emeklerinin karşılığının alamadığını vurgulayan Kaplan, bu sorunun sadece kendilerine özgü olmadığını belirtti. Kaplan, şunları söyledi:

"Bu sorun sadece Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde çalışan 1130 işçimizin sorunu değil, şubemize bağlı Meram Tıp Fakültesi’nde Afyon Sağlık Bilimleri Üniversitesi Hastanesi’nde ve tüm üniversite hastanelerinde çalışan işçilerimizin sorunudur, taşerondan kadroya geçen tüm işçilerimizin sorunudur. Devletin kadrolu işçileriyiz ama maaşımızı merkezi bütçeden değil de taşeron köle sisteminde olduğu gibi hala döner sermayeden alıyoruz. Sorunun temeli budur. İşveren faturalarını ödeyecek, hastanenin zorunlu giderlerini karşılayacak, kalan parasıyla da tabi kalırsa işçisinin maaşını ödeyecek. Bu sistemin adı zulümdür. Aylardır gelecek olan para ile ilgili plan yapan işçilerimiz ha bugün para gelecek ha yarın yatacak derken mağdur olmuşlar, artık dayanacak takatleri kalmamıştır. Sağlık işçisi için geçim kaygısı Covid-19 kaygısının önüne geçmiştir.”

“EMEĞİMİZİN KARŞILIĞINI İSTİYORUZ”

Toplu sözleşme hükümlerinin uygulanmamasını eleştiren Kaplan, şunları söyledi:

“Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanımız birkaç gün önce yaptığı açıklamada "Toplu İş Sözleşmeleri kanun niteliğindedir, işverenler buna uymak zorunludur" demişti. Sayın Bakanım Sağlık Bakanlığı’nda sözleşmedeki maddeler uygulanmayarak işçiler mağdur ediliyor, bütçe yetersizliği sebep gösterilerek Toplu İş Sözleşmeleri uygulanmıyor, üniversite hastanelerinde sözleşme farkları aylar geçmesine rağmen ödenmiyor, kimi üniversite hastanelerinde ise sözleşmeler işveren tarafından Yüksek Hakem Heyeti’ne gönderilerek Kamu Çerçeve Anlaşma Protokolü uygulanmıyor. Bu hastanelerde çalışan işçilerimiz asgari ücrete mahkum edilmektedir. TÜRK İŞ olarak, Türkiye Sağlık İşçileri Sendikası olarak "eşit işe eşit ücret" diyoruz. Sağlıkta ayrımı kabul etmiyoruz. Bütün üniversite hastanelerinin sözleşmeleri Kamu Çerçeve Anlaşma Protokolü’ne dahil edilmeli, tüm işçiler eşit haklara sahip olmalıdır. İşçinin emeğinden, alın terinden tasarruf edilmez, ettirmeyeceğiz.”(Pencere Tv)

Editör: TE Bilisim