Sendikanın grev kararının ardından, 26 bin Sosyal hizmet işçisinin heyecanla beklediği toplu iş sözleşmesi, tarafların sağduyulu yaklaşımları neticesinde TÜHİS ile imzalandı.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nda düzenlenen imza törenine; Genel Başkanımız Devlet Sert’in yanı sıra, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, HAK-İŞ Konfederasyonu Genel Başkanı Mahmut Arslan, Genel Başkan Yardımcılarımız Adem Yavuz, Mustafa Özüpek, Remzi Karataş, Süleyman Doğan, Bakanlık yetkilileri, TÜHİS yönetici-uzmanları ile Sendikamızın TİS Mevzuat Uzmanları Emre Kılıç ve Ecrin Ferah katıldı.

BU İMZA İLE GELECEĞİN TEMELLERİ ATILDI

26 bin sosyal hizmet işçisini kapsayacak olan toplu iş sözleşmesi, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Aslan ve Öz Sağlık-İş Sendikası Genel Başkanı Devlet Sert tarafından imzalandı.
Pandemi sürecinde ağır şartlar altında görev bilinci içerisinde özverili bir şekilde 7-10-14-21 gün ve 24 saat dezavantajlı gruplara, yaşlı, engelli ve çocuklarımıza hizmet veren sosyal hizmet işçisi için, sorumluluk tazminatı ve yol ücreti maddeleri olmak üzere benzeri birçok madde işçi lehine düzenlenmiş, bakım elemanları için %7 iş pirimi ve %2 gece zammı, tayin, becayiş ve refakat izni hükümleri ilk defa sözleşmeye eklenmiştir.

Söz konusu sözleşme ile işçiler haklarına kavuşurken, geleceğin temelleri de atılmış oldu.

Ayrıca Sendikamız Genel Başkanı Devlet Sert’in başkanlığında Sendikamız Genel Başkan Yardımcıları ve TİS uzmanlarımızın katılımıyla, TÜHİS Genel Merkezi’nde imza töreni düzenledi.

ÖZ SAĞLIK-İŞ SENDİKASI GENEL BAŞKANI DEVLET SERT: “BUGÜN TARİHİ BİR SÜRECİ YAŞIYORUZ”

İmza töreninde katılımcılara yönelik bir konuşma gerçekleştiren Öz Sağlık-İş Sendikası Genel Başkanı Devlet Sert şunları söyledi:

“Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanımız ile yaptığımız görüşmelerde kendisi çalışanların her zaman yanında olduklarını ifade etmiş ve olumlu yaklaşımlar sergilemiştir. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanımız ile görüşmelerimizde de Sayın Bakanımızın emeğe bakış açısını bildiklerinden dolayı kamuoyunda büyük beklenti oluşmuştur. Sayın Bakanlarımıza bu olumlu tavırlarından dolayı teşekkür ediyorum.

Sayın HAK-İŞ Genel Başkanımıza, TUHİS yönetimine,her zaman yanımızda olup destek verdikleri için ayrıca sendikamız yönetim kurulu ve uzmanlarımıza başarılı çalışmalarından dolayı teşekkür ediyorum.

Sosyal diyalog çerçevesi içerisinde işçi-işveren arasında sosyal diyalog mekanizmasını işleterek yeni haklar elde edildi ve önemli bir adım atıldı. Bu nedenle emeği geçenlere tekrar teşekkür ediyor, toplu sözleşmemizin çalışma hayatımıza, sendikamıza ve işverenlerimize hayırlar getirmesini temenni ediyorum”

HAK-İŞ GENEL BAŞKANI MAHMUT ARSLAN: “BU TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİNE İMZA ATMAK BENİM İÇİN ONURDUR”

Katılımcılara yönelik bir konuşma gerçekleştiren HAK-İŞ Konfederasyonu Genel Başkanı Mahmut Arslan, sürecin başarılı bir şekilde tamamlanmasından duyduğu memnuniyeti dile getirirken, “ Bu önemli başarının mimarlarını huzurlarınızda bir kez daha kutlamak istiyor ve teşekkür ediyorum” dedi.

Arslan sözlerine şöyle devam ettii:

“Ülkemizin ve dünyanın yaşadığı zorlu bir dönem içerisinde gerçekten hepimiz için zor olan bir süreci başarılı bir şekilde tamamlamış olmak, sosyal diyalog mekanizmalarının bütününü kullanarak çalışanların haklarını azami ölçüde koruyan, aynı zamanda hizmetlerinde kalitesini, verimliliğini sağlayacak bir modeli hayata geçirmiş olmak gerçekten çok önemli. Bu önemli başarının iki mimarını huzurlarınızda bir kez daha kutlamak ve teşekkür etmek istiyorum. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanının bu konudaki duruşu, emeğin emekçinin hakları konusundaki hassasiyetini, çalışanlarına gösterdiği yakın ilgi ve destek için gerçekten teşekkürü hak ediyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin zaten aramızdan birisi. Bir teknisyen bakan olarak da bizim işimizi kolaylaştıran bir süreci yaşadık.

ASH BAKANI DERYA YANIK: “HİZMET ETTİĞİMİZ GRUPLAR BİZE EMANET EDİLEN GRUPLAR”

İmza töreninde açıklamalarda bulunan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, Bakanlık olarak bazı dezavantajlı gruplara da hizmet sunduklarını belirterek “Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı şükürler olsun son 20 yılda dünya klasmanında birinci sınıf sosyal hizmetler üreten, sosyal hizmet faaliyeti veren bir hürriyete kavuştu. Bununla ne kadar övünsek azdır. Bu çalışmaları yürüten bu faaliyeti hayata geçiren arkadaşlarımız bizim mesai arkadaşlarımız. Biz Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı olarak 85 milyonun tamamına hizmet üreten bir bakanlığız. Bu anlamda çok genel ve büyük bir çatı faaliyet ifa ediyoruz ve 85 milyon Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının en dezavantajlı gruplarına hizmet üretiyoruz. Dolayısıyla bu hizmeti götürürken çalışma arkadaşlarımızın hem o hizmetin niteliğine teknik olarak vakıf olması ama aynı zamanda insani duyarlılık noktasında da yapılan işin manevi boyutunun, insan boyutunun da en az teknik kısmı kadar farkında olması gerekiyor. Hizmet ettiğimiz gruplar bize emanet edilen gruplar. Hizmetlerimizin kalitesini arttırarak devam ettirmek. Kuşkusuz bu özveriyi beklerken arkadaşlarımızın özlük haklarını iyileştirmemiz gerektiğinin her zaman farkında olduk ve bunun için hem Bakanlık olarak hem hükümetiz olarak imkanları olabildiği kadar zorladık” ifadelerini kullandı.

VEDAT BİLGİN: "TOPLU İŞ SÖZLEŞMELERİ BİR ÜLKEDE DEMOKRASİNİN GÖSTERGESİDİR"

Toplu iş sözleşmesinin uzlaşmayla sonuçlanmasından duyduğu memnuniyeti dile getiren Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, “Toplu sözleşmeler bir ülkede demokrasinin göstergesidir. Sendikal mücadele, grevler, sosyal taraflar arasındaki mücadeleler de demokrasinin göstergesidir. Bunların uzlaşmaya dönüşmesi, uzlaşma ile neticelenmesi aynı zamanda uzlaşma kültürünün de ifadesidir. Bu bakımdan Türkiye'nin demokrasinin işleyip işlemediğini görmek için yapılan seçimlere elbette bakmak lazım. Seçilen yöneticilerin seçimle gelip gitmesine elbette bakmak lazım ama daha detayda bu kurumların işleyip işlemediğine bakmak lazım. Türkiye çok şükür bütün düzeylerde bütün kurumlarda demokrasiyi işleten bir ülkedir. Türkiye'nin demokratikleşme süreci, emekçilerin sosyal mücadeleleri ile daha da güçlenmektedir. Bu bakımdan biz toplu sözleşmelerin her aşamasının demokrasiye yaptığı katkı açısından değerlendirmek zorundayız" dedi.

Editör: TE Bilisim