"Koronavirüsün mutasyona uğrayarak daha tehlikeli bir forma dönüştüğü doğru mu? Peki ya bunun tam aksini işaret eden bilimsel yayına ne demeli?

... Hatta yaklaşık iki hafta önce bu korkunun gerçek olabileceğini işaret eden bir araştırma hakkında haberler çıktı. Peki bu global krizin daha da kötüleşme ihtimali var mı? Virüsün değişimi, yani mutasyonu hakkında neler biliyoruz? Bugün bilimsel bulguları ve bunların ne anlama gelebileceğini irdeleyeceğiz.

Mutasyonlar ne anlatıyor

Daha önceki yazılarımızda virüsün nasıl bulaştığını, vücuda girdikten sonra hücrenin içine nasıl sızdığını anlatmıştık. Dilerseniz hafızamızı tazeleyelim... Virüs hücrenin içine girer girmez, kendini kopyalayarak çoğalmaya başlar. Bu kopyalama sırasında bazı hatalar olur. İşte bu hatalar sonucunda virüs değişime, yani mutasyona uğrar.

COVID-19 virüsünde yeni keşfedilen bir mutasyon salgının nasıl gelişeceği, hangi yöne doğru ilerleyeceği konusunda bize bazı bilgiler veriyor. ..(1) Bilim insanları mutasyon sırasında koronavirüsün genomundaki 81 nükleotidin silindiğini gördüler.

... 2018 yılında yayımlanan bir araştırma benzer bir mutasyonun SARS salgınında da meydana geldiğini gösteriyor ve virüsün güçten düşmesini genomundaki bazı nükleotitlerin silinmesine bağlıyor. (2)

Üstelik COVID-19’da da, aynı SARS’taki gibi belli bir proteinin üretiminde rol oynayan kodlar silinmişti. Bilim insanlarına göre, bu protein virüsün bağışıklık sistemine çaktırmadan hücreye sızma yeteneğini ve çoğalma hızını artırıyordu. Yani, meydana gelen mutasyon, virüsün replikasyon gücünü azaltarak hastalık yapma kabiliyetinin yok olmasına sebep oluyordu.

Endişe verici bir rapor

Salgının geleceğine dair moral bozucu bir tablo çizen çalışma ise New Mexico’daki Los Alomos Ulusal Laboratuvarlarına ait. Bu araştırma henüz yayımlanmamış olmasına rağmen Türkiye de dâhil olmak üzere pek çok ülkede ses getirdi. Raporu hazırlayan bilim insanları virüste şimdiye kadar 14 mutasyona rastladıklarını ve bunlardan birinin endişe verici olduğunu, çünkü virüsü daha bulaşıcı bir hâle getirdiğini belirtiyorlar. (3)

İngiliz bilim insanları ise 7500 kişiden aldıkları virüs örneklerini incelediklerinde 198 mutasyon tespit ettiklerini ancak Los Alomos raporunun aksine bunların hiçbirinin virüsü daha tehlikeli bir hâle getiren bir değişim olmadığını belirtiyorlar. Yani virüsteki mutasyonlar, ilk olarak Wuhan’da ortaya çıkan virüsün genetik kodundan daha ölümcül ya da daha bulaşıcı değildi.

Nasıl yorumlamalıyız?

Peki, birbiriyle çelişkili bu bilgileri nasıl yorumlamalıyız? Öncelikle Los Alomos raporunun henüz yayımlanmamış olmasına rağmen bu kadar ses getirmesini, bilimsel dayanağından ziyade medyatik olmasına bağladığımı söyleyebilirim. Henüz hakem onayı almamış bir araştırmadan bu kadar çok bahsedilirken, SARS ile COVID-19 arasındaki ilginç benzerliğe, ortak bir mutasyona dikkat çeken çalışmanın geri planda kalmasının başka bir açıklaması olamaz. Belirli çıkar gruplarının söz konusu çalışmayı parlatmak için bir lobi faaliyeti yürüttüklerini düşünmek mümkün.

Tabii bu mutasyonun yeni koronavirüsü nasıl değiştireceği, salgının seyrini nasıl etkileyeceğini kesin olarak bilmek şimdilik imkânsız. Daha çok araştırma yapılması gerekiyor. Ama bildiğimiz kadarının umut verici olduğunu söyleyebilirim."

Dr. Ümit Aktaş-Yazının tamamı için Tıklayınız

Editör: TE Bilisim