663 sayılı KHK ile i Sözleşmeli yöneticilik sistemine geçilmeden öncede sut fiyatları vardı. Hastanelerin kazancı yine sut üzerindendi. ve SGK yine vardı. Satın alma yapılırken SUT fiyatı geçilmez, SUT fiyatının altında alım yapılması için sarf edilen çabanın tarifi olmazdı. SUT fiyatının en az %8 altında olmalıydı alınan malzeme. Bunun içinde her bir yönetici farklı bir süreci yönetir altına imzasını atar ve sorumluluk alırdı.Tabi küçük hastanelerin alımının az olması, kargo maliyeti, teklif veren firmaların azlığı ve benzeri sebepler ile bunu gerçekleştirememekteydi.  Sağlık Bakanlığının yönetim şeklini değiştirip 663 Sayılı KHK ile sözleşmeli yöneticiliğe geçerken hedeflerinden biride il bazında satın almaların yapılarak, maliyetin azalması, alımların toplu miktarlarda daha uygun fiyata alınması hedeflenmişti. İlk Kamu Hastane Birlikleri kurulduğunda gerçekten yapıldı da bu. İldeki tüm satın alma Kamu Hastane Birliklerinde yapıldı. Hastanelerin ihtiyacı olan malzemeler Stok Koordinasyon Birimi aracılığı ile ihtiyacı kadar hastaneleer dağıtıldı. O dönemde eskiden şu kadara alınan malzemeyi şu kadar daha uyguna aldık diye konuşulur haberler yapılırdı. Sözleşmeli yöneticiliğin cilvelerinden olsa, bakış açısı değişti.Kimse masaya yumruğunu vurmak istemedi. Çünkü sözleşmeli yönetici atanabilmek için sevilmek gerekiyordu. Ve maalesef kimsede doğru söyleyen, israf diyen, bu böyle olmaz diyenleri sevmiyordu. Sözleşme imzalayanlar karne parametreleri değerlendirme doğrultusunda görevden alınacaktı ama biz şimdiye kadar karne parametreleri nedeni ile görevden alınan yönetim duymadık. Vardır da belki biz duymamışızdır. Satın alma aşamasında fiyatların bu kadar yükselmesine sebep olduğunu düşündüğümüz aksamaları sıralamak istedik.

  • Öncelikle sağlıkta sözleşmeli yönetici olarak atanan personelin sağlık personeli olmaması. Şimdi ne alaka denebilir. En basit örnekten gidecek olursak, Damla ayar setinin ne olduğunu bilmeyen, nasıl bir işe yaradığını bilmeyen bir kişi nasıl olacakta piyasa fiyat araştırmasında çıkan bedelin doğru olduğuna karar verecek. Zaten çok önemli acil,olmaz ise olmaz denince bir Sut üstü tutanagı tutularak malzeme alınıyor. Bu alım fiyatı MKYS işleniyor. Sonra diğer kurum MKysde bu fiyat var denilerek alım yapılıyor. Bir başka hastane o yüklü alımda bu fiyata alınmış az miktarda fiyat artıyor denilerek olmaz ise olmaz malzeme mantığı ile malzemenin alış fiyatı biraz daha artıyor. Sistem bu şekilde işlemeye devam ediyor. Firmalarda her seferinde biraz daha yükseltiyor. Sonra borç ödeme gün sayısı artıyor. Firma bunu da üstüne ekliyor. Bakıyorsunuz SUT fiyatı 1 lira olan malzeme 75 liraya alınıyor. Dedik ya kısır bir döngü halini alıyor.
  • Sözleşmeli yöneticilikte il sağlık müdürlüğü çatısı altında birleşme oldu. Bu birleşmede tepe yönetici olarak atananların saha çalışmasının olmaması, sağlık personeli olmaması, alım satımlarda sürekli olarak hastanelere yetki devrinin yapılması, ihalelerin yaklaşık maliyetinin hazırlanmasında, piyasa fiyat araştırmasının yapılmasında, ihale komisyonunda tek bir başkan, başkan yardımcısı göremez hale geldik. Belki has bel kader uzman, şube müdürü, bazen onlar bile olmuyor. İl Sağlık Müdürlüğü tarafından organizasyonu yapılan ihalede bakıyorsunuz yaklaşık maliyeti hazırlayan, piyasa fiyat araştırmasını ve alımı yapan kişilerin hiç bir eğitimi yok. Sahada görev yapan insanlar. Ama satın alma ile ilgili bir eğitim olduğunda(Antalya, Bodrum, Kuşadası v.b) eğitimde başkanlar, başkan yardımcıları, uzmanlar ,müdürler, satın alma birimi çalışanları oluyor.Ama ihalenin hiç bir aşamasında bu insanları göremiyoruz. Böyle olunca da sistem aksaklıklar yaşanması normalleşiyor.
  • Hastanelerde de durum farklı değil maalesef, hastanenin kadrosuna bir bakıyorsunuz hemen hemen hepsi hastane dışından atanmış, sağlık personeli değil, sahanın tozunu yutmamış. Bir gecede sınav yok, lisans mezunu olma dışında bir kriter yok sözleşmeli yönetici olunmuş. Öyle olunca da bilmediğin süreci yönetemiyorsun. Maalesef hastanelerde yapılan malzeme alımlarına bakıyorsunuz. İsteği yapan, şartnameyi hazırlayan, piyasa fiyat araştırmasını yapan, muayene kabulü yapan hep aynı kişiler. Yasa ve yönetmelikleri takip etmesi gereken, tek işi satın alma olan satın alma birimi elemanları, ve bulunduğu kadrodan daha fazla maaş alarak sözleşme imzalayan sözleşmeli yöneticiler bu sistemin içinde yer almıyor.Birimde çalışan hemşire, doktor, sağlık memuru, bilmediği, kendisine hiç tebliğ dahi edilmeyen satın alma sürecinin içinde buluyor kendini. Bu arada yaptığı asıl iş aksamadan. Mümkün mü? Birimde çalışan bir sağlık personeli nasıl teknik şartnameyi yasa ve yönetmeliklere uygun mu diye kontrol edebilir, vakit ayırıp şartnameyi rekabet oluşturacak şekilde sürekli olarak nasıl güncelleyebilir, Klinikte hasta bakarken nasıl olur piyasa fiyat araştırması yapabilir. Klinikte hasta bakarken nasıl rekabet için daha fazla tedarikçiye ulaşabilir. Ve en acısı da engin bilgi ve tecrübelerinden, mükemmel olduğunu iddia, malzeme eksik olursa, şikayet olursa sana hesap sorarım diyen eden yöneticilerin tek bir imzası olmadan alıma karar verebilir.
  • Satın alma süreçleri il sağlık müdürlükleri bünyesinde yapılsa, yetki devri yapılarak, hastanelere bırakılmasa, teknik şartnamenin oluşmasından, ihtiyacın belirlenmesine, yaklaşık maliyetin oluşturulması, ve ihale aşamasının her birinde bir başkan, başkan yardımcısı, uzman ve satın alma birimi çalışanı görev alsa, imza atsa ve sorumluluk alsa acaba ne olurdu.
  • Hastanelerde de benzer durum söz konusu aslında , teknik şartnamenin oluşmasından, ihtiyacın belirlenmesine, yaklaşık maliyetin oluşturulması, ve ihale aşamasının her birinde müdür,müdür yardımcısı ve satın alma birim çalışanları yer alsa ve imza atarak sorumluluk alsa acaba ne olurdu.
  • İmzam olmadığı sürece siz yaptınız benim sorumluluğum yok mantığı mıdır süreci bu hale getiren. Aksaklık olduğunda sadece hesap sorup müfettiş çağırmak mıdır sözleşmeli yöneticilik.
  • Satın alma komisyonunda yer alan komisyon üyelerine %10 verilmesi sistemde başka bir çarpılıga neden oluyor. Satın alma biriminde çalışmayan, sözleşmeli yönetici olmayan, malzemenin teknik özelliklerinden bir haber bir birim çalışanı piyasa fiyat araştırmasında görevlendiriliyor.Malzemeyi bilmiyor, teknik şartnameyi hazırlamamış, muaynesini yapamıyor, satın almada  biriminde değil, başka bir birimde aktif olarak görev yapan biri nasıl doğrudan teminde piyasa fiyat araştırması yapabilir. Yaparsa ne kadar sağlıklı olur?

Aslında temel sebep LİYAKAT. Atamalarda liyakat olsa işini bilerek yapsa imza atmaktan sorumluluk almaktan korkmayacak, süreci sahiplenecek. Ancak, sağlığın işleyişini bilmeyen kişiler, sahanın tozunu yutmamış kişiler yönetici olarak atanınca imza atmayan, sorumluluk almayan, sadece hesap soran bir mantıkla hareket edilince kimse SUT fiyatına alım yapılabilir mi diye bakmıyor. MKYS' deki en yüksek fiyat mantığı yaklaşık maliyet olarak alınabilir mantığında SUT fiyatı ile satın alma fiyatları arasındaki makas açıldıkça açılıyor. Bir an önce satın alma sisteminde acil düzenleme yapılmalı ve sözleşmeli yöneticiler sistemde sorumluk alacağı düzenleme yapılmalıdır. Sorumluluk alan, imzasını atmaktan çekinmeyen can siper hane çalışan sözleşmeli yöneticilere saygılarımız sunarken, sorumluluk almayarak sistemin maliyetlerinin her geçen gün artmasına sebep olan yöneticilerin sorumluluk alacak şekilde düzenleme yapılmasının sağlanması gerekmektedir.

Editör: TE Bilisim