Covid-19 pandemisi,  başta ağır hasta sayısı olmak üzere artarak devam etmekte. İllerde hastanelerin yoğun bakım yatak sayıları artırılmakta, ilave yataklar konulmakta, sınırlamalar getirilmekte, kamu spotları hazırlanmakta. Aslında devlet tüm imkanları ile bu mücadelede yer almakta.

Eksik olan ne o zaman diye soranlar olacağını ve bir sürü eleştirilere sepep olunacağının farkındayım. Ancak eksik olanı dilimin döndüğü kadarı ile anlatmak itsiyorum.

Öncelik ile bu savaşın kahramanları sağlık çalışanlarının incitildiğini düşünüyorum. Evet sağlık çalışanları incitildi. Mücadeleden asla vazgeçmedi ama kırgın ve umutsuzlar.

Yıllardır beklentileri olan 3600 ek gösterge ve tek kalemde yoksulluk sınırının ütünde bir maaş beklentisi olmadı. Elbette tek beklentileri bu değildi ama, en azından ekonomik kaygılardan bir nebze rahatlamak onların en büyük hakları idi. Ancak hala ses çıkmadı çıkmayacak gibide görünüyor.

Anlaşılan bu konuda ne sözleşmeli yöneticiler, nede sağlık çalışanlarını temsil eden sivil toplum kuruluşları sağlık çalışanlarının kırgınlığını anlatabilmiş değil. Kopyala yapıştır sosyal medya paylaşımları ile sağlık çalışanlarının hakkı aranmıyor. Farkında değil misiniz paylaşımlarınızı beğenen sayısının yokluğunun. Sözleşmeli yöneticiler ise zaten her ayın 15’inde bulunduğu kadrodan daha fazla maaşı tek kalemde alıyor. Eli cebinde, tek kişilik makam odalarında basın dışında, sosyal medya dışında sahada göreniniz yok denecek kadar azınlıkta. Ama söz konusu basın olunca ne kadar güleryüzlü  ve alakalı oldugunuzu görme şansımız oluyor. 

Sağlık çalışanları küçük odalarda mesafe kuralına uymaları mümkün değilken onlar tek kişilik odalarından asla taviz vermiyorlar. Hastanelerin  hangi alanların  yogun bakım olma kararları alınırken bu ayrıcalık neden. İki kişilik odalardan yönetilemiyor mu?Sağlık çalışanlarına neden covid oldun diye soran, covid oldu diye dalga geçen yöneticiler iz neden covid oldunuz. Hem de birlikte. Ayrı odalarınız var iken, yemekhaneye dahi çıkmıyor iken neden birbirinize bulaştırdığınızı çalışanlar konuşuyor. Neden covid oldun diye sormadan önce be neden ve nasıl oldum diye bir düşünün isterseniz.

Sağlık çalışanını aramayan, nasıl oldun demeyen, bir şeye ihtiyacın var mı diye sormayan Sağlıkta sözleşmeli yöneticilerimiz acaba hastaneye yatan kimleri ziyaretr etmektedirler, hal hatır sormaktadırlar.  Korkmayın hiçbir sağlık çalışanı sizden bir şey istemez ama önemsendiğini hisseder. Gerçi pandeminin başlangıcında bu konuda Bakanlık bir Çalışan Güvenliği ile ilgili Resmi yazı yayımlamıştı. Acaba kaç sözleşemli yönetici uyguladı. Uygulamaya gerek var mı? Nasıl olsa sözleşmeler hiç bir kritere bakılmadan dogru iletişim ile uzatılıyor.

Sağlık çalışanları bu mücadelede yoruldu, yıpratıldı. Hem de süreci iyi yönettiği varsayılan ve sözleşmeleri karne parametrelerine rağmen uzatılan sözleşmeli yöneticiler nedeni ile. Sözleşmeler otomatikmen uzayınca elbete bir güven geldi.

İl Sağlık müdürlüğü kendi bünyesinde geçici görev ile çalışan sağlık çalışanlarını bulunduğu kadroda yer alan kurumlara göndermedi. Esnek mesai uyguladı, ama bu defa akıllı davranıp sosyal medyadan paylaşım yapmadılar. Sonuçta bu sağlık çalışanları geçici görev ile çalışan personelin mesai saatinde sosyal etkinlik paylaşımlarına da çok şahit oldu. Yerel basında yer alan haberlere ve sivil toplum kuruluşlarının belli belirsiz tepkilerine rağmen.

Hastanelerde benzer durum aynen devam etmekte. Kalite birimlerinde çalışanlar aynı devam etmekte. Sözde çok çalışıyor versiyon 6’nın yayımlanması sebebi ile sürekli form yapılıyor. Yetişemiyorlar. Ama bakıyorsunuz öğlen eve gidiyor, çayı kahvesi eksik değil, esnek mesaiye en önce talip, odasında müzik eşliğinde muabbet, öyle can hırala bir koşuşturma görende yok. Merak ettiğimden soruyorum versiyon 6 nın uyarlanması kaç sağlık çalışanı tarafından ne kadar zaman da yapılır. 1 ay 1 yıl ne kadar sürer. 1 yıl sürer ise acaba Kalite biriminde çalışan personelin yeterliliğini sorgulamak gerekir mi? Ya da yöneticiyi mi sorgulamak gerekir?

Hastanelerde çalışan sağlık çalışanlarının geçmek istediği en önemli birimlerden biride Tıbbi Sarf Birimleri. Özellikle alımların DMO’dan yapılacak olması ile daha da şartları iyileşen ve güzelleşen birimler. Öncelik ile artık ihale hazırlığı ve ihale süreçleri azaldı. Ancak Tıbbi Sarf Biriminde çalışan sayısı ıda bu dönmede azaltılmadı. Aksine artıkça arttı. Sahi bir tıbbi sarf biriminde kaç çalışan olmalı. Tıbbi sarf biriminde çalışan bir personel yoğun bakım da çalışan personele yakın ek ödeme alır ise elbette taliplisi artar. Nöbet yok. Ek ödeme güzel. Hasta yok.

Evet bir de bu dönemde de çok çalışan enfeksiyon kontrol hemşireleri var. Hastalandığında personeli aramayan, neler yapması gerektiğini söylemeyen. Sahi şuan da bir hastanede kaç enfeksiyon kontrol hemşiresine ihtiyaç vardır. Sonuçta kendilerini sahada gören var mı? Onlar bu dönemde neden pandemi yönetiminde aktif değiller. Neden taşın altına ellerini koymazlar. Bir odada akşama kadar ne iş ve işlemler yapılmakta. Sahi tüm gün aktif midirler iş gücü iş yükü analizi yapılsa tüm yapılan işlem ne kadar zamanlarını alır.

Hastanede eğitim birimlerinde de aynı durumda çalışan sayısında bir azalma olmadığı gibi covid-19 pandemisi nedeni ile de zaten eğitimde yapılmamakta. Ancak eğitim biriminde çalışan arkadaşlarımız her zamanki gibi çok yoğun ve yorgunlar.

Sağlık çalışanları il bazında ve hastaneler bazında yapılan ayrımcılıklar nedeni ile de moralsiz.

Sayın sözleşmeli yöneticiler bilin ki emeklilik dilekçesi vermeyi planlarken emekli olamayan sağlık çalışanını sahada aktif olarak çalıştırırken, geçici görev ile çalıştırdığınız, kalite biriminde , tıbbi sarf biriminde, eğitim biriminde v.b. her alanda yapmış olduğunuz iş ve işlemleri görüyor sağlık çalışanları.

Sayın sağlıkta sözleşme imzalayan sözleşmeli yöneticiler bu süreçte sağlık çalışanlarının ekonomik şartlarında iyileştirme yapmak sizin elinizde olmaya bilir ama ayrımcılık olmadığına, adam kayırma olmadığına çalışanları inandırmak sizin elinizde.

Bir iş gücü iş yükü analiz yapın. Bakalım o kadar personele ihtiyaç var mı? Çok değil tüm birimlerin iş gücü- iş yükü analizi en fazla bir haftanızı alır. Sonra her toplantıda diyecek misiniz Kalite birimi, enfeksiyon kontrol hemşireleri, eğitim hemşireleri ve tıbbi sarf birimi nefes almadan çalışıyor diye.

Bu dönemde sayıları hızla artan süpervizörlerin yogunlundan bahtetmemek haksızlık olur. O kadar yogunlar ki bir klinikte 4-5 saat tek bir hemşire ile muabbet ederek geçirebilmekte ve dogum günü için yaş pasta hazırlanabilmekte. Yemekler hazırlanıp yenebilmekte. Sayıları her geçen gün artmakta. Covid-19 pandemisi olan hasta ya bakmadıkları halede pandemide çalışanlar listesinde gösterilip ek ödemelerini o gruptan alanlarda var oldugu çalışanların arasında yer alan bilgi.

Birde sözleşmeli yönetilerin odalarında siğara içtiği iddası var ama biz buna inanmak istemedik. Yorumda yapmak istemiyoruz. İçmezler dimi? Hiç bir kriter baz alınmadan, sınava tabi tutulmadan özleşem imzalayan ve sözleşmesi uzatılan yöneticilerimiz bunu yapmaz. Yapmaz . Biz inanmıyoruz.Kendilerine duyulan güveni bu kadar su istimal etmezler diye bir düşüncemiz mevcut.

Tüm bu yazdıklarımız işini düzgün yapanlara değil yapıyormuş gibi yapanlara. Gerçekten emek sarf eden, yapan tüm sağlık çalışanlarına ve sözleşmeli yöneticilere minnettarız

O çok çalıştıgına sizi inandıran personelin  molasını görüyor sağlık çalışanları. 

Sayın Sağlık Bakanımız Lütfen sözleşmeli yöneticilerin son vermedikleri bu ayrımcılıga siz son verin.

Editör: TE Bilisim