Sözleşmeli yönetici atamaları ülke gündeminden hiç düşmüyor. Kimi zaman yerel basında, kimş zaman ulusal basında yer alıyor. Çalışanların ise hemen her günkü gündemi. Atanan uzaman için birimde çalışana sen buna işi ögret denirse,

müdür, müdür yardımcısı

-şimdi siz burda ne iş yapıyorsunuz

-satın alma evraklarına imza atmam,

-bir sorun çıkarsa en alttaki sizsiniz hesap size sorulur,

-mesaide eski arkadaşları ile kahve muabbetinde olan

-mesaiden önce çocugunu okula alma bırakma görevinin önemli oldugunu düşünen

-personel arasında ayrımcılık yapan

-işin aslında böyle olması gerekiyor ama ben ne yapayım gücüm yetmiyor diyen

-her pazartesi mesaiye bu hafta falanca vekil ile birlikteydim diye başlayan

-sağlık çalışanları ile görüşmezken, yetkili sendika temsilcileri ile odasında yemek yiyen

-sorun iletildiğinde çözmek yerine benim üyem naraları atan

- mevzuata aykırı görevlendirmeler yapan

-iş bilmediği için birim sorumlusunu kral yapan, birim sorumlusunun mobbingine izin veren

-kuruma geldiğinde çalışanlara selam vermemek için başı önünde yürüyen müdürler, başkan, başkan yardımcıları olay sosyal medyada yer alacagında samimiyet abidesi oluveriyor

-Kurumlarının kapısından dahi ugramayan müdürler, uzmanlat, başkanlar ve başkan yardımcıları

Bu yukarıda sayılanlar artık kurumda çalışan herkesin dilinde olan günlük konuşmlar. Son zamanlarda yapılan ve yapılamayan sözleşmeli yönetici artamaları her kesimden tepkiye neden oluyor. Bir sınav olmayınca, lisans mezuniyetinin yeterli oldugu sistemde herkesin herkesi eleştirme hakkıda otomatikmen dogmuş oluyor. Lyakat sahibi olanda aynı kefede değerlendiriliyor olmayanda.

Özellikle son günlerde yetkili sendikada yapılan atamalarda liyakat vurgusunda bulunmaka. Liyakat ve sınav ile sözleşmeli yönetici atama talebinin yetkili sendikadan gelmesi çalışanlar arasında oldukça olumlu talep görmekte.

Çalışanlar, sorunlarına çözüm bulan, taşın altına elini koyan, birlikte adım atabilecekleri yöneticiler ile çalışmak istemekte. Diğer türlüsünde onlarda mesai suya sabuna dokunmadan bitirmek istemekteler.

Sözleşmeli yöneticilik sistemi ilk kuruldugunda basına yansıyan haberler hizmet odaklı, çözüm odaklı yaklaşımlardı. İhaleler kamu hastane birlikleri tarafından yapılır, her hastanenin kendi ihtiyacı olan mazeme için dahi dogrudan temine izin verilmez, dogrudan temin yapılması gerekiyor ise tüm hastanelerin ihtiyacı için yapılırdı. Şimdi her ilde her hastane kendi ihtiyacım diyerek dogrudan temin limitinde alımlar yapıyor. Bu da maliyetlerin artmasına sebep olmakta. Sahi il sağlık müdürlüklerinde bu satın alma iş ve işlemleri için başkanlıklar, başkan yardımcılıkları ve uzmanlar var değil mi? Pardon bir de il sağlık müdürlüğünin kadrosu dolu oldu halde kadrosu dolu olmayan hastanelerden gecici görev ile çekilen personelleri unutmayalım. Sut fiyatı üzerinden alınan malzemelerin alım fiyatları analiz edilse yükselmesine sebep dogrudan temin ile yapılan az alım miktarları olabilir mi acaba? Yada bir malzeme ihale ile kaça alınmış, dogrudan teminile kaça alınmış bir analiz yapıla bilir mi? Nasıl olsa ben imza atmıyorum mantıgı ile analiz yapmaya gerekde yoktur. Gerçi geçerliliği olmayan karne parametreleride bununla ilgili bir parametre var ama, sonuçta Sözleşmeli yönetici atamalarında kriterin karne parametreleri olmadıgına saha defalarca şahit oldu.

Her zaman belirttiğimiz gibi sağlığı sağkcıdan daha iyi kimse bilemez, ancak daha dün klinikte nöbet tutan sağlık personelini bir sürecin başına gertirirseniz iyileştirme beklemek hayal olur, süreci yönetmesi için altında çalışan elemanın çabasına bağlıdır. Kimsede artık kendi taşın altına elini koymayan yönetici için taşın altına elini koymak istememektedir.

Hükümetin yapmış oldugu yatırımlar ile sağlıkta elde ettiğimiz başarı Dünya Sağlık Örgütü tarafından dahi takdir görmektedir. Bu durum Covid-19 pandemisi ilede dahada gün yüzüne çıkmıştır. Yapılan bu kadar emegin, çabanın heba olmaması için Sağlıkta yönetici atamalarının Liyakatın baz alındığı bir sınav sistemi ile olması sağlanmalıdır. Başka türlüsünde herkesin derdi gelecek dönem için koltugunu korumaktan öteu-ye gitmeyecektir.

Yaşanan süreçte malesef , sivil toplum kuruluşlarının isteklerini yerine getirmediği için karnesi 90'ların üzerinde olan sözleşmeli yöneticilerin sistem dışına itildiği görülmektedir. Karne parametresi başarısız olan bazı sözleşmeli yöneticiler ise tanıdık kontejyanından liste oluşturabilmektedir.

Odasından çıkmayan, niye covid-19 oldun diye hesap soran, kendisi maske mesafe kuralına uymayan, çalışanları bizden, bizden değil diye ayıran, bulunduğu kadrodan daha fazla maaş alma imkanına sahip olan, çalışanına bir geçmiş olsun idyemeyen kişiler sadece sağlık çalışanlarını küstürmektedir.

Kamuda memur dahi olmayan, sağlık personeli olmayan, tecrübesi olmayan, tanıdık referansı ile yapılan  atamalar ile malesef süreç çıkmaza dogru gitmektedir

Sağlığı sağlıkcılar yönetmeli ancak kendini yetiştirmiş, tecrübe sahibi olanlar. Sağlık çalışanları tüm bunlara şahit olduktan sonra arrtık SADECE VE SADECE LİYAKAT BAZLI ATAMA SİSTEMİ İSTEMEKTEDİR.

Editör: TE Bilisim