Anlayacağınız hastalar da, hekimler de çok gergin…

Hem hekimler, hem de hastalar yaşadıkları sıkıntılar karşısında çaresiz ve ruh sağlıkları çok iyi durumda değil.

Hasta ve yakınları haftalarca, aylarca muayene randevusu alamamaktan yakınırken, hekimler hak kayıpları ve iş yoğunluğu nedeniyle çıkmazda!

MHRS’den randevu alamayan hastalar hastalıklarına şifa bulmak için acil servislere akın etmekte…

Acillerde bir hekim başına düşen hasta sayısı yaklaşık 150- 200 civarında…

Bazen bu sayı yükselebiliyor da…

Daha önce kamu hastanelerinde bazı branşlarda hekimin yetersiz hatta bulunmadığını da paylaşmıştık…

Nedenleri ise ortada…

Hastalarına yeterli zaman ayıramamaktan dolayı sıkıntı yaşayan hekimler ne yapacaklarını şaşırmış durumda…

***

“Acil servisler polikliniğe dönmüş durumda… İşin kötüsü de acile gelenlerin ‘acil’ bir durumlarının olmaması. Randevu alamadığı için insanlar acillere akın ediyor… Acil servislere başvuran hastaların yüzde 70’inden fazlası normal poliklinik hastası… Böyle olunca da bu yoğunlukta kalp krizi geçiren bir hasta da atlanır, beyin kanaması da… Hasta yükü çok… Kıvılcımdan alev çıkıyor… Sonra o nöbette yüzlerce hasta bakan doktor suçlu olur… Şiddet almış başını gidiyor. Hasta ve yakınları hastanelere hekim ve sağlık çalışanıyla kavga etmek, dövmek için geliyor…” diyor hekimler.

***

Hastalar ise daha da çaresiz…

Kimileri “20 gün”, kimileri de “Aylardır randevu alamıyoruz!” diye dert yanıyorlar…

Ameliyat randevuları da ona keza…

“Bu randevular hep mi dolu Allah Aşkına! Özele gitmeye mecbur bırakılıyoruz…” diyen vatandaş iktidara da şöyle sesleniyor:

“Eskiden kuyruk var diyorlardı ama şimdi eskiyi arar olduk. Sabahın köründen, gecelere kadar beklemeye razıyız. Yeter ki muayene olup ilacımızı alıp, tedavimiz olsun. Bakanlık yetkililerinden bu sistemi bir an önce düzeltmelerini istiyoruz. Hal kalmadı bizde, yeter artık! Özellikle kardiyoloji, göz, cildiye, ortopedi ve diş alanlarında randevu almada hekim bulmada zorluk çekiyoruz…”

***

Şimdi…

Ak Parti iktidara geldikten 1 yıl sonra yani 2003 yılında Sağlıkta Dönüşüm Programı başlatmıştı.

Genel Sağlık Sigortası (GSS), aile hekimliği, SSK, Bağ-Kur, Emekli Sandığı hastanelerinin tek çatı altında birleştirilmesi, ilaç fiyatlarının düşürülmesi dönüşümün “halk” odaklı ayaklarıyla…

İlk yıllarda sağlık hizmeti sunumunda vatandaşa bahar havası yaşatıldı…

Ak Parti iktidarının sağlık alanındaki bu “reformu” sağlık hizmetlerinde memnuniyet oranını yüzde 39’lardan, yüzde 70‘lerin üzerine çıkarttı.

Doğal olarak bu memnuniyet seçimlere de yansıdı ve Ak Parti’nin oylarını arttırdı.

Ve 2007 yılının Temmuz ayında yapılan seçimlerde Ak Parti’nin oylarının bir bölümü sağlıktan geldi.

Sağlık her şeyin başı değil mi?

Özellikle son yıllarda hem hastaların, hem de hekim ve sağlık personelinin yaşadığı sıkıntılar göz önüne alınırsa…

Durum ne olur acaba?

Ekonomiden bahsetmiyorum bile…

Lale Akasoy-Yeni Dönem

Editör: TE Bilisim