Liyakat, Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü’nde “bir kimsenin, kendisine iş verilmeye uygunluk, yaraşırlık durumu ” olarak tanımlanır. Yeterlilik ilkesi olarak da adlandırabileceğimiz liyakat, verilen görevi başarı ile yapabilme yetisi olarak tanımlanabilir. Göreve kabul edilme ve yükselmelerde “bilgi, görgü ve diplomayı” esas alan bir anlayıştır.

Liyakat dilimize Arapçadan geçmiş bir sözcüktür. Ülkemizde özellikle son zamanlarda sıkça kullanılmaya başlayan bir kelimedir. Layık sözcüğü ile aynı kökten gelir. Liyakat, aslında en basit anlamıyla işinin ehli olmak o işe yakışan davranışlar sergilemek demektir.

Liyakat bir yandan toplumda, insanlar arasında ve çeşitli mesleklerde düzeni sağlamaya yarar. Bu bakımdan liyakat yaşamın her alanında dikkat edilmesi gereken bir kavramdır. Liyakate önem vermeden yapılan atamalar ve terfiler kötü sonuçlara yol açabilir. İşler ve ilişkiler verimsizleşir. Bunun sonucunda kurumlar çöküp, şirketler iflasa bile sürüklenebilir.

Liyakatlı bir atamada, o kişinin işin gerektirdiği asgari bilgiye, vizyona ve işi yapabilecek psikolojik yeterliliğe sahip olması gerekmektedir. Artık bilgiye ulaşmak kolaylaşmıştır, insanlar hemen her konuda kısa sürede bilgi sahibi olabiliyorlar. Ancak vizyon kişinin gelecek öngörüsünün genişliğidir. Bu kısa sürede alınacak eğitim ya da eğitimlerle sahip olunabilecek bir şey değildir. Uzun bir dönemde elde edilen bilgi, deneyim, öngörü, okuma, kültür, sanat vb. birçok alanın bir potada eritilerek oluşturulması gereken bir şeydir. Bir kişi herhangi bir konuda bilgi sahibi olabilir ama vizyonu olmazsa o bilginin de bir değeri olmaz. Vizyonu olmayan birisinin liyakatinden de söz edilemez. Psikolojik yeterlilik ise kişinin adalet, denge, düzen, sakin çalışma, sabırlı olma gibi alanlarda yeterliliği olarak tanımlanabilir. Psikolojik yeterliliği olan ve liyakatli kişiler, beraber çalıştıkları kişilere adil davranırlar, profesyonellikten şaşmazlar. Kendilerine verilen işi emanet sayarlar. Emanetlerini sonuna kadar korur ve yerine getirmek için ellerinden geleni yaparlar. Kendi isteklerini ön planda tutmazlar. Bir işte yapılması gereken neyse onu yaparlar. Kendisinden istenen şeyin uygun olmadığı durumlarda daha kolay itiraz ederler. Görevlerini kötüye kullanmazlar. Kendilerini sürekli geliştirirler ve yeniliklere açıktırlar.

Son dönemde yapılan atamalarda yukarıda özetlediğim kriterlere ne kadar uyulduğunu yakın çevrenize bakarak kolaylıkla değerlendirebilir ve sonrasında yaşanan olumsuzlukların nedenlerine ulaşabilirsiniz.

Bizler sağlık alanında uzun yıllar yöneticilik yapan hekimler, hiçbir devlet dışı güce dayanmadan ve siyasilerin yasa dışı isteklerine onay vermeden görev yaptık. Ülke ve kurum çıkarlarını hep ön planda tuttuk. Başarımızın temel nedeni de buydu. Eğer sağlık alanında tekrar bir başarı isteniyor ve bekleniyorsa öncelikle kamuda liyakatli atamalara tekrar dönülmesi ve kamu sağlık yöneticilerine hak ettikleri desteğin tekrar verilmesi gerekmektedir. Liyakatsiz atamalar, sağlık alanında kanserli hücrelerin vücudu sarmasına ve kamu sağlık sisteminin her geçen gün daha da güçsüzleşmesine neden olan en önemli nedendir. Unutmayalım kamuda başarının anahtarı liyakatten geçer. Kıssadan hisse

Alıntı-Turhan Sofuoğlu

Editör: TE Bilisim