Amirlere, yöneticilere.

Geleceğiniz yere bilgi, deneyim ve yeteneğinizle gelin. Personelin sizden öğreneceği farklı birikimleriniz, örnek alacağı farklı özellikleriniz olsun. Eksikleriniz varsa da, öğrenerek giderin.

Hiçbir makam, personelinize karşı yüksek sesle, kaba üslupla, küçümseyici tavırla konuşma; onların cesaretini kırma ve gururunu incitme hakkını size vermez. Personelin hatası varsa, onu değil hatasını eleştirin; amaç onu utandırmak olmasın, hatadan ders alınması olsun.

Bilgi, yetenek ve çalışkanlığıyla öne çıkan personelinizi zenginliğiniz olarak görün ve ellerinden tutun. Kıskançlık duygusuna kapılarak onları değersizleştirme, pasifleştirme gibi ilkel yollara başvurma tuzağına düşmeyin.

Bir personelle sorun yaşarsanız hemen yetkinize başvurmayın veya üst amire şikâyet etmeyin. Zor ama doğru olanı yapın ve sorunu kendi aranızda konuşarak, sükûnetle çözmeyi deneyin.

 İş yaptırırken emir verici değil, katılımcı veya ricacı bir dil kullanın.Telefonda sert tonda ve eleştirici üslupla konuşmayın; stres yaşatılan personelle sağlıklı iletişim kurulamaz. Sadece konuşmayın; dinleyin.

Kolay ulaşılabilir olun. Görüşmek isteyeni çevirmeyin; ayakta ve güler yüzle karşılayın, elini sıkın, rahat hissettirin ve dikkatlice dinleyin.

Amirlik pozisyonunuzu kendi fikirlerinizi dikte etmek veya planlarınızı uygulatmak için değil; personelin çalışmalarını desteklemek, sorunlarını çözmek, ihtiyaçlarını gidermek için kullanın.

Personele rastgele görevler vermeyin, yeteneklerini ortaya koyabileceği, iş tatmini duyabileceği ve değer üretebileceği işleri yapmalarına fırsat verin.Görev verirken, personelinize kendi bilgi ve yeteneğini kullanabileceği serbest bir alan bırakın. Onları yalnız emir alıp uygulayan elemanlar gibi görmeyin.

İşleri sadece kendinize yakın gördüğünüz personelle yürütmeye çalışmayın; benzer pozisyondaki personelle ilişki ve iletişim düzeyiniz benzer olsun.Personelinizin önemli günlerini hatırlayın, acılı ve sevinçli anlarında yanlarında olun, başarılarını övün,

Başarıları personelinize mal edin; yapılan hataları ise kendiniz üstlenin. Bu yüzden bedel ödemek zorunda kalsanız bile bunun tersini yapmayın.Bir asli göreviniz de, astları üst pozisyona hazırlamaktır. Onları, birikiminizi paylaşarak, yetki ve sorumluluk vererek, karar süreçlerine katarak, vekâlet bırakarak yetiştirin.

Geçmişte bazı iş arkadaşlarınızla ters düşmüş olabilirsiniz; bunları ya unutun ya olduğu zamana bırakın.Kritik konularda sorumluluk almak istemeyenler imza işini üst veya astlarına aktarmaya çalışır. Bu çekinceleri önlemek için her şartta personelin arkasında olacağınıza dair tam güven sağlayın.

Uyum sonradan da kazanılabilir bir tavır, yetenek ise derinliği olan bir değerdir. Uyumlu kişilerle çalışmayı düşünebilirsiniz; ama sırf bu yüzden yetenekli olanları gözden çıkarmayın.

Bir karar alırken deneyimli iş arkadaşlarınıza danışın, başkalarının beyin gücünden yararlanma şansınızı kullanmazlık etmeyin.

İnsan israfına karşı duyarlı olun, herkesin iş yapıp değer üretme ve ülkesine borcunu ödeme hakkına saygı gösterin. Hızlı personel devirlerinin hem performansı düşüreceğini, hem iş güvencesi algısını zayıflatacağını unutmayın.

Tüm müşteri ve tedarikçilerinize aynı mesafede durarak personelinize örnek olun.

Toplantılara ilgili ekibinizi de çağırın ve görüşmelerde aktif rol almaları için cesaretlendirin.

Yerine getiremeyeceğiniz hiçbir konuda personelinize söz veya ümit vermeyin. Ne onlara hayal kırıklığı yaşatın, ne de kendi saygınlığınıza zarar verin.

Personelin pozisyonlarını ve görevlerini belirlerken iş barışına, birlik ruhuna, iyi ilişkilere ve doğal iletişime zarar vermeyecek bir hakkaniyeti ve adaleti sağlamaya büyük özen gösterin.

Kariyer yolunda bilgi, beceri, yetenek, deneyim gibi vasıfların şansın önüne geçmesi için çaba gösterin, metotlar geliştirin.

Personelle ilişkilerinizde makam ve yetkinin değil, bilgi ve deneyimin, dahası sevgi ve saygının gücünü kullanın. Bunların emir ve talimattan çok daha etkili olacağını aklınızdan çıkarmayın.

(alıntıdır)

Editör: TE Bilisim