Konusu Suç Teşkil Eden Emrin Yerine Getirilmesi

T.C. Anayasası’nın 137’nci maddesinde; Kamu hizmetlerinde herhangi bir sıfat ve suretle çalışmakta olan kimsenin, üstünden aldığı emri, yönetmelik, tüzük, kanun veya Anayasa hükümlerine aykırı görürse, yerine getirmeyip, bu aykırılığı o emri verene bildireceği, ancak üstü emrinde ısrar eder ve bu emrini yazı ile yenilerse, emrin yerine getirileceği, bu halde, emri yerine getirenin sorumlu olacağı hükmü yer almaktadır.

Ancak; konusu suç teşkil eden emrin, hiçbir suretle yerine getirilmeyeceği, yerine getiren kimsenin sorumluluktan kurtulamayacağı hüküm altına alınmıştır. Bununla birlikte askeri hizmetlerin görülmesi ve acele hallerde kamu düzeni ve kamu güvenliğinin korunması için kanunla gösterilen istisnaların saklı olduğu ifade edilmiştir. (1982 Anayasası Md. 137/j) Anayasamızın “konusu suç teşkil eden emrin ifasının mümkün olmadığı” yönündeki bu amir hükmü doğrultusunda kanunlarımızda da paralel düzenlemelere gidilmiş olup, emrin ifası durumunda hem emri ifa edenin hem de emri verenin cezai sorumluluklarının bulunacağı unutulmamalıdır.

Bu bağlamda kanunsuz emir hususunda 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nda da (DMK) benzer düzenleme yapılmıştır. Bahse konu Kanun’un “Amir Durumda Olan Devlet Memurlarının Görev ve Sorumlulukları” başlıklı 10’uncu maddesinde; “Amir, maiyetindeki memurlara kanunlara ve Cumhurbaşkanlığı kararnamelerine aykırı emir veremez ve maiyetindeki memurdan hususi bir menfaat temin edecek bir talepte bulunamaz, hediyesini kabul edemez ve borç alamaz” şeklinde açıklamalara yer verilmiştir.

Aynı şekilde anılan Kanun’da; “Devlet memurları kanun ve diğer mevzuatta belirtilen esaslara uymakla ve amirler tarafından verilen görevleri yerine getirmekle yükümlü ve görevlerinin iyi ve doğru yürütülmesinden amirlerine karşı sorumludurlar. Devlet memuru amirinden aldığı emri, 49/80 Anayasa, kanun, Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ve yönetmelik hükümlerine aykırı görürse, yerine getirmez ve bu aykırılığı o emri verene bildirir. Amir emrinde ısrar eder ve bu emrini yazı ile yenilerse, memur bu emri yapmağa mecburdur. Ancak emrin yerine getirilmesinden doğacak sorumluluk emri verene aittir. Konusu suç teşkil eden emir, hiçbir suretle yerine getirilmez; yerine getiren kimse sorumluluktan kurtulamaz. Acele hallerde kamu düzeninin ve kamu güvenliğinin korunması için kanunla gösterilen istisnalar saklıdır” şeklinde hüküm yer almaktadır (657 sayılı DMK Md. 11). Diğer taraftan cezai sorumluluk açısından konuya baktığımızda da yine benzer hükümlere yer verildiği görülmektedir.

Bu çerçevede 5237 sayılı Kanununun 24’üncü maddesinde

; ➢ “Kanunun hükmünü yerine getiren kimseye ceza verilmez.

➢ Yetkili bir merciden verilip, yerine getirilmesi görev gereği zorunlu olan bir emri uygulayan sorumlu olmaz.

➢ Konusu suç teşkil eden emir hiçbir surette yerine getirilemez. Aksi takdirde yerine getiren ile emri veren sorumlu olur.

➢ Emrin, hukuka uygunluğunun denetlenmesinin kanun tarafından engellendiği hallerde, yerine getirilmesinden emri veren sorumlu olur.” denilmektedir.

Bu itibarla emrin konusunun suç teşkil etmesi durumunda emri yerine getirenin fail olarak sorumlu tutulacağı anlaşılmalıdır. Dolayısıyla memur, amiri tarafından verilen ve konusu suç teşkil eden emri yerine getirmemiş ise emrin konusunu oluşturan suç bakımından cezai sorumluluğu olmadığı gibi emri yerine getirmemekten dolayı da sorumlu olamayacağı aşikardır. Bu durumda emri veren amir açısından azmettirme hükümleri uygulanacaktır.

Editör: TE Bilisim