Sağlık alanındaki sorunları konuşmak üzere 1 Ekim’de Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’dan randevu talep eden Türk Tabipleri Birliği (TTB), 10 gündür hiçbir yanıt alamayınca eylem sürecini başlattı.

TTB Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, 15 Ekim Cuma günü, saat 21:00’de herkesi balkonlara ‘maaşlarını’ alkışlamak ve “Geçinemiyoruz” demek için davet etti. Hekimler seslerini duyurmak için önümüzdeki ay yedi bölgeden Ankara’ya doğru beyaz yürüyüş yapacak.

Hastayı beş dakikada görerek değerlendirmeye zorlayan sağlık sistemine “Dur” demek için mücadele ettiklerini belirten Fincancı, “Artık geçinemediğimizi, çalışma koşulları nedeniyle yaşananların sadece meslektaşlarımızı değil, tüm yurttaşları doğrudan sağlıksızlığa yönelttiğini, sağlık alanında ciddi bir çöküşle karşı karşıya olduğumuzu anlatmak istiyoruz. Haklarımızı alana kadar mücadeleye devam edeceğiz” dedi.

‘Çok daha fazla öldük’

TTB İkinci Başkanı Doç. Dr. Ali İhsan Ökten de pandemi sürecinin tüm toplumu ama en çok sağlık çalışanlarını, hekimleri yıprattığını belirtti: “Hepimiz çok daha fazla hastalandık, çok daha fazla çalıştık, çok daha fazla öldük. Pandemide tabii ki çalışacağız ancak bu koşuların kötülüğü, nöbet sistemi, her geçen gün artan hasta sayıları, şiddet, ekonomik ve özlük sorunlarımızın her geçen gün artması bizleri bıktırdı. Artık bu koşullarda çalışmak istemiyoruz. Tüm meslektaşlarımız geçinemiyoruz diyor.”

‘Bu sistem artık böyle yürümez’

Basın açıkmasını okuyan TTB Merkez Konseyi üyesi Dr. Meltem Günbeği, pandeminin mevcut sağlık sisteminin, toplum sağlığını korumak bir yana riske attığını, bulaşıcı ve kronik hastalıklardan, korumadığını ortaya çıkardığını söyledi.

Özel sağlık işletmeleri ve sermaye sahiplerini korumaya yönelik politikalara gelince hiçbir sınır tanınmadığını öne süren Günbeği, şöyle konuştu: “Salgın döneminde dahi iktidar bu anlayışından vazgeçmedi. Her gün yüzlerce insanımız yaşamını yitirirken, onlar sağlık sistemlerinin, şehir hastanelerinin güzellemeleriyle günlerini geçirdi. AKP’nin savunuculuğunu yaptığı ve uyguladığı sağlık sistemi toplum sağlığı için önemli bir risk halini almıştır. Artık bu sistemin yürütülmesi olanaksızdır. En kısa sürede toplumcu bir sağlık sistemine geçmek zorundayız.”

‘Çözüm önerilerimizi iletmek istedik’

Salgın döneminin, hekimlerin ve diğer sağlık çalışanlarının ne kadar değersizleştirildiğini de ortaya çıkardığını söyleyen Günbeği, şöyle devam etti: “Hekimler, salgın döneminde adeta can derdine düşmüşken, ama bu tehlikeye karşın canla başla çalışırken, aynı zamanda işsizlikle, işten atılmalarla, yoksullukla karşı karşıya bırakılmıştır. Salgın döneminde özel hastanelerde hekimler işten çıkarılırken, ücretlerini almazken Sağlık Bakanlığı’nın göstermelik kararlar dışında tepkisiz kaldığını gördük. Kamu hastanelerinde de salgın döneminde işten atmaların devam ettiğine, mezun hekimlerin işe başlatılmadığına şahit olduk, giderek yoksullaşmayı gün gün yaşadık. Bugün gelinen aşamada hekimler ‘Artık bu şartlarda çalışamıyoruz’ diyerek istifa ederken; emekli olurken ya da genç hekimlerimiz yurt dışına göç ederken tüm bu sorunları konuşmak, çözüm önerilerimizi iletmek için Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca’ya görüşme talebimizi ilettik. 1 Ekim 2021’de tüm kamuoyunun önünde bulunduğumuz randevu talebine bugün itibari ile sağlık bakanından yanıt alamadık. Şimdi soruyoruz: Sağlık bakanının hekimlerin çalışma koşullarını, sağlık ve yaşam sorunlarını, toplumun sağlığını hekimlerin örgütüyle konuşmasından daha doğal ne olabilir? Bu görüşme taleplerini karşılamak bir sağlık bakanının hekimlere ve topluma karşı sorumluluğu değil midir?“

Günbeği, hekimlerin ülkenin dört bir yanından “Mesleğimizi yapamıyoruz”, “Nefes alamıyoruz”, “Geçinemiyoruz” dediğini, kamudan istifaların her gün TTB’ye iletildiğini, çok ciddi bir yurt dışı göçü yaşandığını vurguladı: “Yurt dışı göçü varken çareyi 10 dakika içerisinde iki hasta randevusu vermede gören bir sağlık sistemi artık iflas etmiş demektir.  Bu şartlarda Sağlık Bakanı’nın randevu keyfiyetini beklemeye 10 günden fazla süre vermemiz mümkün değildir. Bugün iktidarın istifaları da göçleri de durdurmaya yönelik hiçbir adımı yokken biz, hekimlere ‘Bu topraklarda hekimlik yapmak için umut var, birlikte önlüğümüzün beyazına sahip çıkıyoruz, karanlığı aydınlatacağız ve artık söz bizim’ diyoruz. Emek bizim ise söz de bizimdir! Taleplerimizden vazgeçmiyoruz!”

Talepler

Açıklamada ayrıca şu talepler yer aldı:

Sağlıkta özelleştirmeci, piyasacı politikalar durdurulmalı, sağlık hizmetleri toplumcu bir anlayışla yeniden inşa edilmelidir. 

Sermayeye değil sağlığa bütçe ayrılmalıdır. Güvencesiz, gerçekdışı bahanelerle işimizden edildiğimiz ve köleliği dayatan çalışma koşullarına son verilmeli, güvenceli çalışma esas olmalıdır. 

İşyerlerimiz alanın uzmanları ile görüşülerek güvenli, sağlıklı çalışma ortamları haline getirilmelidir. 
Haftalık çalışma sürelerimiz yeniden düzenlenmelidir. 

Emekliliğe de yansıyacak yaşanabilir temel ödeme sağlanmalıdır. Hekimlere 7200 ek gösterge verilmelidir.

Covid-19 başta olmak üzere meslek kaynaklı hastalıklara karşı bütüncül bir meslek hastalıkları yasası çıkarılmalıdır! 

Pandemi süresince çalıştığımız her yıl için derhal 120 gün fiili hizmet süresi zammı tüm sağlık çalışanlarına verilmelidir. 

Eylem planı

Açıklamada şu eylem planı yer aldı:

“Bu taleplerimiz için adım adım ilerleteceğimiz, her aşamasını üyelerimiz ile tartışacağımız, kabul edilene kadar devam ettireceğimiz mücadele programımızı sizler aracığı ile tüm kamuoyuna sunmak istiyoruz. 

Bu hafta boyunca ‘Beş dakikada hekimlik yapılmaz’, ‘Beş dakikada sağlık olmaz’ diyoruz.

Gelecek hafta itibariyle tüm yurtta, hastanelerde, ASM’lerde, üniversitelerde her sağlık kurumunda hekimler ile buluşacağız. 

20 Ekim’den itibaren her çarşamba bizleri yalnızca balkonlardan alkışlatanlara karşılık işyerlerinde maaşlarımızı ve çalışma şartlarımızı alkışlayacağız. 

15 Ekim’den başlayarak her ayın 15’inde tüm yurtta ‘Geçinemiyoruz’ diyenler maaşlarını alkışlayacak, sessizliği yaracak.

Her hafta bir tema ile yapacağımız eylemlerimizde, kasımın ilk haftası ekonomik haklarımıza (özellikle 7200 ek gösterge ve her yıla 120 gün yıpranma payı talebimize), ikincisi haftası çalışma koşullarımıza, üçüncü haftası Aynur Dağdemir’in ölüm yıldönümünde sağlıkta şiddete, dördüncü haftası çöken sağlık sistemine karşı taleplerimizi haykıracağız.

Yapacağımız buluşmalarda 175 bin hekimin ilettiklerini, hekimleri temsilen 23 Kasım günü heyetimizle başlatacağımız beyaz yürüyüş ile Ankara’ya taşıyacağız. Duyulmayanı duyurmak, görülmeyeni göstermek için Ankara’ya yürüyeceğiz.   

23 Kasım’da İstanbul’dan yapılacak uğurlamanın ardından Ankara’ya doğru başlatacağımız üç günlük beyaz yürüyüşümüzün sonunda 27 Kasım’da Ankara’da yedi bölgeden hekimler ile buluşacağız. Bu buluşmaya kadar taleplerimize yanıt alamamamız halinde o gün gerçekleştireceğimiz sağlık forumunda alacağımız kararlar ile g(ö)reve kadar gidebilecek süreci konuşacağız. 

Tüm kamuoyuna çağrımızdır: Taleplerimiz sizin için, bizim için, hepimiz için… Sağlık mücadelesinde yan yanayız!

Toplumun sağlığı sağlık emekçilerinin sağlığıyla mümkün olabilir. 

Herkesi sağlık hakkı için birlikte mücadeleye çağırıyoruz. “

Editör: TE Bilisim