Son 1 senedir Eskişehir sağlık sektöründe olaysız, sıkıntısız bir hafta geçmiyor.  
Eskişehir sadece şehrin değil bölgenin sağlık yatırımı konusunda en şanslı ili olmasına rağmen sağlık yönetimi konusunda aynı şansa erişemiyor.
 
Pandemi gibi zor bir süreç elbette bazı işleyişleri, bazı planlamaları alt üst etmiş ve yönetim işini zorlaştırmış olabilir. Ancak siyasetin direkt olmasa dahi arka plandan sağlık sektörü ve yönetimine dahil olma çabası bazen pişmiş aşa su katıyor ve sağlık gibi kritik bir sektörde yönetim zafiyetleri oluşturuyor. Sonra da sürekli kavga, kumar, sürgün, sızdırılan görüntüler diye skandal olaylarla karşı karşıya kalıyoruz.
 
Bu skandallara ve sorunlara son günlerde “sözleşme yenileme kaosu” eklendi.
 
Malumunuz sağlık sistemi son yıllarda sözleşmeli idarecilik sistemi ile yönetiliyor.
Üst düzey yöneticiler 3 yıllık sözleşme yaparak göreve başlıyor ve görevleri sözleşme uzatıldıkça devam ediyor.
 
Ancak bu sözleşmenin bir tarafında idareci varken diğer tarafında iki sacayağı var.
Herhangi bir idareci ile önce Sağlık Müdürlüğü sözleşme imzalıyor ardından sözleşme Ankara’ya gidiyor ve oradan onay alarak yürürlüğe giriyor.
 
Ancak Ankara kısmı genelde bir formalite, bir temsil pozisyonunda olmasına rağmen söz konusu Eskişehir olduğunda ciddi belirsizlikler yaşanıyor. Eskişehir’de yapılan sözleşmeler kabul edilmiyor, reddediliyor, bekletiliyor.
 
Haliyle hem yönetim kademesindeki isimler hem de yönettikleri kurumlara herkesin gözü önünde bir zafiyet, büyük bir sorun yaşatılıyor.
 
Yunusemre Devlet Hastanesi ve Başhekim Mustafa Karagülle’de bu belirsizliğin son kurbanı oldular. Yetmez diyorsanız 112 Başhekimi olarak yıllardır başarı rekorları kıran Veli Görkem Pala’da bu belirsizlik silsilesinin başka bir mağduru…
 
Ortada ciddi bir sıkıntı var.
 
Çünkü Eskişehir Sağlık Müdürlüğü Uzm. Dr. Karagülle ile Yunusemre Devlet Hastanesi Başhekimliği için 3 yıllık yeni bir sözleşme yapıyor. Ama Ankara normalde onaması gereken bu sözleşmeyi onamıyor.
 
112 Başhekimi Veli Görkem Pala’da Eskişehir’de imzalanan sözleşme ile Sağlık İşleri Başkanlığına atanıyor. Ne tesadüf ki onunda onaması yapılmayarak iş sürüncemeye bırakılıyor.
 
Bu konuda gözler elbette Sağlık Müdürü Uğur Bilge’ye çevriliyor.
Demek ki Eskişehir sağlığına Ankara’dan müdahil olan, bu atamaların yapılmasını istemeyen ve tüm gücünü kullanan bir siyasi mekanizma var. Eskişehir’de yüze gülüp sözleşme imzalatılıyor, Ankara’da arkadan dolanılıyor.
 
Ya bu süreçlere Sağlığın Eskişehir patronu olarak Bilge dâhil oluyor ya da bazı siyasi erkler yaptıkları müdahale ile Bilge’nin patronluğunu da askıya çıkarıyor.
 
Bu insanlar başarılı değilse, yöneticilik sorunları varsa anlarım ve itiraz etmem. Hatta hastane yönetimi ve içeride yaşanan eksiklikler ile ilgili birkaç eleştiri de ben sıkıştırırım araya.
 
Ancak hem atama yapıp, sözleşme imzalatıp hem de ıskartaya çıkartma çabası varsa kusura bakmayın ama bununda altında herkes gibi bende kocaman bir bit yeniği ararım.
 
Gariptir aynı mekanizma nasıl oluyorsa uzun zamandır sözleşmesi yenilenmeyen ve yaşı emekliliğe yaklaşmış olan isimlerle, hele ki 1 senedir sözleşmesi yapılmayan isimlerle peşi sıra sözleşme yapmaya ve Ankara’dan çabucak onama almaya başlamış durumda.
 
Tüm bunlara tesadüf diyorsanız ve Uğur Hoca’nın da bu durumu şaşkınlıkla karşıladığını düşünüyorsanız sözüm yok. Ancak kendisine yakın siyasilere ve ittifakın desteklediği sağlıkçıların kolayca onaylanmasına bakınca ben bu duruma Tesadüf diyemiyorum.
 
Ben belirsizlikten doğan boşlukta hastaneyi zafiyete uğratan sisteme, kişilerin itibarını zedeleyen mekanizmaya olsa olsa teessüf ediyorum

Soner Yüksel-Anadolu Gazetesi

Editör: TE Bilisim